Beyler ve Beybileer🥂
Biz geldik...
Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayınız. Zira hemen 30. Bölüme geçmek istiyorum :))
Keyifli okumalar dilerim efendim...
EPİSODE 29
Ağrım, cehenneme düşen bir cemre gibi,
...süzülerek ana rahmine düşer.
Pençesi vahşi...
Dişleri törpülenmiş, keskinleşmiş öfkesi.
Kemikleri iç içe bükülmüş enseri.
Annemin kanlı rahmi,
...giyindiği matemli suretiyle
Ikınarak tükürür beni.
(*Enseri: çivi.)
Pençeleri kırılmış hiçbir savaşçı yarası uğruna savaşını yarım bırakmaz.
Yine hiçbir savaşçı tırnak diplerine kadar kan oturmadan o savaştan ayrılmaz.
Çakır'ın bir sırtı vardı, herkese döndüğü; bir göğsü vardı, siper ettiği. Hiç kapanmayacak kadar delik deşikti. Hiç ah etmeyecek kadar boyun eğdiği ve yine hiç yaş dökmeyecek kadar kuruttuğu kan gölü gözleri.
O gözler annesini gördüğü andan beri kızıl bir pınara dönüşmüştü.
O kadar durulmayıp o kadar çağlamıştı ki kendini yana yakıla annesinin dizlerinden çekip nefes nefese kollarıma attığı anı ölsem unutamazdım.
Ellerimle sildiğim gözyaşını, dindiremediğim kalbinin hınca hınç atışını, alamadığı nefes için göğsümde yalvarışını...
Çakır herkese göründüğü gibiydi.
Biryan ise bir bana gösterdiği ama adını koyamadığım diğer yüzü.
Biryan...
Dilime düşse yanacağım ama bir türlü söylemeye cesaret edemediğim o yaralı, kanlı yüzü.
Çakır dağ...
Biryan, o dağın altından geçen fay hattı.
Ölürdüm.
Ölürdüm de bir türlü unutamazdım.
Şimdi o mu kollarımdaydı ben mi kollarındaydım karar veremiyordum lakin dairesinin kapısının önündeydik. Omzundaki sargısı kanla ıslanmıştı, tahmin ediyordum ki karnındakiler de öyle... Her ne kadar hastaneye dönmemiz gerektiği konusunda ısrar etsem de katır inadını yenememiştim.
Bir elim belinde sarılı şekilde dururken diğer elimle kapıyı açtım. Çelik kapıyı iterken, "Yavaş," diye uyardım kısık bir sesle. "Dikkat et."
Çakır uyarıma aldırmadan içeri geçerken, "Hastaneye gitmeliydik," diye hayıflandım. "En azından doktoru buraya çağırabiliriz. Çakır... Dikişlerin patlamış olabilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEHARİR
Aktuelle LiteraturKaşları derinden çatılmışken dudakları üst dudağımı kavrayıp ısırdı. Elleri kazağımın altından sırtımı okşadı. Dudaklarım, onun boyundurluğu altındayken konuşmak için ağzımı araladım fakat o sanki tek bir kelimemle vurulup kanlar içinde kalacakmış g...