♛ ERTELENEN

9.7K 820 288
                                    




Birileri - Halledebilirdik

11.Bölüm: Ben Hiç Kaçmadım!

Kara bulutların üzerime çöreklendiği, tabuttan farksız görmediğim nezarethane bana hak etmediğim yaşantımın görmediğim boyutunu resmediyordu adeta; çirkin ve olabildiğince yoz sayılan kaosun ortasında savruluyordum.

Öyle bir savrulmak ki zarafetimi konuşturduğum özel gecede Kıraç'ın karşısına çıkarak adamın feleğini şaşırtmayı başarmış ve bunu iyi anlamda gerçekleştirmiştim, bir vakit sonra bana bu kadar zarafet yeter dercesine mahalle kavgasından çıkmış gibi karşısına dikiliyordum.

Durduğum yerde gözden geçirdiklerim mideme kramplar sokarken, Kıraç'ın baktığı yerden nasıl göründüğümü irdeleyecek kadar özgüvenli hissedemiyordum.

"Lan bak sikerim seni!"

Yalın'ın sesi kulağımı tırmalıyordu fakat odaklanamıyordum. Asıl odak noktam karşımda durarak şaşkınlıkla izleyen patronumdu. Acaba bu gece şaşırma seviyesini kaçıncı boyuta taşıyacaktı? Ya da en önemlisi ben daha ne kadar rezil olacaktım?

"Durmazsanız sizi de içeri tıkarım!"

"Sen beni içeri tıkacağına şu piçi çıkart, döveyim."

Polis memuruyla münakaşaya giren Yalın'ın öfkeli sesi uyuşan uzuvlarımı hareketlendiren geçerli sebep oldu. Arkamda kıyametleri koparan adam bana laf geldiği için kavga çıkartırken, ben burada patronuma karşı rezil olduğum için kendimi sorguluyordum.

Evren sana nereden vursun Bade!

Sırtımı kalan son gayretimle Kıraç'a döndürdüm, Yalın'ın polis memurları tarafından demir parmaklıkların arasına tıkıldığını gördüm; harekete geçen uzuvlarımı birkaç saniyeliğine donduran görüntü yitirmeye yüz tutan aklımı başıma devşirmemi sağladı.

"Hayır..." diye karşı çıktım perişan halde. "Hayır... Yalın'ı da alamazsınız."

Sözlerimin hükmen ezildiği nezarethanede, kavganın başlıca sebebi hödüğün ve arkadaşının polisler tarafından diğer nezarethaneye alınmasını, Yalın'ın kardeşim ve Vefa'nın arasına katılışını hayal kırıklığıyla izledim. İçeri tıkıldığı için endişelenmesi gereken Yalın, aradaki parmaklıklara saldırarak cins herifi tahrik etmeye devam ediyordu.

"Yalın!"

Beni duymayan adama doğru sendeleyerek ilerledim. Polislerin sert müdahalesi sonucu susmayı akıl eden sahte sevgilime, "Neden yaptın bunu?" diye sordum. Hayal kırıklığının sindiği sesimi ben bile duymakta güçlük çektim.

Gözleri hâlâ o iki adamın üzerinde gezinen adamın bana cevap verdiği cevap manidardı. "Ben iyiyim sen eve git. Burada bekleme," deyince sinirden tıslayarak güldüm. Endişelerimi hiçe saydığını fark edemeyecek kadar öfkesine yenikti. Nihayetinde bana dönmeyi akıl etti. "Bunlar da bana emanet."

Çağlar ve Vefa'dan bahsediyordu ama zaten onlar içeri tıkıldığı için gelmemiş miydi? "Sen kime emanetsin Yalın? Sana ihtiyacım varken nasıl sakin kalmazsın?"

"Sus..." diye yalvarır gibi konuştu. Titreşen göz bebekleri yüzümde geziniyordu.

"Sus onu öldürmemek için kendimi zor tutuyorum. Eve git, ben avukatımı ararım. Her şeyi bana bırak. Çağlar ve Vefa için de merak etme."

Bunca yaşanandan sonra eve gideceğimi nasıl düşünüyordu?

"Ne oldu Semih?" sorusuyla beni paniğe sokan Kıraç'ın belirsiz sesini duydum. "Ben olmadığım bu kısa süre içerisinde ne oldu?"

BİR ADAMIN DAĞINIK YATAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin