Güneşin ışıltısıyla gözlerimi araladım. Yataktan kalkıp banyoya girdim.
Aynadan kendime baktığımda gözlerimin dolmasına engel olamadım. Karşımda saçları dökülmüş göz altları morarmış birisi vardı.
Daha fazla dayanamayıp banyodan çıktım. Uzun süre sonra okula gidecektim. Ve bu özgüveni yerle bir olmuş ben için çok zordu.
Üniforma mı giyip peruğumu taktım. Esma'nın zoruyla aldığım kapatıcı'yı göz altlarıma sürdüm. Bunu aldırdığı için ona minnettardım.
Saatin 7'e gelmesiyle Kızları uyandırmaya başladım. Hepsi teker teker hazırlanırken Esma yatakta kıvranıyordu. Onu gülerek kaldırdım. Oflaya oflaya banyoya girdi.
Kısa bir süre sonra hepimiz hazırdık. Masanın üstünden akşamdan beri bakmadığım telefonumu aldım ve aşağıya inmeye başladık. Yemekhaneye girip herzamanki yumurta kokusunu çektim.
"Yinemi ya ne zaman farklı bir şeyler çıkacak" diyen Elif'e onay olarak başımı salladım.
Esma dayanamıyarak:
"Yok anam ben bu kokuyu çekemiyicem"
Herkes Esma'yı onaylarken yemekhaneden çıkmaya karar verdik.
Yetimhanenin önüne geldiğimizde otobüs beklemeye başladık.
Herkes telefonu ile ilgilenirken bende telefonla oynamaya başladım.
Miraç'tan mesaj geldiğini gördüm. Mesajlarını okumaya başladım
Selam"
01:00"Kusura bakma dışarıdaydım."
"O yüzden cevap veremedim"
"Uyumuş olmalısın"
"İyi uykular birtanem"
"Dışarıdaydım" dün gördüğüm kişi ona çok benziyordu. O olabilir miydi. Yok canım o ve Ebru alakasız. Ben iç sesimle boğuşurken otobüs gelmişti. Otobüse bindiğimde aklım hala Miraç'taydı.
Okulun önüne geldiğimizde saat 8:30 du.
Okula girip etrafa baktım. Ebru ve Grubu bir yerde toplanmış gülerek bir şey konuşuyorlardı.Benim ona baktığımı fark ettiğinde gülüşü genişledi. Hiç masum bir gülüş değildi.
Ona bakmayı kesip okula girdim. Kantine inip bir şeyler yedik. Ve hızlı bir şekilde sınıfa çıkmaya başladık.
Sınıfa girdiğimde Miraç kafasını sıraya koymuş bir şekilde yatıyordu. Aklımdakileri silip yanına oturdum.
"Günaydın ancak senin için pek aymadı herhalde"
Gülerek başını kaldırdı. "Aynen dışarıdan çok geç geldim. Uykumu alamadım."
Dediğiyle içimdeki şüphe arttı. Ama belli etmemeye çalıştım. Öğretmen sınıfa girdiğinde konuşmayı bırakıp derse odaklanmaya çalıştım. Ancak kesinlikle odaklanamıyordum. Miraç bir gariplik sezip kulağıma "bir sorun mu var?"
Hayır anlamında kafamı salladım.
Ömür gibi geçen bir dersin sonunda kızlarla bahçeye çıktık.
Bahçenin köşesinde olan bir banka oturduk. Ezgi'de gelmişti. Ancak Miraç ders boyu uyukladığı için şimdi uyuyordu.
"Sen nasılsın Miroş iyimisin ağrın sızın varmı"
"İyiyim Ezgi ağrım yok. Endişelenme artık atlattım çok şükür"
"Tamam tamam sen iyiyim dediğine göre iyisindir. Aşkitom" deyip yanağıma sulu bir öpücük kondurdu.
