Güneş ihtihar edecekti.
Bir eğlencenin ortasında bağımlılığını kaybetmiş bir çocuk gibi bir korkuyla, şaşkınlıkla kaskatı kesilmiştim. Gökyüzüne boyanan güneş yüzümün bir tarafını ışığıyla boğdu, intiharını bana gösterdi. Büyük bir sarsıntın eşiğine kapıldım. Zamanın bile takip edemediği bir hız döngüsünün içerisindeydim. Muhtaçlığımı kaybetmiş bedenim yere serildi. Ellerim refleksle tahta parkeye tutundu. Güneş bedenimi ele geçiriyordu sanki ve buna eşlik etmek isteyen güç asadan çıkıyor, bana ulaşamadan büyük bir yenilgiyle yok oluyordu.
Adrien beni korudu.
"İyisin." dediğini duyabilmiştim beni arkasına alarak sopasıyla bizi korurken. İyi misin dememişti, duymak ve bilmek istediklerinde emin bir şekilde sonuca varmıştı. İyiydim, iyiydik.
"Korumacı sevgili demek..." dedi akumazite. Ayağa kalktım, ona döndüm. Mor, gri ve siyah bütününü oluşturan bir kostüm parçasına sahipti. Bu kötüleştirilmiş kişiden bihaberdim ama şu anda Hawk Moth'la iletişimde olduğundan çok iyi bir şekilde haberdardım. Bunu, "Evet, Hawk Moth." diyerek kendince konuşarak kanıtladı.
Bir kolunu belime sardı. Aceleci olduğu gibi temkinliydi de. Kollarımı onun boynuna sararken beni dışarı çıkaracağını biliyordum, öyle de oldu. Akumazite arkamızdan bir şeyler söyledi, bir mana çıkaramadım.
"Bu durum canımı sıkmaya başladı." dedi dişlerinin arasından beni tamamen kucaklarken. Tikki'nin omzuma yerleştiğini hissettim. Adrien koşmaya devam etti, yumduğum gözlerimi açtım.
"Siktir!" Biçimlendiremediğim bir nesne havada asılıydı ve şu anda hareket hâline geçmişti. Akumaziteyi gördüm. O nesne de onu takip etti. "Bu ne?" diye bağırdı Adrien. Şaşkınlıkla gözlerim sonuna kadar açıldı. Onun yakasını kavrayıp yüzüne döndüm. "Akumazitenin bir parçası mı?" Bizi isabet alan ama tutturalamayan güçler çatı zemine çarpıyordu. Birkaç kiremitin kırıldığını ve yola düştüğünün farkındaydım.
"Onları hedef al!" Devasa nesne akumazitenin emrine uydu ve ondan çıkan parlak ışınlar gözle zor görülür bir hızla bize gelmeye başladı. Dönüşmem için uygun şartlara sahip değildim ve bu şekilde Adrien'a yük oluyordum.
Bir kiremit daha kırıldı, denge kayboldu. Ona sarılı kollarım gevşedi, ondan koptum. Gözlerim olduğumuz yükseldiği göremedi ama bedenim boşluğa kucak açtığında artık her şey daha netti.
"Marinette!" Bana doğru uzattığı eline tutunamadım. Dilim tutuldu ama güvendim. Akumazite ve onun hizmetkârının gücü Kara Kedi'yi hedef aldı ama başarısızlıkla sonuçlandı. Hiç düşünmeden beni kurtarma umuduyla bedenini aşağıya bıraktığında hayal kırıklığına bürünmüş güçler çatının ucundaki son kiremitlerin de kırılmasına neden oldu. Eli elime tutundu, "Plagg, güçlen!" demesiyle birlikte yoğun bir ışık yükseldi. Bu, gözlerimi sıkıca kapatmama neden oldu.
Onun sıcaklığıyla birlikte yakından bildiğim soğukluk beni kuşattı.
İntihar eden güneşin artık bende yeri yoktu.
Aşk kilidimizin kaybolduğu bu nehire bir kez daha gömüldüm.
"Nefes al güzelim." dediğini duyabildim suyun içinde. Sımsıkıya kapattığım gözlerimi ve dudağıma yaslanan soğuk metali hissettim. Belime sımsıkıya sarılmıştı, beni nehirde tutan onun kollarıydı. Usta Fu'nun bahsettiği artı güçlerden birini kullanmış olmalıydı. Suyun içinde konuşuyor olmasının nedeni buydu. "Kendini kasma." diyene kadar bunun farkında değildim. Bu nehirde iyi anılarım yoktu. Tek güzel yanı aşk kilidimizin bu sularda sonsuzluğa kavuşmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | Miraculous
FanfictionLain Serisi Ⅱ #ladynoir Yazarın hayalini düşlediği yollardan ayak izlerim geçti. Galaksiden intihara hazırlanan yıldızlar bu yola düştü. Dolunayın süslediği bu yolda ayak izlerimi silmem için geçmişe dönmem gerek. Geçmişimin solunda bir yara var. "B...