4

29 4 0
                                    

Şoktaydım. Bu gerçekten kamera şakası veya rüyaydı. Evet evet, kesin rüyaydı. Fantastik bir film izlediğimde, evet "benimde özel güçlerim olsun." ya da romantik bir film izledikten sonra "böyle bir aşk neden benim başıma gelmez ki?" diye, çok düşündüm ama olmasını beklemiyordum ki. Sadece hayal ediyordum. Bana bu şoku yaşatan tabi ki geldiğimiz ev, ya da bu çok merak ettiğim ada değildi. BRAD! 

Oda çok şaşırmış olmalıydı, çünkü gözleri fal taşı gibi açılmış bana bakıyordu.

"Dünya küçük değil mi ?"

"Sanırım fazlasıyla küçük." derken hala kendime gelememiştim. 

"Siz tanışıyor musunuz?"  dedi Sam.

"Yok canım nasıl tanışacaksınız, yok tanışıyorsunuz. Nasıl yani ?" derken Melin ağzı açıktı.

Şok etkisi üzerimizden bir türlü kalkamadı gitti. Melissa, "Brad Gizem, Gizem Brad." dedi.

"Biz tanışıyoruz. Daha doğrusu sadece bir tesadüf ama sanırım Gizem dilini yuttu." sırıtırken bile ne kadar hoştu...

"Şey ben... Düşüyordum. Yani..."

"Sürprizim buydu ya! Şimdi mahvoldu nasıl tanışırsınız, tesadüfe bakın siz." diye hayal kırıklığıyla sırıttı Mel.

"Sürpriz mi ? dedi Brad.

"Evet." dedi Sam. "Sanırım Gizem'in hayranı olduğu bir oyuncusun o yüzden bunu öğrenince ve benim seni de çağırdığımı duyunca, kendi çapında Gizem'e bir sürpriz hazırlamış Mel."

"Sam!" diye ciyakladı Mel. Ben ise domates gibi kızarmış kalakalmıştım. Sam artık pot kırdığını anlamıştı...

Durumu düzeltmek için nasıl da kendini attı ortaya... "Biz neden hala normal tanışamadık?"

"Tamam baştan alalım. Ben Gizem."

"Brad" diyerek elini uzattı. "Memnun oldum, tekrar."

Elimi uzattım, "Bende, tekrardan."

Mel kulağıma, "Senin ifadeni sonra alacağım şekerim!" diye fısıldadı.

"İnanılmazdı." diyerek onu biraz daha merakta bıraktım. O sırada Sam ile Brad çoktan mutfağa gidecekleri götürmeye  başlamışlardı bile. Aynı anda Brad bizim minik tanışmamızın özetini Sam ile paylaşıyordu. Mel ile bende camları açıp evi havalandırdık ve koltukların üzerlerindeki koruyucu örtüleri kaldırdık. Saat yedi olmuştu bile. İş bölümleriyle evi hemen toparlayıp oturulacak hale getirip yemek hazırlamaya koyulduk. Mutfağa giderken bir ara Brad ile gözgöze geldik. Onlar terasta mangalı yakmaya çalışıyorlardı. Ben hemen salata yapmaya koyuldum. Ev uzun zamandır kapalı olduğundan biraz tozlanmıştı etraf. Mel masayı ve sandalyeleri silerken ben, salatayı çoktan bitirmiştim.

"Ee ? Hala anlatmayacak mısın? " dedi Mel.

"Buraya taşındığımın ikinci günü öylesine dolaşmaya çıkmıştım. Benim evin oradaki Mia Cafe'yi biliyorsun. Kahve aldım dışarı çıkarken ayağım takıldı ve Brad yani bey, aman Brad işte. Beni tuttu ve sonra kahvesini alıp yanıma geldi evin önüne kadar yürüdük biraz lafladık okadar."

"İsmiyle mi hitab ediyorsun?" derken nasılda pis pis sırıtıyordu.

"Mel!"

"Ne var canım birşey demedim." imalı gözlerle salatayı alıp uzaklaştı.

O sırada Brad, "Mangal hazır, etleri getirebilir misin ?" dedi.

Hemen torbayı kaptım ve yanına gittim. "Etler." dedim. "Teşekkür ederim" diye gülümsedi.

KUM TANELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin