6.BÖLÜM

100 21 1
                                    

Multimedia:Hayal

Nereye gittiğimizi sorduğum halde cevap vermiyordu.

"Nereye gidiyoruz." diye belki 1000. soruşum oluyordu ve o bana kısa bir bakış atıp önüne dönüyordu.

"Off." diye bağırdığımda bu sefer arabayı  büyük bir şirketin önünde durdu. Kocaman bir tabelada "ASLAN HOLDİNG" diye bir yazı yazıyordu. Umut'un soyismide Aslan'dı. Demek onların holdingiydi.

"Neden buraya geldik?" diye sordum.

"Ufak bir işim var gel benimle." dedi.

"Ben arabanın içinde dursam?" dedim.

"Haa oldu arabamla birlikte git." dedi, bende şirince sırıtarak,

"Gitsem senin bu külüstür arabanla gitmem zaten." dedim.

"Bu mu külüstür?" dedi arabasını gösterirken. Gösterdiği zaman gözleri kocaman açılmıştı. Bu hali çok tatlı durduğundan beni gülümsetmişti. Bana bakıp ne oldu anlamında başını salladı.

"Bişey yok." dedim.

"Geliyor musun?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım.

"Niye sana soruyorum ki ?" diyince,

"Hep aynı şeyi yapıyorsun o zaman niye soruyorsun?" dedim.
"İlk defa haklısın." dedi ve beni omzuna alarak kaçırma pozisyonu aldı.

"Sapık mısın oğlum sen bıraksana beni lan gerizekalı!" diye bağırdığımda yere yapışmıştım.

"Daha fazla hakaret edeceksen ait olduğun yerde et, bu arada hayvan gibisin." dedi.

"İsmini tekrarlayıp tekrarlayıp durmasan diyorum ama çok tanışmak istiyorsan bende Hayal." dedim ve kıçımı ovuşturdum gerçekten çok acımıştı.

Gülerek bana baktı ve bende onun kahverengi gözlerine...
Kendine gel Hayal dedim içimden.

Elini uzattı ama ben tutmadım.

"Bugün elini veren yarın-" diyince kafama hafifçe vurdu ve o da gülmeye başladı.

Bir odanın içine girdik ve Umut çek defterine yüklü bir miktarda para yazıp ö ile başlayann bir imza attı.

"Adın Umut ve Ö harfi ile başlayan bir imza çok iç açıcı." dedim.

"Babamın imzasını kopyalıyorum." dedi.

"Oha ne yapıyorsun ya sen yasa dışı bırakmazsan polisi ararım." dedim.

"Suç ortağımsın o zaman, hem babam böyle şeylere alışık."  dedi.

"Olsun bırak o çeki." dedim. Bileğimden tuttuğı gibi aşağıya indirmeye çalıştı.

"Hırsız var hırsız girdi!" diye bağırınca herkes bana aval aval baktı.

"Ne bakıyorsunuz be hırsız var diyorum!" diye bağırmaya başladım.

Bir adam yanımıza geldi.

"Umut Bey babanız buradaki dosyada imzalama onayını size  verdi." diyince Umut'un boşluğundan yararlanıp dışarı doğru koşmaya başladım ve Umut güvenliklere seslenmeye başladı.

"Güvenlik tutun o hırsızı." diye bağırdı ve anında iki güvenlik koluma yapıştı.

"Bırakın beni imdat, izmandut gibisin lan ahh kolum bıraksana lan beni!" diyince Umut'da yanıma geldi ve beni iki izmanduttan kurtardı bende onlara dönüp dil çıkardım. Umut kafasını bana döndürüp gülünce,

"Ne gülüyorsun be?" diyip omzuna vurdum.

"Çocuk gibisin." dedi.

"Sensin çocuk." diye homurdanmaya başladım ve arabaya doğru yönelip sinirden arabanın tekerine vurdum.

"Hoop napıyorsun!"  diye bağırdığında bende ona şirin olan gülümsemelerimden birini attıp arabaya bindim.

"Hem tekerime vur hemde bin oh ne ala memleket." dedi.

"Eve götürüyorsun dimi?" diye sordum.

"Hayır." diye açık ve net bi cevap verince,

"Pardon ama neden hayır?"

"Çünkü işimiz bitmedi."

"İş?" diye sorduğumda,

"Sus ve emniyet kemerini tak." diye emir verince dayanamayıp,

"Sen kime emir veriyorsun be!" diye bağırdım, vallahi sesim kısıldı artık.

"Sana." diyince duraksadım çok güzel bi cevap vermişti. Önüme dönüp yolu izledim.

Gözlerim artık kapanıyordu karanlık hafiften çökmüştü ve ben uykuya dalmıştım.
----------
Başım yumuşak birşeye çarpınca gözlerimi açtım. Umut  kahverengi gözlerini irice açmış bana bakıyordu. Tam ağzımı aralayıp birşey söleyecektim ki "uyu" dedi ve gözlerime hakim olamadım ve kapandı.
-----
Kalktığımda kocaman geniş bir odanın içindeydim. Yanımda küçük komidin vardı onun üstünde duran sudan içtim. Oda siyah olmasına rağmen çok güzeldi.

Kapıyı açıp merdivenlerden aşağı indim.

Umut bir koltukta oturmuştu. Beni gördüğünde,

"Uyandın mı?" diye sordu.

"Yok beden burda ama ruh hala uykuda." diye dalga geçtim.

"Ne kadar güldüm bilemezsin." dedi.

Hemen konuyu değiştirip,

"Burası neresi?" diye sordum.

"Dağ evi." diye yanıt verdi.

"Dağ evinde ne işimiz var bizim?" diye çığırdım.

"Ne bağırıyorsun kızım ya kulağımı ......" dedi.

"Doğru konuş benimle." diye bağırdım ve sehpanın üzerindeki arabanın anahtarını alıp kapıya koştum. Kapıyı tam açtım ve bir adımımı atmıştım ki Umut kolumdan tutunca ayağım kapının önündeki tahtaya takıldı ve Umut üstüme düştü.

Burunlarımız çarpışmış dudaklarımızın arasında milimetreler vardı. Benim kalbimde deli gibi atıyodu. Kahverengi gözlerine odaklanmıştım o da gözlerimin içine bakıyodu. O kadar ağır değildi ama kas yığını çocuk mübarek ayağa kalktı ve beni kendine doğru çekti. Bende  ayağa kalktım ve o da hemen kapıyı kapattı.

Hemen koşa koşa uyuduğum odaya çıkmıştım. Kızarmıştım yanaklarım yanıyodu. Hemen komidinin üzerindeki suyu alıp yanaklarıma su attım . Odanın kapısı açıldığında Umut'un geldiğini gördüm.

"Aç mısın?" diye sordu.

"Evet." dedim.

"Hadi gel yemek hazırlayalım." dedi, şaşkınca ona baktım.

"Ben ve yemek hazırlamak çok yanlış eşleştirme." dedim.

"Kalk hadi." dedi ve bileğimden tuttu.

"Umut bana bu eziyeti çektirme lütfen." dedim.

"Kızım sen kendin başlı başına bi eziyetsin zaten." dedi.

"Ben mi sana diyorum bu eziyeti çek diye."

"O piçten seni korumak zorundayım." dedi.

"Değilsin." dedim. Umut kolumdan çekiştirip,

"Hadi kalk." dedi ve yerimden kalktım.

"3-4 tane itfaiye çağır." dedim.

"Neden?" diye sordu.

"Birazdan olucak yangına  bir tane itfaiye yetmez." dediğimde güldü.

AŞKIN TA KENDİSİSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin