İş tam bir facia. Çok zorlanıyorum, çok yoruluyorum. Dil beni çok zorluyor. Kurs zaten tam bir saçmalık. Kendimi lisede gibi hissediyorum. Tam iki hafta oldu geleli ve hala ilk seviyedeyim. Ben konuşabiliyorum ama onlar hala konuşamadığımı iddaa ediyorlar. Konuşamıyorsam işe nasıl gidiyorum, insanlarla nasıl anlaşıyorum ? Benim öğrendiğim ingilizce meğer hala yerlerde sürünüyormuş. Bir şekilde üstesinden geleceğim yapacak birşey yok.
İşe gelince... Aslında facia değil sadece alışılmışın dışında. Finans, sayılar zor ancak ben gayret ediyorum ve inanıyorum zamanla olacak. Bu arada arkadaşlarım var, hemde Türk. Şirkette tanıştık. Aramız şuan gayet iyi, evli ve bir çocuk annesi çok şirin bir bayan yani Melissa. Annesi Türk, babası buralı ve kendisi inanılmaz Türkçe konuşuyor. Bu konuda çok şanslıyım çünlü Melissa son iki haftadır çok fazla yardımıma koştu. Eşi Sam de çok iyi biri. Melissa doğduğunda beri burada yaşıyor ve eşiyle üniversitede tanışmışlar. Sam reklamcı ve gerçekten başarılı bir reklamcı. Neydi şu şekerler ? Neyse reklam olmasın şimdi. Onların reklamını bile yapmış. Bazı akşamlar onlardayım. Küçük kızları çok tatlı, beni de çok sevdi. Ailemi özlediğimde onların sıcaklığına bakıyorum o kadar tatlılar ki.
Diğer yandan hala ev arkadaşı bulamadım. Ama arıyorum kursta birkaç kişi var aslında ama çoğu dönemlik gelenler benim pek işime yaramaz ama yine de aramaya devam ediyorum. Melissa da yardım ediyor, inşallah en kısa zamanda bulurum çünkü ailemim para göndermesini istemiyorum. Artık kendi yağımda kavrulmam lazım...
Geçmişin izlerinden kurtulmam lazım.