EPİSODE 22

34.2K 1.8K 1.1K
                                    

Beyler ve Beybiler🥂

Biz geldik....

Aslında yarın gelecektik ama bitmişken beklemeyelim istedim.

Oy vermeyi ve bol yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar✨

EPİSODE 22

Kirpiklerimin ardındaki şehla, bizi birbirimize savuran zamanın şiddetinde amara.

Hayır hayır, yadsıma.

Bu aşk bu bedendeki can ki,

Adını boğazıma kadar dolduran vaveyla.

Ellerimde belemun,

Günahım ahzar gözlerinken vebali boynuma

Bekletme sevgilim...

Gel koynuma soyun.

(***Amara: Keskin acı, yakıcı, sert. Değerini yitirmeyen, ölümsüz.)
(***Belemun: Çakır dikeni.)
(***Ahzar: yeşil.)
(***Şehla: Ela göz.)

Bir kalbin esaretinde özgürlüğü bulmak, o kalbin özgürlüğünde esaretine dem vurmak demekti.

Belki de özgürlüğe giden yol, tutsak olduğun kalbin uğruna ondan vazgeçmek...

Esaretimin tadı dudaklarımdayken özgürlüğümü soluduğum bedeni elimin altındaydı. Tutkun olduğum kadar tutunduğum teni, içimin ateşini yelleyen cehennem rüzgârıydı. Çaktığı kıvılcım bizi, birbirimize tutuşturmuştu ki o yangının ortasına sıçrayan su, aramızı kara dumanlara boğdu.

Kilit sesi ikimizin kıyılarına vurdu ama bozguna uğrayan Çakır değil ben oldum.

Çünkü o, bozbulanık oldu.

Kirpikleri istiridye kabuğu olup içindeki yeşil incileri saklamaya yeltenirken omuzlarındaki gerginlik bir taşın sertliğini aldı. Dudakları dudaklarımdan bir ipin uçurtmadan kopan parçası gibi ayrıldığında damağımızda zerk eden tat ikimizin zehrini içimize saldı.

Kilit yuvada, bir devranı içine alan zamanın özünde ikinci kez döndü.

Bu, içimdeki korkunun nabzını tetikledi.

Avuç içlerim omuzlarından kayıp göğsüne yapışırken hızla geriye itip kendimi oturduğum tezgâhtan kaydırdım. Kenardaki el bezini alıp bacağımı silerken kapı itilerek açıldı.

"Arslanlara geldim şimdi," diyen sesin ardından bedeni kapıda göründü. Abay, omzu ile kulağı arasında sıkıştırdığı telefonda konuşurken bir yandan da kapı kilidini çekiştirdi. "Evde birkaç belge bırakmış. Onları alıp Kışla'ya geçece-"

Omzunda sıkıştırdığı telefonu alırken içeri attığı adımla kafasını kaldırıp beni ve Çakır'ı gördüğünde kırk derece sıcağın altında buz tuttu. Kötürüm kalmış gibi hareket edemedi, dudaklarındaki kelimeler döküldüğü vadide dondu, kaldı.

Çakır derin bir nefes verip ensesindeki saçları dağıttığı anda Abay kendine gelmiş gibi irkilip, "Ne?" diye konuştu telefonun diğer ucundakine. "Ne dediğinin farkında mısın Güven?" Gözleri hâlâ benim ve Çakır'ın arasında gidip gelirken utançtan yerin dibine girmek istedim. "Tamam... Tamam geliyorum birazdan, kapat."

DEHARİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin