SELAMLARRRR!Giriş bölümü ve 1. bölümün arasına kısa tutmak istedim çünkü yazmak istediğim bir sürü şey var. Henüz playlist oluşturmadım ama bölüm şarkıları koyacağım. Keyifli okumalar!
Not: Önceki yorumlar kitabın eski versiyonundan kalmadır. Silmek yerine düzenleyip tekrar atıyorum. Bilginize!💞
Hermit the Frog - Marina
🔫
Kimseye görünmeden çalıların arasına saklandım. Yaralıydım ve ne yapacağımı bilemiyordum. Bizimkileri kontrol etmek için çalıdan çıktığımda bir anda her yer karardı.
"BEN SİZİN OYNAYACAĞINIZ OYUNU SİKEYİM TAMAM MI!" Telefonu bırakıp kulaklığımı çıkardım. Derin bir nefes aldıktan sonra Kamer'e döndüm.
"Oğlum sen destek değil misin neden can basmıyorsun? İlla ben mi söyleyeceğim al kule gitti işte." Ben sinirle sitem ederken o gülmeye başlamıştı. Ona göz devirip oyunu kapattım. Mutfak tezgahında duran poşetleri boşaltmaya başladım. Masadan kalkıp yanıma gelmişti.
"Bu kadar atar fazla, altı üstü bir maç kaybettik." Aniden ona döndüm.
"Ne demek altı üstü bir maç delirtme beni. Bir daha seninle LOL oynarsam iki olsun." Küsmüş gibi kollarını bağlayıp dudak bükmeye başladı. Keşke bu hareketlerini anlayabilsem.
"Tamam uzatma hadi al şu cips poşeti geç içeri gelirler birazdan." Poşeti alıp içeriye gittiğinde ellerimi tezgaha yaslayıp derin bi nefes aldım.
Ablamla o konuşmayı yapmamızın üstünden 2 ay geçmişti. Yaz sonuna yaklaşırken artık eski ben'e daha da yakınlaştığımı düşünüyorum.
Ablamdan sonra ilk işim Cemre ve Açelya'ya gitmek olmuştu. Sonunda olanları kabullendiğimi anladıklarında beni yere yatırıp biraz hırpalamışlardı. Sonra pişman olup ağlayarak özür dilemişlerdi. Onları hak ediyor muyum, sanmıyorum.
Sonrasında Kamer ve Emrah'la buluşmuştum. Aynı yaşta olmamıza rağmen hep kardeşleriymişim gibi hissettirmişlerdi. Onların gönlünü almak kızlardan daha zor olmuştu ama oyunda 2 kostüm setine işi çözmüştük.
Kendimi bunca zaman esirgediğim için kendime olan öfkem sürekli artıyordu. Bunu neden yaptığımı bilmemle birlikte devamlı bir suçluluk duygusu içimde büyüyordu.
Benim yüzümden öldüler.
Benim yüzümden gitti.
Benim yüzümden onca acıyı çektiler.
Bunlar kafamda dönenlerin sadece birkaçı aslında. Akşam olup herkesle vedalştıktan sonra kafamı yastığa koymak o kadar zor geliyor ki.
Sonsuzluğa terkedilmiş ıssız bi lunapark gibiydim. Arada bir ışıklarım cızırdasa da asla tamamen yanamıyordum.
İnsanların birbir çeşit maskeleri vardır. Kimi zaman üzüntüyü, kimi zaman neşeyi, kimi zaman ise korkuyu gizler. Benim 2 ay önceden beri yaşadığım hayat bu şekildeydi. Kimseye bir şey çaktırmıyordum ama olaylarla yaşamaya çalışmak beni gerçekten zorluyordu. Evde kimse olmadığında, kendi kabuğuma çekildiğimde kafama dank ediyordu.
Çevremde onca insan olmasına rağmen sürekli yalnız hissediyordum. Bu hissi yaşadığım için onlara karşı çok suçluluk duyuyordum ama elimde değildi. Birisi sürekli göğsüme bıçaklar sokuyor gibiydi. Ne yapsam dindiremiyordum, iyileşmiyordu.
Ben kaybettiklerine takılı kalmış bir korkaktım sadece.
Kapı tıklaması duyduğumda ne kadardır böyle durduğumu bilemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Operasyon Aşk (Ara Verildi)
Teen FictionÇoğumuz geçmişte olan olaylara ve anılara takılı kalırız. Eski aşklar, dostluklar, ölen insanlar ya da yaşasa bile öldü varsaydıklarımız. Çoğu insandan "sonuçta oldu bitti, önüne bakma zamanı." cümlelerini sıklıkla duyabilirsiniz. Ya da duymak istem...