Multimedia ağağağa 🤍🤍🤍
🐞🐾
Sol ayağımdaki terliği de fırlattım.
"Aghh!" Kıçına isabet eden terliğime sırıtarak baktım. Poposunu ovuşturarak bana bakarken kuyruğunu sallıyordu. Dudaklarımdaki kıvrımı yok edip ciddi bir ifade takındım.
"Buzdolabından uzak dur."
"Açım!" diyerek yeniden buzdolabının kulpunu tuttuğunda onun üzerine tezgahtan atlayarak uçtum. İkimizi bir yere devirirken koca kafası mermer taşta ses çıkardı.
"Pasta üç saat buzdolabında kalacak dedim sana!" diye bağırdığımda yüzüme acı çeker gibi baktı. Bileklerini birleştirip göğsüne bastırdım. "Ya üç saat bekler, pastayı yersin; ya da şimdi evden defolup gider," Şirin şirin sırıtırken çanına vurdum. "Gece gelirsin ve pastayı yersin."
"Defolmak daha iyi bir seçenek gibi geliyor."
"En başta yapman gereken..." Tikki pasta yediği için sesi boğuk çıkmıştı. Kara Kedi'yi serbest bırakıp hızlıca ayağa kalktım. O öylece yerde uzanmaya devam etti.
"Tikki yiyor da ben niye yiyemiyorum?"
"Çünkü burası benim mutfağım ve benim kurallarım." Birer silahım haline gelmiş ev terliklerimi yeniden ayağıma geçirdim. Sızlanarak ayağa kalkmaya çalışırken bana ellerini uzattı. "Bana kurallardan bahsetmemiştin."
Ellerini tuttum. "Çünkü yoktu."
"Her şeyi bana inat yapıyorsun." Ellerimi tuttuğu halde bana yükünü vermeden ayağa kalktı. Pastasını yiyen Tikki'ye ters bir bakış attığında Tikki ona uydu ve dil çıkardı.
"Kwamin sandığım kadar uslu değilmiş." diye mırıldandı. İkimizi birden L koltuğa serdiğinde onun önüne düştüm. Omuzlarımdan tutarak beni göğsüne çekti, karşı koymadım.
"Tikki'yi kıskanma." dedim yorgun bir sesle. Bugün oldukça yoğun geçmişti. İlk maceram intikamımı almamla başlamıştı. Chloé ve onun kız kardeşi oluşunun gerçeklerini öğrendikten sonra, bir de düşmekten bitap olduğum buz pistine gitmiştik. Bu Koca Pisi'yle iki saat pasta yapmakla uğraşmıştım. Mahvettiğimiz mutfağı temizlemiştik. Şimdi uzandığımda ise günün yorgunluğunu bedenimde hissetmiştim.
Televizyondan çizgi film kanalını açmıştı. Bej rengi kırlenti başımın altına çektiğimde saçlarımla oynamaya başladı. İzlediğimiz çizgi filmin adı Doraemon idi.
"Cebinden her boku çıkıyor bu da." dediğinde ona yorgun bir bakış attım. Dayanamayıp güldüğümde o da gülerek dilini dişlerinde gezdirdi.
Hava kararmaya başlamıştı. Annem ve babam alışverişten ne zaman dönecekti hiçbir fikrim yoktu. Savaş alanına dönmüş mutfağı annem görmeden temizlediğimiz için şanslıydım.
Vücudum bir anda titreşime geçmiş gibi titrediğinde irkilerek ne zaman kapandığını anlamadığım gözlerimi hemen araladım. Elimi arkama attığımda dirseğim onun vücuduna yapıştı. Şu an süper kahraman formunda olmasaydı sonrasında karnında bir çürük izi çıkacağına emindim.
Sweatshirtümü yukarı doğru çekiştirdim. Arka cebimden telefonumu çıkardığımda gözlerimi kısıp ekrana baktım. Chloé arıyordu.
"Kankin ilk günden seni arıyor." dedi sevecen bir sesle. Ona göz ucuyla bakıp sırıttım. Telefonu açıp kulağıma dayadığımda Chloé'nin sesi gözlerimi aralamama neden oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | Miraculous
FanfictionLain Serisi Ⅱ #ladynoir Yazarın hayalini düşlediği yollardan ayak izlerim geçti. Galaksiden intihara hazırlanan yıldızlar bu yola düştü. Dolunayın süslediği bu yolda ayak izlerimi silmem için geçmişe dönmem gerek. Geçmişimin solunda bir yara var. "B...