Günümüz***
Ophelia Snape ile ders işlemek... Sanırım öğrencilerin, Hogwarts'ta geçirdiği en kötü dersler. Ah pardom, Severus Snape'in derslerinden sonra en kötü dersler olmalı.
"Evet Neville. Bir cevabın olmalı değil mi? Bunun cevabını biliyor olmalısın. Bilmelisin. Eğer bilmiyorsan seninle bir saat daha çalışacağız. Evet Neville? Cevabını öğreneyim."Neville ecel terleri dökerken, Ophelia keyifle izliyordu bu tabloyu.
Hermione, Neville'a cevabı fısıldamak için fırsat kollarken Ophelia "Ben kopya çektirmem, benim dersimde kopya çekemezsiniz." edasıyla bakışlarını öğrencilerin üzerinde gezdiriyordu.
"Snape,"diye mırıldandım. "İzin verirsen biz derse devam edelim."
Ophelia derin bir nefes aldı ve bana döndü. Hermione, Ophelia'nın sorusunun cevabını Neville'a fısıldarken, Ophelia keyifle sırıttı, "Gryffindor'dan 20 puan."
Bu kadının, kafasının arkasında gözleri mi var? Hayır. Ben Ophelia'nın tüm gizli uvuzlarını keşfettim. Eğer kafasının arkasında gözleri olsa mutlaka bilirdim.
"Dersin kalanı sizin."
Remus öğrencilerin dikkatini üstüne çekti ve Ophelia'nın anlattıklarına ve öğrettiklerine göre hayli hafif şeyleri anlatırken, Ophelia yaslandığım masanın yanına geldi ve açık olan kitabı kapattı.
Bu kadını izlemeyi, en büyük hobim ilan edeli uzun zaman oldu. Kusursuzluk kokan bu kadının, her hattını beynime kazıyorum. Öleceğim an hatırlamak istediğim tek şey bu kadın çünkü.
Ophelia'nın ağzından...
Evet Ophelia. Yıllar sonra dostların ile buluşmana çok az kaldı. Dostların... Tek dostların.
"Sevgili Ophelia Snape, seni şiddetle kınıyorum. Sayılı dostu olan biri olarak dostlarınla daha sık görüşmelisin." diye mırıldandım kendi kendime.
Kendi kendine konuşarak deli bir psikopat olduğunu kanıtladın, tebrikler.
Kendi kendime konuşarak tamamladığım yolculuğum sonunda son bulmuştu. İşte buradayım Spinner's End. Okuldan ayrıldıktan sonra yaşadığım, daha sonra da terkettiğim bu evde abimin yaşaması şaşırtıcı mı, değil. Neden? Çünkü Sev, kardeşini çok seviyor. Ve bu yüzden ondan kalan şeyler ile yaşamaya devam ediyor.
İçeri adım atar atmaz, etrafa göz gezdirdim. Evde ben kalırken de pek renkli olduğu söylenemezdi ve görüyorum ki pek bir şey değişmemiş. Eh işte kardeşinin abisi, pek değişim sevmiyor.
Pelerinimi tekli koltuğa fırlattım ve lavoya gittim. Ellerimde ki kanın, suyla beraber akıp gidişini izledim bir süre. Öldürmek bedenimi gevşetiyor. Bazı geceler avlanmaya gidiyorum. Ben avcıyım. Muggle dünyasında ki aylakları avlıyorum. Onların ölmek için yalvarışlarını, acı çığlıklarını duymak, gözyaşlarını izlemek, iyi biri olmak için son bir şans dilemeleri o kadar hoşuma gidiyor ki, çektirdiğim acının dozunu daha da artırıyorum. Ben acı çektirmekten zevk alıyorum. Bu yıllar boyu önüne geçmediğim en büyük ve tek arzum, ihtiyacım...
Ellerimi kurulayıp mutfağa gittim ve minik bir büyü ile kendime bir kahve hazırladım.
Kahvemi alıp salona döndüm ve cam kenarında ki tekli koltuğa oturdum.
"Kendi evinde bir yabancı gibi hissetmek nasıl bir duygu Ophelia?"
"Aslında beklediğim kadar kötü değil."
Kahkahama engel olamadım. Delirmem yakındır diye düşünerek kahvemden bir yudum aldım ve bardağımı sehpanın üzerine bıraktım. Ayağa kalkıp kitaplığın önüne geçtim. Bir çoğu bana ait olan kitapların üzerinde gezdirdim bakışlarımı. Yıllar boyunca dokunulmamış, tozlu kitaplar... Abimin anılarıma saygısı var galiba. Ya da benimle ilgili her şeyi yok saymış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SNAPE and BLACK
Fanficİki asi ruh... İkiside gözlerini kırpmadan canlarını verecek değerlere sahipti. İkiside aileleri tarafından reddedildi. Birisi onlar gibi kötü olmadığı için hain ilan edildi, diğeri ise muggle babasını öldürdüğü için katil. İkisi içinde işler zordu...