EPİSODE 9

42.2K 1.9K 859
                                    

Beyler ve Beybiler!

Merhaba!

Sizi çok özledim. Bazi sebeplerden ötürü yazmam gecikti. Ve bu süre zarfında sizi özledim...

Umarım bölümü beğenirsiniz. Sizi çok çok öptüm^^

EPİSODE 9

Hârda kalmış kalbimi söktü ıssız eller diş geçirip ruhuma; kar üstüne çiğneyip tükürdü düş dediğim sanrılar yana yakıla.

Yandım, yalan yanına aldandım.

Kandım, kanayıp kaldım.

Bir gece vakti kaburgamdan bir parça çaldılar ve cehennemin aralık kapısında sakatlandım.

Sakat kalbin bekçisi, azrailin çelme taktığı ama şeytanın el attığı kötücül tohum toprağın üzerine düştü ansızın.

Ay ışığını gölgeleyen şeytanın dölü, silüetini genç kızın kapısına düşürdüğü vakit o kapının ardında elindeki kitabı sakince okuyan masum bir ruh vardı.

Antalya sağanak yağmuruyla geceyi apansız ıslatığ dururken Ferimah elindeki kahveden büyük bir yudum alıp ela harelerini okuduğu satırların üzerine düşürdü.

Psikolojiye metaklıydı, insan ruhuna ve işleyişine hayran bir kişiliği vardı. Soğuk bir kızdı. Pek arkadaşı yoktu ama incelediği insanların kişilik analizini yapabilecek kadar zekiydi. Gözleri, Tanrı'nın ona bahşettiği iki tanecikten ibaret değildi. Bir lütuftu.

Önemli olan görünen değil, görünenin ötesiydi.

Gözbebekleri satırlar arasında kaybolduğu sıralarda salonun sessizliğini bıçak gibi kesen zil sesi ile irkildi.

Saat gecenin on biriydi. Koray dışında yakın bir arkadaşı yoktu. Onu bir buçuk senedir tanıyordu. Bir de Ünal vardı. İki ay önce tesadüfen kampüste tanıştığı, şimdilerde ise flört aşamasında olduğu biriydi.

İkisinden biri olduğuna emindi. Elindeli romanı istemeye istemeye bıraktığı sırada kapı zili bir kez daha çaldı.

"Geldim," diye mırıldandı Ferimah.

Kapı deliğinden Ünal'ı gördüğü an şaşırsa da kendini toparladı ve usulca açtı kapıyı.

Ünal, üstü başı yağmurdan nasibi almış şekilde karşısında durduğunda, "Gecenin bu vakti rahatsız ettiğimi biliyorum güzellik ama işler biraz karışık," diyerek güldü. "Dondum, Ferimah. Almayacak mısın içeri?"

Ferimah bir anda şaşkınlığını yüzünden yırtıp attı. "Ah," diyerek kafasını iki yana salladı. "Kusura bakma, geç lütfen. Bayağı ıslanmışsın."

"Öyle oldu biraz."

Ünal içeri girdiğinde Ferimah yavaşça kapıyı kapattı ve Ünal'ın ıslak paltosunu elinden alıp askıya astı.

"Her yerim battı. Şu halime bakar mısın?"

"Şey," dedi Ferimah bir an ne diyeceğini bilemeyerek. "Koray'ın birkaç parça kıyafeti var. Onlardan vereyim istersen. Sırılsıklamsın."

DEHARİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin