Ophelia'nın ağzından...
Ah hadi ama! Ne beklemiştin Ophelia? Seni güzel bulduğunu söylemesini felan mı? Bir an için gerçekten böyle birşey bekledim. Bilmiyorum sadece anlık bir şeydi fakat içimde bir şey oldu. Çenemden tutup, beni incitmekten korkar gibi başımı kaldırdığında akciğerlerim solunumuma daha fazla katkı sağladı. Nasıl oluyorsa o artık. Galiba nefes alışverişim hızlandı demenin farklı versiyonuydu.
Yatakhaneye döndüğümde pijamalarımı giyip hemen yatağıma girdim. Bella'nın planı işe yaradı mı, sonucu ne oldu merak ediyorum. Sanırım bunları yarın sabah öğreneceğim. Gerçekten çok yorgunum. O pisliği temizlemek kolay değildi. İnce pikemi başıma kadar çektim ve gözlerimi yumdum. Hala burnumda olan nefesimi kesen erkeksi kokuyla karanlığa bıraktım kendimi.
***
"Biri var Ophelia. Her gece rüyamda görüyorum. Dünyaya hükmedeceğimizi, tüm o muggleları yok edeceğimizi vaadediyor. Çok... Çok farklı biri."
"Tamam Bella. Onu anladım. Peki o nasıl? Yani kaç yaşında gösteriyor? Rüyanda nerede karşılaşıyorsunuz? Yanında başkaları var mı? Yani bu tarz şeyleri anlatırsan sana yardımcı olmam daha kolay olur."
"O... Bilmiyorum Ophelia. Görüntüsünü hatırlamıyorum. Büyük bir salonda karşılaşıyoruz hep. Simsiyah bir salon. Bir masanın etrafında oturuyoruz. Hepimiz oradayız. Lucius, Rodolphus, Cissy, Severus ve sen. Başkalarıda var."
"Bella gerçekten yardımcı olabileceğimi sanmıyorum. Yani o karşılaştığın kişi kim, neden hepimiz oradayız gerçekten hiçbir fikrim yok."
Yine sabah erken kalkmıştım. Hazırlanıp Slytherin ortak salona gitmiştim ve Bella oradaydı. Yani bir koca dönem boyunca öğrenebildiğim birşey varsa o da Bella'nın asla benden önce kalkmayacağıdır. Kabus gördüğünü söyledi. Gerçekten yardımcı olmak isterdim ama anlattıkları benim için hiçbir anlam ifade etmiyor.
"Dinlemende yeter. Teşekkürler."dedi ve yanağıma bir öpücük kondurup odaya döndü. Muhtemelen yeniden uyumayı planlıyor. Uykucu işte n'yaparsın?
Bella gidince bende bahçeye çıktım. Zaman inanılmaz hızlı geçti. Hogwarts'ta koca bir dönem geçirdim ve adam gibi bir sevgilim olmadı. Yanarım yanarım buna yanarım. Ama güvenmiyorum. Tabii ki tanımadığım kişilerle çıktım fakat o kişiler kesinlikle iyi kişiler değildi. İyilere güvenemiyorum.
"Günaydın."
Başımı kaldırıp yanıma gelen Sirius'a baktım. Aklıma dün gece ki nefesimi kesen o koku geldi. Acaba kendi kokusu muydu yoksa parfüm mü?
"Günaydın Black."diye mırıldanarak yürümeye devam ettim. Böyle güzel, güneşli bir havayı onunla kavga ederek geçirmek istemiyorum.
"Hava çok güzel değil mi?"
"Evet çok güzel bir hava ve ben bunu seninle tartışarak geçirmeyeceğim."
"Seninle tartışmak istemiyorum ki. Sadece sana eşlik etmek istiyorum."
Cevap vermek yerine yürümeye devam ettim. O yanımda yürürken kokusunu buram buram soluyorum. Kendine gel Ophelia. Abininde kokusu iyidir muhtemelen. Yani bunu Lily'ye sorsam daha iyi olur aslında. Sonuçta hayli yakınlardı.
"Abin ve Lily birlikte mi?" Durdum ve bakışlarımı Sirius'a çevirdim.
"Birileri hakkında bir şeyler öğrenmek için çevremde dolanma Black."
"Ben... Sadece merak ettim. Onlar hakkında bir şeyler öğrenmek için yanında değilim. Yanında olmak istediğim için yanındayım Ophelia."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SNAPE and BLACK
Fanfictionİki asi ruh... İkiside gözlerini kırpmadan canlarını verecek değerlere sahipti. İkiside aileleri tarafından reddedildi. Birisi onlar gibi kötü olmadığı için hain ilan edildi, diğeri ise muggle babasını öldürdüğü için katil. İkisi içinde işler zordu...