"Yaaaa Ezgi sevmiyorum diyorum yapma şunu"
Gülerek "tamam tamam" dedi.
Biraz daha konuşup zilin çaldığında sınıfa çıktık.
Öğretmen sınıfa girdiğinde ön sıralardan adını Gökhan sandığım bir çocuk ayağa kalkıp "hocam şu yerleri değiştirirmisiniz. Yanımdaki yaratık yüzünden zaten anlamadığım dersi anlayamıyorum"
"Oğlum kendi ağzınla söylüyorsun anlamadığını"
Hocanın sözüyle herkes gülmeye başladı.
"Tamam bakalım bu seneki son yer değişiminiz haberiniz olsun"
"Esma sen Emre'nin yanına geç"
Sınıfın en suskun ve sakin çocuğunun yanına geçmişti. Yüz ifadesini gördüğümde kendimi zor tuttum.
"Elif Barış'ın yanına geç"
"Hocam yapmayın Ebruyla bile oturmaya razıyım ama Barış olmaz"
"Ben sana çok meraklıydım"
"Sussana hıyar"
"Hıyar Ne be"
"Hani cacık yaptığımız sebze varya ama senden bir cacık bile olmazda neyse"
"Bak hala cacık diyor orangutan beyinli salyangoz"
Elif cevap verecekken hoca araya girip"susun Elif geç Barış'ın yanına"
"Ebru Ahsen'in yanına"
"Hocam ben bunla oturmam"
"Niye Ebru alerjinmi var geç çabuk"
"Ama hocaaaamm"
"Ebru geç dedim"
"Offfffffff yaaaaa"
"Ezgi sende Onur'un yanına geç"
Ezgi tek kelime etmeden geçti. Hoca şaşırıken "sonunda laf yetiştirmeyen biri"
Herkes tek tek yeni yerlerine geçerken yerleşmeye iki sıra kalmıştı.
Gökhan, Kadir, Miraç ve ben Gökhan'ın yanına oturmaktansa Kadir'i tercih ederdim.
Hoca bize bakıp"Miraç sende Kadir'in yanına geç"
Bendeki şansta anca bu kadar olurdu.
Miraç Kadir'in yanına geçtiğinde yanındaki Gökhan ayakta kalmıştı.
"Gökhan sende Miray'ın yanına geç"
"Ayaklarım ağrıdı hocam ya fikri ben verdim son oturan ben oldum"
"Sus ben size 45 dk boyunca ders anlatıyorum boğazlarım ağrıdı diyormuyum."
Herkes hocanın dediği ile göz devirirken Gökhan görültülü bir şekilde yanıma oturmuştu.
"Selam güzellik"
Miraç arkasına sinirli bir şekilde dönüp Gökhan'a bakmıştı.
Gökhan'sa inat gibi bana bakıyordu. Sonrasında bana dönüp
"nasıl olsa konuşacağı mız daha çooooooook vaktimiz dimi ateşböceği"
Çocuk gelir gelmez yalakalığa başlamıştı.
"Ateş böceği'mi?"
"Evet nasıl güzelmi şimdi buldum. Harcanıyorum kızım ben buralarda"
Dediği ile kendimi gülmemek için zor tuttum.
"Hmm güzelmiş"
Sonunda ders başlamış'tı. Ancak benim için başlamamış gibiydi.
Gökhan'ın durmadan sorduğu sorular, kitabıma bir şeyler yazıp çizmesi hocanın bizi uyarması ve Miraç'ın bakışı........
Ders sonunda büyük bir trip yiyeceğim kesindi.
Cumartesi gününden itibaren Bir hafta gibi bir süre bölüm atamayacağım.
Bölüm hakkında düşüncelerinizi yazarmısınız.
Bölümü beğenip satır arası yorum yapmayı unutmayın 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bırak gizli kalsın
Genç Kız Edebiyatıkimse beni sevmemişken sen beni sev. bırak ta bu sevgimiz gizli kalsın.