33. BÖLÜM -Festival-
Bitmişti. Bütün kargaşa sona ermişti. Onlar kazanmıştı. Hâlâ inanamıyordu. Artık sürekli hayalini kurduğu, kardeşiyle mutluluk içinde yaşayacağı evine dönebilirdi.
Lemi arkasına geçip ellerini omuzlarına yerleştirinceye kadar düşler âleminde asılı kalmıştı. Tebessümle ona dönüp kollarını boynuna doladı. Hâlâ sevgilisinin yeni bedenine alışamamıştı fakat bu zor olmayacaktı. Özellikle Lemi'ye olan ilgisi zaten aşikârken!
Ateş kendine en uygun bedeni mi seçmişti bilinmez, ama Satenay için en doğru bedendi. Arzuladığı beden, sevdiği adamla birleşmişti. Daha iyisi aklına gelmiyordu. Ateş belki de bunu bilinçli olarak yapmıştı.
"Sence de artık buradaki işimiz bittiğine göre, evime dönmemim zamanı gelmedi mi?"
Lemi kadının belini sıkıca kavrayıp kendine çekti. "Saçmala, benim seninle işim başlamadı bile! Elimden, o kadar kolay kurtulacağını mı düşünüyorsun?"
Sat inanamayan gözlerle ona bakıp "Şaka yapıyorsun. Deli gibi yorgunum, kendime söz verdim üç gün yataktan çıkmayacağım." dedi, adamın kollarından kurtulmaya çalışırken. Ancak bu, Lemi'nin onu daha sıkı sarmasından başka şeye yaramamıştı.
Dudaklarını kadının boynunda dolaştırırken "Şunu üç hafta yapalım." dedi.
Toprak, Rena'dan kalan külleri özenle içine hapsetti. Ortalık tamamen temizlendiğinde, Satenay tacını görünmez yaptı. Kutyan, Lemi ve Sat dışında, grubun bütün üyeleri adaya döndü. Ardından Lemi, zamanın akışını açtı. Sevgilisinin elini tutup taksim sokaklarını arşınlamaya başladılar.
Hayat kaldığı yerden devam ediyordu. Soğuk gece, aniden neşelenmişçesine kıpır kıpır oldu. Bağırarak şarkı söyleyen insanlar, köşe başlarında kavga eden serseriler, kıskançlıktan birbirine girmiş bir çift, telefonda sevgilisine bağıran bir kadın, kaldırımda müşteri bekleyen hayat kadınları...
Satenay insanların zihnine girmiş, düşüncelerini dinliyor, anılarından görüntüler çalıyordu. Bu zevkliydi.
Kolunu kardeşinin beline dolayıp başını omzuna yasladı. Gözlerini kapatıp kendi dünyasına daldı. Nihayet mutlu bir geceye adım atabilmişlerdi. Yıllardır hayallerini süsleyen, Kutyan'la dolu yürüyüşlerinden birini gerçekleştirmenin sevinci, tüm yorgunluğunun üzerine sünger çekti. Sonunda huzura kavuşmuştu.
Ilık rüzgâr tenini okşarken, ağırlığını iyice Kutyan'a yasladı. Kardeşi onun meleksi yüzüne bakıp mutlulukla tebessüm etti. Ablasının yükünü taşımaktan gocunmuyordu. Bunun için geç bile kalmıştı...
Satenay burun deliklerine dolan papatya kokusuyla kendinden geçmek üzereydi. Zihninin derinliklerinde şimşek gibi çakan bir görüntü belirdi. Başta ne olduğunu anlayamadı. Aynı görüntüyü geri getirmek için, uğraşmasına gerek de kalmadı. Yüz, bariz bir şekilde görüntüdeydi.
Siyah dalgalı saçlar, belirgin elmacık kemikleri, beyaz bir ten ve düzgün, hatta şahane bir vücut. Hafızasını yokladı ama bu yüzü daha önce görmediğine emindi.
Görüntüdeki yüzün zihnini bulmak için yoğunlaştı. Çok yakınlarında olduğunu hissedebiliyordu. Ve Lemi'yi düşünüyordu. Sat şaşkınlıkla aniden gözlerini açıp yanında yürüyen adama baktı. İfadesinden bir şey anlaşılmıyordu. Zihnine girdi, ama adamın tek düşündüğü, Satenay'ın endişeli bakışlarının nedeniydi. Belli etmemeye çalışarak başını tekrar kardeşinin omzuna yaslayıp kadına yoğunlaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
X Serisi 1-DENGE (Tamamlandı)
FantasyKitabın; 26. bölüm dahil, devamını yayınlıyorum. Keyifli okumalar Denge Türkiye'nin en iddialı Vampir romanı! Bu kitapta aşkın sihrini, acının yankısını, savaşın vahşetini ve nefretin en karanlık yüzünü göreceksiniz!