19.BÖLÜM

49 7 0
                                    

"Abi Hayal yengenin babasını yoğun bakıma aldılar ameliyat çok zor geçmiş hàla hayati tehlikesi varmış."

Telefon elimden düştüğünde Yaren bana öylece bakıyordu.
Deli gibi kafa sallıyordum.

"Hayır, hayır!"diye bağırıp diz çöktüm. Olamazdı. Babama bişey olursa ben yaşayamazdım. Gözyaşlarım şiddetlendikçe Yaren'de karşıma geçip birşeyler söylüyordu. Hiç bi şey duymuyordum. Kafamı çevirdiğimde sehpanın üstünde araba anahtarı görüp almam bir oldu. Koşar adımlarla garaja gittim. Yaren arkamdan

"Hayal nereye gidiyorsun?" diye bağırdığında adımlarımı daha da hızlandırdım. Arabaya binip son gaz Ankara'ya sürdüm.

Gözyaşlarım yüzünden yolu bulanık görüyordum. Ağlamayacaktım en azından şimdilik babamın yanına sapasağlam gidecektim.

Yaren'den

Hayal çıktıktan hemen sonra Görkem'i aradım. Aradığımda hemen konuya girerek

"Alo, Görkem acilen Umut'u bulman lazım." diyip suratına kapattım. Hayal'in telefonu aradığımda telefonun sesi kanepenin arkasından geliyordu. Telefonu da yanında değildi.
Ne olmuştu ki?

Evi yaklaşık 10 dakika turladıktan sonra zil çaldı. Koşar adımlarla kapıyı açtığımda karşımda Görkem ve Umut vardı. Umut hemen içeri girdikten sonra Görkem'de girdi.

"Telefonum nerde?" diye kükredi Umut. Elimle kanepenin üzerini işaret ettim. Hızlıca telefonu alıp birisini aradı.

"Lan siz benim sesimi duymadan nasıl olayı anlatırsınız." diye bağırınca yerimde sıçradım. Telefonu kapattığında
"Ne oldu ya Hayal neden öyle alel acele çıktı hemde ağlayarak? " dediğimde Umut bana baktı ardından sehpaya.

"Allah kahretsin." diyip evden çıktı. Görkem çıkacağı sırada kolundan tuttum.

"Neler oluyor?" diye sorduğumda nefesini dışarı verdi.

"Hayal'in babası kalp krizi geçirdi. Adam ambulansta ölmüş ama sonra geri hayata döndürmüşler. Ameliyatta zor geçmiş. Yoğun bakımdaymış ama hayati tehlikesi var. Ve hayatını kaybetmesi an meselesi. " diyip o da Umut'un ardından çıktığında dizlerimin üzerine çöktüm. Hayal bunu asla kaldıramazdı.

Önce annesi sonra babası asla yapamazdı. Ben bile böyle bi tepki verdiysem Hayal yıkılırdı,yıkılmıştı da...

Hayal'den

İstanbul'a geldiğimde hemen arabadan indim ve havaalanına gittim. Ankara'ya bilet aldıktan sonra beklemeye başladım. Allah'tan pantolonumun cebinde para vardı. Ve havaalanın müdürü babamın çok yakın arkadaşı oldığu için kimliğe ihtiyaç kalmamıştı.

Yanıma bi teyze oturdu.

"İyi misin kızım betin benzin atmış?" dediğinde ona döndüm. Tanımadığım bi kişiye babamı anlatmıcaktım. Tam bişey diyecekken lafını devam ettirdi.

"Bişey olmuş belli. " dedi.

"Bişey yok teyzeciğim. " dediğimde Ankara anansonu yaptılar.

Kalkıp hızlıca uçağa doğru yürüdüm. Uçağa binip babamın yanına gitmeyi bekledim.

Umut'tan

Hızlıca havalimanına gidip Ankara'ya bilet istedim. Uçağa bindikten sonra tek isteğim Hayal'in bana kızmaması ve babasının hemen iyileşmesi. İzmir'e geri döndükten sonra o adamı öldürecektim. Keşke telefonu evde bırakmasaydım.

2 saatlik yolculuğun ardından hemen hastaneye gittim. Hastaneye girip danışmana doğru ilerledim.

"Mustafa Sarıkan?"diye sordum. Hayal bana babasının ismini söylememişti ama ben herşeyi araştırmıştım

AŞKIN TA KENDİSİSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin