Ophelia'nın ağzından...
Sabah, güneş doğduğu sırada daha kimse kalkmamıştı. Sağ tarafıma döndüğüm zaman Cissy'nin daha uyuduğunu gördüm. Onun karşı yatağında Bella ve daha tanışamadığım kız da uyuyordu.
Erken kalkmak gibi bir huyumun olması gerçekten kötü.
Kimseyi uyandırmamaya dikkat ederek kalktım ve giyindim.
Ah hayallerim gerçek oldu. Her zaman Hogwarts'ta, slytherin'de okumak istemiştim. Ve şimdi burdayım, slytherin'deyim.
Kişiler nasıl bir sanatçıya hayransa bende slytherin'e hayranım.
Yatağımı düzeltip odadan çıktım. Slytherin ortak salonuna gittim ve kendimi deri koltuğun üstüne bıraktım. Etraf loş, korkutucu sanılan eşyalarla dolu ama bu slytherin'e özel.
"Günaydın."
Başımı kaldırınca bana günaydın diyenin abim olduğunu gördüm.
"Günaydın."
"Erkencisin."dedi yanıma otururken.
"Her zaman böyleyim."
"Ophelia Snape... Merak ediyorum da neden Dumbledore senin burada okumanı istedi?"
"Severus Snape... Kardeşinin yüzünü görmek bu kadar mı çekilmez?"
"Yine başlama lütfen Ophelia."
"Bencede ben başlamadan hava almaya gideyim."dedim ve oradan çıktım.
Onu ne kadar sevdiğimi anlayamıyor sanırım... Abime olan sevgimi kelimelerle anlatamam. O bana birkez sevgi gösterse... Sadece birkez sevgi gösterse-
"Oooo bayan Snape erkenciymiş."
Arkamı dönünce Sirius Black'i gördüm. Hımmm denildiği gibi yakışıklı görünüyor.
"Oooo bay Black erkenciymiş."dediğimde kahkaha atarak yanıma geldi.
"Sirius Black."diyerek elini uzattı.
"Arkadaşlarınız, düşmanınızın kız kardeşiyle konuştuğunu görse ne derler bay Black?"
"Hımmm, peki abiniz sizi benimle görse ne der bayan Snape?"
"Kelime oyunları için çok değerli vaktimi harcamamı istemeyin lütfen bay Black."dedim ve bahçeye yürümeye başladım.
"Adın ne Snape?"
"Sanane!"
"Bana emir verme Snape. Bana nasıl baktığın ortada."
Durdum ve arkamı dönüp suratımı buruşturarak ona baktım.
"Bu kadar ego seni ezebilir, dikkat et Sirius."
***
"Sabah yoktun Ophelia."
"Ah erken kalkınca biraz dolaşmak için çıktım."
"Ah bir erkenci daha eee nasılsın?"dedi Cissy yanıma otururken.
"İyiyim hemde çok çok iyiyim. Hogwartsta olmak bambaşka bir his."
"Evet hogwarts böyle. Tabii bazı pürüzler olmasa daha iyi olur."dedi Bella diğer yanıma otururken.
"Merak etme Bella, o pürüzleri de temizlemek bize düşüyor."dedi karşıma -abimin yanına- uzun sarı saçları olan çocuk otururken, adı Lucius'du sanırım.
"Kardeşimin tarafını belirlemek için çevresini sarmanıza gerek yoktu çocuklar."dedi abim sakinlikle.
"Bayan Snape sizinle tanışamadık. Ben Lucius Malfoy."dedi ve elini uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SNAPE and BLACK
Fanfictionİki asi ruh... İkiside gözlerini kırpmadan canlarını verecek değerlere sahipti. İkiside aileleri tarafından reddedildi. Birisi onlar gibi kötü olmadığı için hain ilan edildi, diğeri ise muggle babasını öldürdüğü için katil. İkisi içinde işler zordu...