İşten çıkmak üzereyken telefonumun çaldığını farkettim.
"Alo?"
"Sana ulaşmak neden bukadar zor ?"
"Brad ?"
"Evet benim. Kaç kere aradım."
"Ah! Pardon. Ben biraz yoğundum telefona hiç bakmadım."
"Anladım. Yemek yiyelim mi ?"
"Olabilir. Ne önerirsin ?"
"Ben diyorum ki, kafamıza göre takılalım. Herşeyden biraz. Ne dersin ?"
"Bana uyar." dedim gülerek. " Birazdan çıkıyorum, yedide hazır olurum."
"Yedide." dedi ve kapattı.
Eve girdiğimde Alex dersleriyle boğuşuyordu. Öğrencilik hayatıma kısa bir yolculuk yaptım onu görünce ve aslında o yolculuğu hiç yapmak istemediğimi farkettim. Tüylerim ürperdi. Okul beni hep korkutmuştur, o yüzden direk o anılardan uzaklaştım. Alex'i rahatsız etmeden bir merhaba deyip, hemen hazırlanmaya koyuldum. Bunun başıma geldiğine hala inanamıyordum. Sen git, düşerken elin adamı seni tutsun. Bir de üstüne arkadaşının arkadaşı çıksın, bir de onu öp. Ve bomba! Adam çok sexy ve oyuncu. Sen gel Dünya'nın bir ucuna, olanlara bak. Tam film.
Siyah bir pantolon, beyaz gömlek, siyah stilettolarım ve eflatun kabanımla hazırdım. Çantamı aldım, düz fönlediğin saçlarıma son kez baktım. Makyajımda tamamdı. Biraz ellerim terlese de idare edebilirdim ve aşağı inmeye karar verdim. Evet, bu ilk randevu olabilirdi ama sonuçta daha önce bir ortamda buluşmuşluğumuz, yakınlaştığımız vardı. "Hadi yapalım şunu." dedim kendime ve prensime doğru yol aldım.
...
"Sen delisin!" dedim, yorgunluktan ayaklarıma ağrı girmişti. Ama bir okadarda eğleniyordum ve yemekten patlıyordum."Bunu yapmaya benim de ihtiyacım vardı. Hadi devam ediyoruz. "
"Ya daha ne yiyeceğiz ? Ben patlamak üzereyim."
"Tamam merak etme artık yemek yok. Şarap ?"
"Oh! Sonunda. Bu şişliğin üzerine nasıl içerim bilmiyorum ama deneyelim bakalım." dedim ve teşekkür amaçlı yanağından öptüm.
"Şarap için mi ?"
"Hayır, herşey için. Saatlerdir o cafe benim, bu restaurant senin gezdik. Hiçbirinde on dakikadan fazla kalmadık. Sen bunları yapacak biri misin bilmiyorum ama değilsin gibi geliyor bana. Neden ?"
"Senin için. Seninle herşeyi paylaşmak için. Seni tanımak için."
"Ama neden?"
"Bu kadar güvensiz olma. Biraz hayatını yaşa ne olur. Geçmişte ne yaşadın bilemiyorum ama artık biraz kendine gelmen gerekmiyor mu ?"
"Gayret ediyorum. Zamanla olacak inanıyorum, seninle alakalı değil zaten anlamışsın. Zamanla daha çok kendime geleceğim."
"Güzel, ozaman hadi biraz dağıtalım." dedi ve taksiyi durdurdu.
"Araba ?"
"Dağıtacağız diyorum hadi bin."
Takside giderken elimi yavaşça avucunun içine aldı. Yol boyunca hiç bırakmadı. O an içime değişik bir sıcaklık geldi. Sanki tüm ömrümü onunla geçirebilirmişim gibi... Ama içimde düşündüğüm başka şeylerde vardı. Artık atmak istiyordum içinden bu düşünceleri. Yüzüne baktım ve gülümsediğini gördüğümde, zamanla arınacağımı hissettim. Zamanla...