"Sonra denklemi çözüyorsun işte." Levi başını sallayınca kalemi tutup yazmaya başladım. "Şurası 3n-n den 2n kaldı eşitliğin karşısında da 16 var oradan da n 8 çıkıyor. Şimdi anladın mı?" Tekrar başını salladığında gülümsedim.
Dün ders çalışmak için çağırdığında benimle vakit geçirmek için bahane buluyor sanmıştım ama harbiden de ders çalışıyorduk amk.
"Şunu neden yaptık peki?" Sabır dilercesine derin derin nefes aldım.
"Ya ne nedeni amk! Matematik işte kural bu kural ne yapalım!" Anlattığım her şeyde aynı soruyu sorması kafayı yememe sebep olacaktı.
"Ama-" bir anda kapı açılınca aynı anda o tarafa döndük. Kenny'i görünce gülümsedim. Hınzırca ikimize baktı.
"Y/N sen mi gelmiştin? Levi hiç haber vermedi." dedi sitem ederek.
"Kusura bakmayın sizi göremedim Bay Ackerman."
"Kenny demen yeterli... Ee ne yapıyorsunuz?"
"Ders. Odamdan çık." Levi'a sinirle bakarken Kenny sırıtmaya devam ediyordu.
"Hangi konu? Anatomi mi yoksa?" Ben kahkaha atarken Levi sabır dilercesine yukarıya baktı. "Yoksa insanlarda üreme mi?" Levi ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerlemeye başladı.
"Biliyor musunuz sizin yaşınızdayken bir kız arkadaşım vardı. Bir keresinde eve gelmişti. Ders çalışacaktık. Ama iki dakika sonra bir bakmışım kız-" Kapıyı Kenny'nin yüzüne kapatıp bana baktı.
"Sanırım burada rahat çalışmamız imkansız." Kıkırdadım.
"Kenny'e iyi davranmalısın." Göz devirip yanıma oturdu.
"Bakıyorum onu çok sevdin? Tch. Bazen cidden sizi anlamıyorum. Tıpkı senin gibi espriler yapıyor." Uzanıp saçlarına hafifçe dokundum.
"Gel bizim evde çalışalım." Başını salladığında önümdeki kitabı kapatıp ayaklandım ve ceketime uzandım.
"Üstümü değiştirip geliyorum." Başımı salladım ve o odadan çıkarken telefonu elime aldım.
Besto friendo
Çakma Einstein: lan
Y/N
Naptınız
HeeDers çalışıyoz amk
Ben taşak geçiyo sanmıştım
(ಥ﹏ಥ)Arumin: ders çalışalım diye çağırmadı mı zaten
AnlamadımYandere: amaç farklı sandı işte
Değilmiş
AhxlhaoxjslauxlsGülme oc
Çakma Einstein: mal levi amk
Bari soruyu anlasa aq
Kanser etti beni
Bir şey anlatıyom niye diyo
Ananın amı diyeYandere: Kuchel'e laf yok
Çakma Einstein: hee siz akrabaydınız dimi lan
Sık sık görüşüyo musunuzYandere: hayır
Bazen Kuchel ile konuşuyor annem o kadar
Kenny bizim aileyi dolandırmaya çalıştığından beri görüşmedik
Şerefsiz
O napıyoKenny adamdır
Odaya gelip anatomi mi çalışıyonuz diyoÇakma Einstein: ADAM GİBİ ADAM
Kapının açılmasıyla başımı kaldırdım. Levi'ı görünce ayağa kalktım ve çantamı omuzuma attım.
"Hadi gidelim." Başımı salladım ve yanına ilerledim. O odasını kilitlerken gülümseyerek ona bakıyordum.
"Bu arada benim en sevdiğim konu da anatomidir." Göz kırptığımda kaşlarını çatıp kafamı ittirdi.
"Salak salak konuşma be." -cümlenin sesi var-
Aşağıya inerken ileride oturmuş maç izleyen Kenny'i gördüm. Tam selam vermek için ağzımı açacakken Levi beni susturup ittirdi.
