23. Bölüm "His Canavarı"

308 27 7
                                    

"Leydim?" diye seslendiğinde avuç içimi alnıma bastırdım. Elinin birini omzuma, diğerini belime koyduğunda yüzümü boyun girintisine sakladım. Kollarını bana sardı sorgusuz, belki de biliyordu. Onun da duygu karmaşası içinde olduğunu biliyordum, benim onu gördüğüm gibi o da beni görüyordu.

"Bugün," dedim kısık bir sesle. Yüzümü sıcak boynundan kaldırdım. Birkaç yağmur damlası ruhuma düştü. "Bugün mutlu olacağız, değil mi?" dedim, sesim ondan umut bekler gibi çıktı. Gözlerim ona konuştuğunda ben yanıt olarak sadece sessizliği duydum. Ellerim kollarına tutundu, neden mutlu olacağız demiyordu?

"Neden huzursuz olduğumu bile bilmediğim tavuskuşu mucizesi, onun gücünden faydalanan Mayura'yı, ne de yansımamı düşünmek istemiyorum." Başımı iki yana salladığımda artık yağmur damlaları seri bir şekilde yeryüzüne kavuşmaya başlamıştı. "Kendimi zihnimin içinde kaybediyordum ve rengimi bulamıyorum Kara Kedi. Sen de öyle misin?" dedim gözlerinin içine bakmayı sürdürürken. "Ben senin için beyazım değil mi?" Dudaklarım hafiften kıvrıldı, elimi yüzünün bir tarafına koydum. Maskesinin üzerinden sevmekten hoşnut duyduğum elmacık kemiklerini okşadım. Bir yağmur damlası sanki onun gözyaşıymış gibi yanağından kayıp gitti.

"Sahip olduğum renk o mu? Ben beyaz mıyım?"

"Sen beyazsın." dedi net çıkan bir sesle. Onun da dudaklarına ufak bir kıvrım filizlendi. "Beni mavi gördüğünü biliyorum, maviyi hissediyorum. Sen de beyazı hisset."

"Kendimi buluta, seni gökyüzüne benzettim." Ama arşa kan karıştı, bulutlarda toplanan kan ruhuma işledi, diye devam edemedim.

"Beni bulutlara çıkaracak mısın? Ben sana dolunayı göstermiştim." dedi, anılarım beni aylar öncesine götürdü. Onun kolları arasında, gecenin bir vaktindeki sohbetimizi anımsadım. Bu hatıra dudaklarımdaki kıvrımı güçlendirdi, yavaşça başımı salladım. "Seni istediğin vakit bulutlara çıkaracağım."

"Böceğim," Gülüşü büyüdü, yüzümü avuçlayıp başımı daha da ona kaldırmamı sağladı. Gülen gözlerini okudum, dudaklarını kâküllerimin arasından alnıma bastırdı. "Az önce kendin dedin ben bulutum diye. Senden başka ne isteğim olacak benim?" Kollarını bedenime sardı, içimdeki bütün sevgimle ona sarıldım. Ne güzel konuşuyordu canım adam. Bana cevabını susarak değil, sarılarak vermişti.

Biz bugün mutlu olacaktık.

Ve kanın hiçbir zaman arşa karışmamasını diledim. Sadece günbatımı gibi görünsün, kanı hissetmeyeyim istedim. Kanın hissiyatı kötüydü, iyi hissettirmiyordu ve dolu düşüncelerimin içerisinde kendimi kaybetmemeliydim. Sürekli kendime hatırlattım mutlu olacağım diye. Tüm hissiyatları tadacaktım ama en sonunda mutlu olacaktım.

Gardiyanın yanına ne zaman gideceksem her zaman açık olan kapısı bugün kapalıydı. Geri dönüşümü karanlık bir arada gerçekleştirdiğimde Kara Kedi kahraman formunda kaldı. Usta onun yeniden kahraman formuyla yanına geldiğini gördüğünde kızacaktı ama onun yanına birlikte gitmemiz gerekiyordu. Birlikte olmamamız için de onun kedi kulaklara sahip olması lazımdı, en azından bugün için.

"Balkondan onu kontrol edeceğim, kapının önünde bekle." dedi Kara Kedi, ona kafamı salladım. Yağmurun seri hızı seyrekleşmişti ama yine de elbisem ıslansın istemiyordum.

Karanlık aradan çıkacağı sırada durdu, hızlıca bana geri dönüp yumuşak dudaklarını yanağıma bastırdı. Beklemediğim için bir koluna tutundum. "İçimden geldi." Gözlerime kısa bir bakış attığında hızlı adımlarla yanımdan ayrıldı. Karanlık arada yalnız kaldığımda avucumu öptüğü yanağıma bastırdım.

Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | MiraculousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin