Selam beyler ve beybiler!!
Deharir 10k oldu. Hepinize çok ama çok teşekkür ederim. İyi ki'msiniz♥️
10k'ya özel bol yorum bekliyorum^^
Bölümü keyifle okuyun...
EPİSODE 7
Kelimeleri dudaklarıma çarptı şüphesiz.
Felaketimin tadı damağımda zerk etti sessiz.
Gözlerinden düştüğüm an kirpiklerine tutundum.
Bilmiyordum henüz.
Gözlerinin yosunu bilinmeyen zamanlardır olmuş benim yurdum.
Yerim bilinmez bir göçüğün altı olmaya meyletti. Yerim o altı, üst etti.
Tepetaklak olduğum hisler ikimizin birbirine tutundurduğu göğüslerimize okyanus dalgası gibi çarparken sıcak nefesi damla damla aktı tenime.
Ansızın yayıldı.
Sızısı içimde kaldı.
Yeni kırılıp göğsüme battı.
Elimi avcunun içine hapsettiğinde güneş gecenin bir vakti göğe yükselip geceyi bağrında eritti. Sıcak elleri, buz gibi olmuş olan elimi yarattığı yakıcı kafese hapsetti.
"Ferimah," dedi kısık bir sesle. Dudakları yüzümün hizalarına doğrultulmuş ağır silahlı namlulardan ibaretti. "Göremiyorsun değil mi? Görsen böyle olmazdı." Yanağı, yanağıma sürtündü. Yeni çıkmaya başlayan sakalları tenimi çizerken ağır aksak yutkundu. "Olmazdı böyle," dedi bir kez daha. "Böyle değil, bu şekilde değil."
Islak dudaklarının döktüğü kelimeler zihnimin tozlu sayfalarına düşüyor ama bütünleşmiyordu. "Seni anlamıyorum," diye mırıldandım. Ona yakın olmak işlediğim günaha bir nevi boyun eğmekti. "Anlayamıyorum."
Geri çekilecektim ki ellerimi tutuşu sıkılaştı. Kara kirpiklerinin ardında saklanan yosun yeşili gözleri ela gözlerimin üzerine damla damla aktı. "Kirpiklerin... O kadar uzun ki." Elini kaldırdı dokunmak için fakat dokunamadı. Ben gözümü bile kırpmadan ona bakarken o elini havalandırmaya cesaret etti ama dokunmaya asla edemedi. "Ferimah, bir kez göz kırpsan kirpiklerin yanağıma değecek."
Ve o an istemsizce gözlerimi kırpıştırdım. Uzun telli kirpiklerim yanağına sürtündüğünde sertçe yutkundu ve dudağı kulağıma dokundu.
"Bak," dedi yalpalayan dili. "Bu ilk darben değildi."
"Çakır..."
"Deme." Tenime kıvılcımlar döşeyen nefesi benden uzaklaşmaya başladı. Kendini biraz çektiğinde aramıza mesafe girdi, soğukluk girdi, zaman girdi ama ikimizi üşütmeye yetmedi. "Deme Ferimah... Bana böyle Çakır deme."
Bacaklarım bedenimi kara zor taşıyor, gözlerim tutunduğu yeşil dalı güçsüzce sahipleniyordu.
"Çok sarhoşsun," diye konuştum bu kez. "Ne dediğini bilmiyorsun."
"Sarhoşum," diye fısıldadı ıslak saçlarından akan damlalar bir bir düşerken bağrına. "Ben sarhoş oldum, tenin soğudu, içimiz üşüdü ama sen hiçbir şey bilmiyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEHARİR
General FictionKaşları derinden çatılmışken dudakları üst dudağımı kavrayıp ısırdı. Elleri kazağımın altından sırtımı okşadı. Dudaklarım, onun boyundurluğu altındayken konuşmak için ağzımı araladım fakat o sanki tek bir kelimemle vurulup kanlar içinde kalacakmış g...