"Sakın konuşayım deme." Göz devirip ayakkabılarımı giydim. Bayan Ackerman dışarı çıktığından evde bir tek Kenny ve biz vardık.
Eve gidip bir süre daha ders çalıştıktan sonra sonunda Levi'ı zorlayarak da olsa mola verdirmiştim. Bıraksam tüm gün çalışacaktı resmen.
"Aç mısın?"
"Biraz." Başımı salladım ve telefonuma uzandım. Levi'dan sevgili olduğumuz için bir hareket beklesem de tüm beklentim suya düşmüştü. Yine de çekingen olduğu için bir şey yapmama kararı almıştım.
"Ne yersin?" Omuz silkti ve bakışlarını odamda gezdirdi. Kitaplığıma ilerleyip onları incelemeye başlarken ben de sipariş vermek için siteye giriyordum.
"Bunları okudun mu?" Kafamı kaldırıp gösterdiği yere baktım. Klasiklerin olduğu rafı işaret edip bir tanesini eline aldı.
"Hepsini değil ama çoğunluğunu okudum." Başını salladı ve kitapla birlikte yanıma geldi. "Pizza?"
"Farketmez." Telefona dönüp sipariş verirken yavaşça yatağa oturdu. Elimdeki işi bitirip ona döndüğüm anda uzanıp kitap okumaya başladı.
"Ne yapıyorsun?"
"Kitap okuyorum." dedi bakışlarını bana çevirmeden. Göz devirdim ve alnına hafifçe vurdum. Beni takmayıp yastığıma uzandı ve sırtına koydu.
"Oi kalk ve benimle vakit geçir!"
"Vakit geçiriyorum zaten." Sabır dilercesine kafamı kaldırıp tavana baktım. Acaba mal ayağına mı yatıyordu yoksa cidden insanların böyle vakit geçirdiğini mi sanıyordu?
"Sana vakit geçirmekle ilgili ders verdiğimi ve anladığını sanıyordum."
"Doğru anlatamamışsın." Sinirle ona baktığımda keyifle kitabın sayfasını çevirdi. Ona ananı sikeyim bakışları atmaya devam edip önüme döndüm.
"İyi ne halt edersen et." Ayaklarımı sallayarak bir süre daha öylece oturdum. Sonunda sıkılıp ayağa kalkacağım sırada saçlarımda bir hareketlilik hissetmemle durdum.
Elleri hareket edip saçlarımla oynamaya başladı. Daha doğrusu buna oynamak denmezdi. Resmen saçlarımı birbirine dolayıp karıştırıyordu amk.
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve huylanıp kafamı eğdim. O ise sanki anormal değilmiş gibi tutamları parmağına dolayıp diğer tarafa atıyordu. Hayatımda böyle saç oynama şekli görmemiştim aq
"Oi Levi... Saçlarımı mahvettin." Nefesini verip ellerini çektiğinde sırıtıp ona baktım. "Gerçekten ne yapacağını bilmiyorsun değil mi?"
"Sessiz olursan bir şey okuyorum." Beni umursamayıp diğer sayfaya geçtiğinde uzanıp yanağına dokundum.
"Bir şey soracağım." Ağzını açıp bir şeyler söylemese de merakla tek kaşını kaldırdı. Derin derin nefes alıp cesur davranmaya çalıştım. "Seni öpebilir miyim?"
Gözleri kocaman açılırken afallayıp kitabı suratına düşürdü. Beklenti içindeki suratımla ona bakmaya devam ederken öylece durdu.
Belki de acele etmiştim. Sonuçta Levi daha benimle konuşurken bile gergin oluyordu. Şimdilik bir hareket yapmamak çok daha iyiydi.
O anda çalan kapı ziliyle ayağa kalkıp cüzdanıma uzandım ve hâlâ suratında kitapla öylece duran Levi'a baktım.
"Bunu söylememiş gibi davranalım. Kapıya bakıp geliyorum." Yatağa yaklaştım ve bir kez elimi saçlarından geçirip odadan çıktım.