"Saç kurutma makinesini nereye soktu bu Kedi?" Ağlayacak gibi inleyip saçlarımı çekiştirdim. Odamı darma duman etmiştim ve saç kurutma makinem yoktu! Saçlarımı en son Kara Kedi kurutmuştu, bulamıyordum.
"Marinette, misafirin geldi!" Annemin bağırışına göz devirdim. O misafir her gece odamda yatılı kalıyor anne...
"Geliyorum!" Bağırırken çatlayan sesimle öksürüp makyaj masamın başına geçtim. Saçlarıma mor bandana geçirip dağıttım. Saçlarım yıkandığım için nemliydi ve bütün bu olanlar Kedi'nin suçuydu. Kendime kullanmayacağım desem de dudaklarıma çilekli lip balm sürdüm. Kedi biraz yerinde kudursundu. Saçlarımı da çilekli şampuan ile yıkamıştım, aç gözlüğünün bedelini kudurarak çekinsindi.
Nemli saçlarımı savurarak üzerime giydiğim sarı ve mor işlemeleri olan elbisemle odamdan aşağı indim. Dizlerimdeki yaralar görünüyordu, bundan utanmıyordum. Rahatsız da olmuyordum, onlar benim acılarımı temsil ediyordu. Yürüdüğüm yoldaki anılarım dizlerime yara olmuştu.
"Saçlarını neden kurutmadın Marinette?" dedi annem mutfaktan. Ona birkaç şey mırıldanıp kapıya yöneldim. İçimde bir yerlerde her şeyin berbat bir hâle döneceği endişesi vardı. Kara Kedi aileme gerçeği söylemek istiyordu fakat okul için farklı anlaşmıştık. İlişkimizi ailem ve tek istisnamız olan Alya bilecekti.
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp kapıyı açtım. Elinde farklı çeşitlerde çiçek buketiyle gördüğüm Kedi'yle sol elim ağzıma kapandı. Gözleri bir anlığına açık kapıdan içeride dolaşsa da bana elini sallayıp, "Merhaba Marinette." demesine neredeyse kahkaha fırlatacaktım.
"İçeri gel Kara Kedi." diyen annemin sesiyle büyüyen yeşil gözleriyle içeri girdi. Elimi ağzımdan çekerek, "Merhaba Kara Kedi." dedim dudaklarımı birbirine bastırıp. Elindeki buketi aldığımda gözlerim ebeveynlerimde gezindi. Babam ellerini çenesinin altında birleştirmişti, annem ise babamın iri koluna sarılmıştı. Karşılarında çikolata çeşmesi varmış gibi bakıyorlardı. Gözlerimi yeniden Kedi'ye çevirdim.
Merhaba fransız selamlaşması!
Ellerini omuzlarıma koyduğunda parmak uçlarımda yükselmeme gerek kalmayacak bir şekilde eğildi. Ufak bir hareketle alt dudağını ısırdığında dudaklarımı birbirine bastırıp onun yanağına öpücük kondurdum. Dudaklarını yanağıma bastırdığında gülerek diğer yanağından öptüm. "Buket için teşekkürler." dediğimde yavaşça geri çekilip doğruldu. Gözleri ailemde dolaşırken onun gerginliğini sezdim. Her an bir kahkaha patlatabilirdim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | Miraculous
FanficLain Serisi Ⅱ #ladynoir Yazarın hayalini düşlediği yollardan ayak izlerim geçti. Galaksiden intihara hazırlanan yıldızlar bu yola düştü. Dolunayın süslediği bu yolda ayak izlerimi silmem için geçmişe dönmem gerek. Geçmişimin solunda bir yara var. "B...