1. BÖLÜM

297 21 4
                                    

Arkadaşlar benim bir önceki hikayem silinmiş olduğu için yeniden yazacağım.Fakat bu sefer yazacağım bir önceki hikayemin aynısı olmayacak.Keyifli okumalar.

Yaren'le bir cafede buluşmak üzere sözleşmiştik. Ben dolabıma mal mal bakarken aşağıdan Canan'la (üvey annem) ve babam kavga ediyordu. Babam Canan'ın ne bok olduğunu bildiği halde boşanmak istemiyordu, çünkü arada Can vardı.Can benim erkek kardeşim. Daha 8 yaşında küçük bir çocuk. Her ne kadar annelerimiz bir olmasada benim de kanımdandı ve onu çok seviyordum.

Dolabımdan siyah-beyaz bir elbise çıkarmıştım ve hemen banyoya ilerledim. Duş aldıktan sonra nemlendirici kremimi sürdüm ve kıyafetimi giydim. Saçımı topuz yaptım, ayağıma da butilerimi giydim, gözlüğümü ve çantamı aldıktan sonra aşağıya indim.Babam morali bozuk bir şekilde koltukta oturuyordu.

Babamın yanına gittim.

"Kendini üzme babacığım." dedim.

"Üzülmüyorum kızım. Sana ve kardeşine bu kavgaları yaşatmaktan bıktım, sadece bu." dedi buruk bir sesle.

"Ben sen benim yanımdayken gayet mutluyum babacığım. Ben Yaren'le buluşmaya gidiyorum, biraz gecikebilirim üzme kendini." dedim.

Arkadan duyduğum sesle irkildim.

"Babanı ben mi üzüyorum?" dedi Canan.

"Evet sen üzüyorsun! Babam senin kavgalarını çekmek zorunda değil. Neden babamın yanında olduğunu ikimizde bal gibi biliyoruz. Tek sebebi Can değil. Babamın parası senin derdin. Boşuna hevesleniyorsun, babamın kalbi her zaman annem için atıyor bunları o mercimek tanesi kadar beynine sok gerizekalı!" diye bağırdım ve kapıya yöneldim. Kapıyı açıp babama baktım o da bana bakınca kafamı olumsuz anlamda salladım ve kapıyı çarpıp çıktım.

Ciddi anlamda sinirlerim bozulmuştu. Ben kendimi annem öldükten sonra çok boş hissettim. 10 yaşındaki bir kız çocuğu için çok zor bir şeydi anne şefkatinden yoksun kalmak.
Ben bunları düşünürken futbol sahasının önünden geçiyordum. Futbol sahasının karşısındaki beton duvarda Yaren'i bekliyordum.

O sırada kafama sert bir şey geldi. Baktığımda bir futbol topu kafama inmişti. Başımı tuttum ve topun geldiği tarafa doğru ilerledim. Bana topu atan çocuk diğerine seslenerek,

"Görkem topu getirsene." dedi. Ve Görkem denilen çocuk bana doğru gelmeye başladı. Topu benden almaya çalıştı ama vermedim.

"Versene topu." dedi.

"Bu topu benim kafama atmadan önce düşünecektiniz." dedim. Ve o sırada kafama top atan çocuk geldi.

Oha bu ne lan öyle meteor lan çocuk.

İç sesime küfür ettikten sonra çocuk,

"Bir sorun mu var Görkem?" diye sordu.

"Topu vermiyor abi." dedi Görkem denilen çocuk.

"Abine mi şikayet ediyorsun beni, bu topu benim kafama atmadan düşünecektiniz." dedim. Meteor çocuk bana yaklaştı.

"Versene topu kızım." dedi.

"Sana seni vermeyi ben başaramam." dedikten sonra pis sandığım bir sırıtma aldı yüzümü.

"Laf sokma çabasına girme. Girdiğin an senin için kötü olur."dedi.

"Ne yaparsın döver misin?" dedim.

"Belli olmaz benim işim." dedikten sonra arkadan Yaren'in bağırdığını garanti verebilirdim.
"Hayalll!"

Yaren yanıma geldiğinde "ne oldu" anlamında kafasını bana
çevirdi.

"Topu ver." dedi.

"Topu vermiyorum var mı, bir özür bile dilemiyorsunuz ve topu vermemi mi bekliyorsunuz? Boşuna beklemeyin gidin kendinize başka bir top alın." dedim ve topla önüme dönüp yürümeye başladığımda bileğimi sert bir el tuttu.

"Eğer özür dilememi bekliyorsan yanılıyorsun ufaklık." dedi.

"Ufaklık? Bak özür dileme iki katına çıktı." dedim.

"Ölürümde senden özür dilemem." dedi

Yaren oradan lafa atlayarak,

"Kızım ver şunlara toplarını küçük çocuklar gibi mızmızlanıyorlar." dedi.

"Arkadaşın verirse topu antreman yapacağız." dedi Görkem denilen çocuk.

"Özür dilemiyorsanız gidiyorum." dedim meteor çocuğa imalı bir şekilde bakarak.

"Umut özür dilede versinler şu topu." dedi Görkem.

Demek adı Umut'tu.

Umut'un kahverengi gözlerine bir kaşımı kaldırarak bakıyordum ki bu beni çok havalı gösterdiğini biliyordum.

"Hayır Görkem ben bu kızdan özür dilemem." dedi.

"Sen bilirsin." dedim ve Yaren'le önümüze dönüp yürümeye başladık. Arkadan Görkem'in bu antremanı yapmazlarsa yarın ki maça hazırlıksız gidileceğinden büyük bir ihtimalle maçı kaybedeciğini söylüyordu. Ve yeni bir top almak için vakit olmayacağını söylüyordu. Ve yine bileğimi biri sertçe tuttu.

"Senin şu bileğimle alıp ver-" derken sözümü kesti.

"Özür dilerim." diye mırıldandı.

"Duyamadım." dedim.

"ÖZÜR.DİLERİM." dedi her kelimenin üstüne ayrı bir vurgu yapmıştı.

"İyi, al." dedim topu ona uzatarak.

"Gün gelecek sen benim ayaklarıma kapanacaksın." dedi.

"Bir daha görürsem seni ihtimal veririm böyle bir olaya ama asla yapmam böyle bir şeyi." dedim.

"Dünya küçücük belli mi olur." dedi.

Bende önüme döndüm ve Yaren'e göz kırpıp ilerledim ve Yaren'de geldi.

"Sen ne çakalsın." dedi.

"Zafer benim hadi kutlamaya gidelim." dedim.

"Ne ısmarlayacaksın?" dedi.

"Sen seçersin." dedim ve bir taksiye binip gideceğimiz yeri söyledik.

Arkadaşlar umarım bu hikayemi beğenirsiniz. Sizi seviyorum.

AŞKIN TA KENDİSİSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin