Bölüm 8

145 18 11
                                    

İyi okumalar güzellikler...

Baran'ın ağzından~
Aptal herifin tekiydim. Onu ne olursa olsun hayatıma almamalıydım. Kendim için onun hayatını mahfetmiştim.

Arabada hastaneye gelirken kollarımda gözlerini kapatmıştı. O kadar çok kan akıyorduki bu benim canımı çok yakıyordu. O bunu hak etmemişti. Onun mutlu olması hayata herkese inat yaşaması gerekiyordu. O çok savaşmıştı. Onun omzundan yüklerini almak istiyordum. Ama şimdi lanet olası hastane kapısının ardında canıyla cebelleşiyordu. Benim yüzümden.

Hastaneye gelir gelmez onun narin bedenini kucaklayıp sedyeye yatırmıştım. Bırakmak istemiyordum onu. Elimle boğazına baskı uyguluyordum. Ama kan durmuyordu. Doktor çok kan kaybettiğini ve eğer bıçak bir cantim bile derine inse şuan hayatta olmayacağını söylemişti. O orospu çocuğunu kendi ellerimle acı çektire çektire öldürcektim. Mira'nın akan her damla gözyaşı ve kanının bedelini ödeyecekti.

Şimdi ise Mira'nın ameliyattan çıkmasını bekliyordum. Yere çökmüş dizlerimi kendime çekmiş tıpkı küçük bir çocuk gibi elimdeki masum hiç bir günahı olmayan onun kanına bakıyordum.

Ameliyathanenin kapısı açılmıştı. Apar topar ayağa kalkıp onun durumunu sordum. Doktor ses tellerinin biraz zarar gördüğünü bir süre yemek yerken ve konuşurken zorluk çekceğini canın yancağını söylemişti.

Keşke onun bütün acılarını kendime aktarabilseydim.

Doktor normal odaya alacaklarını söylemişti. Onu görmek için sabırsızlanıyordum.

Yanına girdim. Uyuyordu. Boğazında kalın bir sargı bezi vardı. Fazla kan kaybettiği için rengi solmuştu. Ve ne giyse yakışan bu kıza en çokta bu hastane önlüğünü yakıştırmamıştım.

Ellerini tuttum. Ondan binlerce kez özür dilemeye başladım. Benim yüzümden bu haldeydi.

Sonra bir anda parmaklarını oynattı. İri ellerimin arasındaki minicik kalan elini oynatmaya başladı gözlerini açtı. Güzel gözlerini gözlerime dikti.

Mira'nın ağzıyla~

Gözlerimi açmıştım. Boğazımda beni aşırı derecede rahatsız eden bir ağrı vardı. Gözlerimi açar açmaz Baranı dibimde ellerim ellerinde beklemiyordum doğrusu.

Çıkmayan sesimle" Baran" dedim.

"Şşşt güzelim yorma kendini. Doktor ses tellerinin zarar gördüğünü bir süre kendini zorlamaman gerektiğini söyledi."
Baran hala elimi tutuyordu. Üstelik bu adamı tanığımdan beri ilk defa bu kadar yorgun ve bitkin görüyordum.

Elimi Baranın elinden çekip ellerimle kapıt ve kalem istediğimi anlatmak istedim. Bir şekilde konuşmam gerekiyordu. Oda beni hemen anlamıştı ve ellerime kağıt kalem tutuşturdu. İlk olarak kağıta beni doğrultur musum yazdım.

Oda okur okumaz bir elini belime diğer elinide koluma koyarak beni yatakta doğrulttu. Ona gülümsedim. Kağıta ne kadar süre konaşamayacağımı yazdım. Oda kısa bir süre dikişlerimin kapanmasını beklemem gerektiğini söyledi. Bu sefer kağıta sen iyimisin? Yazdım çok kötü görünüyordu. Bu yazdığıma şaşırmış olucakki. Gülümseyerek ben iyiyim merak etme şuan senin iyi olmam lazım dedi. Şimdi ise kağıta su yazdım. Çok susamıştım ama nasıl içiceğim halkında bir fikrim yoktu her mimiğimde boğazım sızlıyordu. Baran hemen hemşireyi çağırcağını söyledi. 5 dakika sonra geldi ve bana pamukla damlatarak su içireceğini aksi taktirde canımın fazla yanıcağını söyledi. Hemşire pamuktan damlatarak bana su içiriyordu ve bu bana yeterli gelmiyordu. Boğazımdaki kuruluğun gitmesi için bir şişeyi kafama dikmem gerekiyordu. Pamuğun ucundaki suyu içerken o kadar uganmıştımki. Hemşireye gözlerimle yeterli olduğunu söylemiştim. Hemşire geçmis olsun dileyip odadan çıktı. Daha sonra baran bana yöneldi ve bir anda özürler dileme başladı.

"Mira çok özür dilerim. Canın yanmasına dayanamıyorum. Affet."dedi.

Kağıta senin suçun yok kendini suçlama yazdım.

Ve gülümsemeye çalıştım. Baran saçlarımın arasına öpücük kondurup odadan çıktı. Biz ne ara bu duruma gelmiştik ya. Öpmeler falan. Ama hiç rahatsızda olmuyorum. Hadi hayırlısı cafer.

4 gün geçmişti biraz olsun fısıldayarak iletişime geçebiliyordum. Bugün hastaneden çıkıcaktık. Hemşire giyinmeme yardımcı olmuştu ve şuan Baran'ın eli belimde arabaya doğru yürüyorduk. Baran 4 günlük hastane seruvenimde sürekli yanımdaydı. Bunu vicdan azabından yaptığını düşünüyordum. Yoksa bana neden bu denli yakın olsunki. Baran'ın sesi beni düşüncelerimden sıyırdı. "İyimisin? Ağrın var mı?" Dedi.
Bende"Yok sadece yorgunum uyumak istiyorum." diye fısıldadım.

Yolun uzunluğundanmı yoksa ilaçlardanmı bilmiyorum ama arabada uyuyup kalmıştım.

Araba durdu ve gözüm kapalı bir şekilde Baran'ın ne yapacağını merak ettim. Sen şeytaan. Kontağı kapattı ve gelip beni kucağına aldı. Eve girdi daha sonrada beni  yatağıma yatırdı. Şimdi ise saçlarımdan öptü ve konuşmaya başladı.
"Keşke her şeyi hatırlasan." Dedi.
Benim neyi hatırlamam gerekiyorduki kafam aşure olmuştu.
Daha sonra ellerimi öpüp odadan çıktı. Hemen gözlerimi açtım. Neyden bahsettiğini öğrenmem gerekiyordu.


Bölüm sonu...

İkinci şansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin