8. BÖLÜM -Ateş'e Dokunmak-

484 67 0
                                    

8. BÖLÜM –Ateş’e Dokunmak-

Lemi, kamış olarak kullanabileceği bir şeyler aradı ama bir süre sonra bunun zaman kaybından başka bir şey olmadığını anlayıp, vazgeçti. Kendi yöntemleriyle halledecekti.

Yılanın boynuna dişlerini geçirip, tek seferde gövdesinden ayırdı. Koparılan kısmın etrafını etten ayırmaya başladı. Elinde hiçbir alet olmadan yılanın dersini yüzmeye çalışmak, göründüğünden daha zor bir uğraştı. Ayrıca elde etmek istediği deride, herhangi bir delik ya da yırtık olmamalıydı.

Sat’e dönerek, “Bana çubuk gibi bir şeyler bulabilir misin?” dedi.

Kadın başıyla onaylayarak yerinden kalktı. Lemi’nin aklına gelen düşünceyle irkildi. Uzaklaşmasına fırsat vermeden, “Lütfen gözümün önünden ayrılma ve sessiz olmaya çalış!” diye uyardı.

Sat, yine başını sallayarak karşılık verdi. Ardından adamın istediği, küçük ağaç dallarını aramaya başladı. Açıkçası Lemi’nin görüş alanından çıkmayı kendisi de istemiyordu. Yeterince sorun yaşamışlardı. En azından bu gece, daha fazlası olmamasını diliyordu.

Lemi deriye zarar vermeden, ucundan tutabileceği kadar bir parçayı ayırmayı başarmıştı. Bu işlem sırasında deriye değil ama etin bir kısmı ziyan olmuştu. Geri kalanı yeteceği için, etin parçalanan kısmını umursamadı. Asıl önemli olan derinin durumuydu. Daha fazla zaman kaybetmeden güvenli bir yer bulup, kamp kurmalıydılar.

Ayağa kalktı. Bir eliyle etin ezilen kısmından, diğer eliyle derinin ucundan tuttu ve dikkatle ters yöne doğru çekmeye başladı. Elinde evirip çevirerek, işleme kuyruk kısmına gelinceye kadar devam etti.

“Bunlar işine yarar mı?”

Sat konuşmamış olsa, yanına geldiğini fark etmeyecekti. Bakışlarını kadının elinde tuttuğu ince dal parçalarına çevirdi ve istediği gibi olduklarını görünce başını sallayarak onay verdi. Karanlık iyice baş göstermeye başlamıştı. Fazla zamanları yoktu. Yılanlar her yerde olabilirdi. Ve daha fazlası…

Hayvanın derisini yüzmeyi bitirince kenara koyup, etini dört eşit parçaya böldü ve parçaları göl suyunda yıkadı. Temizlenen yılanın her parçasını Sat’in getirdiği çubuklara takıp, eline tutuşturdu. Kadının tiksintiyle suratını buruşturmasına aldırmadan işine devam etti. Karanlık tamamen çöktüğünde göl kenarında olmak istemiyordu.

Ayakkabısının bağcığının fazlalığını dişiyle kopararak yanına koydu. Yılanın derisinin dışa dönük içini, elinden geldiğince özen göstererek yıkamaya başladı. Kadının meraklı bakışlarını üzerinde hissediyordu ama şimdi ona açıklama yapacak zaman değildi. Üstelik birazdan buna gerek kalmayacak, adamın ne yapmaya çalıştığını gözleriyle görecekti.

Temizlenen derinin düzünü çevirip, içini içme suyuyla doldurdu ve daha önce hazırladığı ayakkabı bağcığıyla, derinin ağzını sıkıca bağladı. Artık akşam yemekleri ve yedek içme suları hazırdı. Aslında suya kendisinden çok kadının ihtiyacı vardı. Yani tüm bu hazırlık onun içindi.

“Bence son kez su içmelisin, buradan gidiyoruz.”

Sat hiç su içmek istememesine rağmen eğilip, zorla birkaç avuç su içti. Evet, burada kalmak için hiçbir nedenleri kalmamıştı. Yola koyuldular.

Lemi, ilerlerken yol üzerinde bulduğu çalı çırpıları, kol altına yerleştiriyordu. Ateş yakmayı planladığı açıktı. Asıl soru, ateşi neyle yakacağıydı. Gölü geride bırakalı çok olmuştu. Yaklaşık bir saattir ormanın derinlerine doğru yürüyorlardı ve karanlık bütün alanı kaplamıştı. Gece görüşleri iyiydi ama dört bir yandan gelen uluma sesleri Sat’in tüylerini diken diken ediyordu.

X Serisi 1-DENGE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin