Güneşin üzerini bulutlar kapladığında mavi gözlerime sanki bir gölge düştü. Dalgın ve sakin bakışlarım mavi gökyüzünden ayrıldı. Sırtımı yasladığım koltukta dik bir konuma geldim. Şehrin kahramanları için tören açılışı başlamıştı ve Alya ile birlikte birkaç arkadaşım töreni izlemek için otelin çatısına çıkmışlardı. Tek kalmayı tercih etmiştim, birazdan Uğur Böceği sahalarda olacaktı. Halka karşı bir konuşma yapmak zorundaydım. Tedirgin olabilirlerdi ya da tam bir yıldır kendisini gizleyen süper kötü partneriyle birlikte karşılarına çıktıkları için korkmuş da olabilirdi fakat korkmalarına gerek yoktu. Kendime ve Kara Kedi'ye güveniyordum. Biz şehri her zaman korumuştuk ve yenilgiye hiçbir zaman kucak açmazdık.
"Marinette," Kısık ve sessiz ses kulaklarımı doldurduğunda kurmuş dudaklarımı ıslattım. Kendime sardığım kollarımı çözdüğümde Chloé sol yanıma oturmuştu. Bacak bacak üstüne atıp bana döndüğünde ben de dikkatimi ona verdim. Dudaklarındaki ufak tebessümle birlikte lacivertlerindeki anlayışla yüzüme baktı.
"Töreni izlemeyecek misin?" dedi sadece, dudaklarındaki kıvrımla karşılık verip hafiften başımı salladım. "İzleyeceğim, birazdan yanınıza katılacaktım." Bu pembe yalan canımı acıtmamıştı ama küçük de olsa yalan söylüyor olmam kötü hissettiriyordu.
"Kahramanların halkı selamlayacağından eminim."
"Evet," Gülümsedim, gülüşüme karşılık sarı saçlarında parmaklarını gezdirdi. "Tabii, en iyi bilgiler senin elinde olsa gerek." dedi, ona gülerek kafamı salladım.
"Kara Kedi her şeyi bana anlatmıyor ama törene gelecekleri bilgisi kesin."
"Sadece takılıyorum Marinette." Kısa bir anlığında elini elime koyup geri çekti. Gözlerimin önünde düşen hareketlilikle başımı kaldırdım. Adrien elindeki punch olduğunu düşündüğüm kadehle birlikte açık havuza açılan fransız camın önündeydi. Bakışları aynı benim olduğu gibi dalgındı ve gökyüzüne bakıyordu.
"Biliyor musun," diyen Chloé'ye baktım. Adrien'a baktığını gördüğümde ben de bakışlarımı yeniden yan profilini görebildiğim Adrien'a taşıdım. "Adrien'a karşı tutumumun bir sebebi var. Aslında onu benden fazla seven bir arkadaşı olmasını istemiyordum ama bu düşünce bir süre sonra körelmeye başladı. Adrien'ın arkadaşlıklar kurdukça iyi olduğunu fark ettim." dedi, dedikleri yavaş yavaş kulağıma dolmuştu. Chloé kısa bir anlığına sustu. Adrien'ın dudaklarına kadehi yaklaştırıyor olmasına dikkat kestim. Bir eli takımının cebindeydi, bakışlarını gökyüzünden çekmedi.
"Elinde tuttuğu lanet içeceği bir zamanlar uyumak için ihtiyaç duyuyordu." dedi, Adrien'ın punch içeceği yudumlamadığını anladım ama şaşırdığım konu bu değildi. Uyumak için alkole mi ihtiyaç duyuyordu? Gözlerim şaşkınlıkla aralandığında bakışlarım Chloé'yi buldu. Dediklerini doğrular gibi kafasını salladı, yeniden Adrien'a döndü.
"N-nasıl? Neden?" diye sormadan edemedim. Uyumak için alkole ihtiyaç duyacak kadar kötü zamanlar mı geçirmişti? Chloé'nin devam etmesi için gözlerinin içine baktım fakat bana bakmak yerine o hatıralar gözlerinin önüne düşmüş gibi Adrien'a bakmayı sürdürürken, dudaklarına buruk bir kıvrım filizlenmişti.
"Aylarca kendinde değildi. Kendisini attığı o dipsiz kuyunun karanlığına ve yalnızlığına gün gün bile isteye yaklaşıyordu. Biliyor musun bilmiyorum ama sana Marinette olduğun için, Adrien'a iyi gelen bir arkadaş olduğun için söylüyorum Mari," Makyajla öne çıkmış lacivertleri benim mavilerime karıştı. Gözlerim devam etmesini ister gibi açıldı. Adrien hakkında bilmediklerim varsa öğrenmek isterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lain: Geri Dönüş (Ⅱ. Kitap) | Miraculous
FanficLain Serisi Ⅱ #ladynoir Yazarın hayalini düşlediği yollardan ayak izlerim geçti. Galaksiden intihara hazırlanan yıldızlar bu yola düştü. Dolunayın süslediği bu yolda ayak izlerimi silmem için geçmişe dönmem gerek. Geçmişimin solunda bir yara var. "B...