İhtişamlı gece son bulmuştu. Ceyda yanında Zehra ile bana doğru yaklaşırken, yüzündeki o mutluluğu görmeliydiniz. Kusursuz bir performans sergilediğinin farkındaydı çünkü. Diğer mankenleri gölgede bırakmıştı ki kendisi manken değildi. Bütün gece bakışlar onun üstündeydi, inanılmaz bir ışığı vardı, güneş gibi aydınlatmıştı geceyi. Ceyda'yı podyumda izlemek bana büyük bir haz vermişti, elbiselerin içinde o kadar güzel görünüyordu ki, bir kez daha âşık olduğum sevdiğim kadına ama kıskandım tabii ne yalan söyleyeyim. Ama öyle bir şey yaptı ki o güne kadar hayatımda yaşadığım en büyük mutluluğu yaşadım, kıskançlık falan kalmadı. Yanıma yaklaşmışken birden durup koşarak yanıma gelip bana sarıldı Ceyda;
"Başardım Oğuz, başardım" dedi. Öyle sıkı sarılmıştı ki, görenler bizi kırk yıllık sevgili sanabilirdi. Sarılmanın verdiği şaşkınlık ve heyecanla bir an arkamızda duran Zehra ile göz göze geldim. Tuhaf bir şekilde bakıyordu bize, az sonra da başını çevirip başka yöne baktı zaten. Ben ne olduğunu anlamamıştım ama o kadar mutluydum ki. Ceyda sonra herhâlde yaptığı şeyin farkına varıp;
"Ya, özür dilerim Oğuz, bir an öyle sevinçle.." deyiverdi.
"Estağfurullah ne özrü" diyerek gülümsedim, o da bana gülümsedi. Aramızda çok güzel bir çekim vardı, sarılma anında da onu doyasıya kokladım, sanırım ölsem gözüm arkada kalmazdı.
Ceyda sonra Zehra'ya sarıldı ve ona;
"Teşekkür ederim, sen olmasan ne yapardım Zehra ben" dedi. Ben onlara bakarken Zehra'nın gözü Ceyda'ya sarılmışken bile bendeydi. Yine o tuhaf bakış. Arabada yoldayken Ceyda'ya baktım uyuya kalmıştı, e tabii çok yorulmuştu, Zehra'nın omuzuna dayanmış uyuyordu, dikiz aynasından bakarken Zehra'nın da sürekli bana baktığını fark ettim. Yedi sekiz yıl önceki o küçük kız gibi bakmıyordu bana, sonuçta bir erkektim ve bu bakışları anlayabiliyordum. Gözlerimi kaçırdım sürekli, bir süre sonra hiç bakmamaya başladım. Ceyda'nın evine geldik, Zehra'da onla beraber indi, beraber kalacaklarmış bu gece. Onları bırakıp ben de evime doğru yola koyuldum.
Ertesi sabah biraz geç kalktım. Bugün izinliydim ve zaten dün gece yorucu geçmişti. Whisper'in gelip yüzüme sürtünmesi, dokunuşlarıyla yeni güne merhaba dedim. Canım kedim benim, her sabah beni böyle uyandırır. Onu sevip okşayınca bütün dertlerimi üzüntülerimi unutuyorum, bana çok iyi geliyor Whisper. Annemle güzel bir kahvaltı yaptık. Gece olan biteni anlattım ona, beni pür dikkat dinledi ve sonra;
"Oğuz, sen bu Ceyda kızıma abayı yakmışsın oğlum" dedi. Artık nasıl anlattıysam anneciğime, anladı deli divane âşık olduğumu. Yüzüm kızardı tabii, bir şey demedim. Annem birazdan komşularla sohbete gitmek için evden ayrıldı. Evde Whisper efendiyle yalnız kalmıştık. Bugün tatil günümdü aslında pek de bir planım yok. Biraz müzik dinlerim sonra film izlerim diye düşünüyordum. Canım hiç dışarı çıkmak istemiyordu, galiba gece bende çok yorulmuşum. Sonra birden kapı çaldı, sanırım annem yine bir şey unuttu diyerek kapıya yöneldim ve açtım, gelen Zehra idi. Birkaç saniyelik şaşkınlıktan sonra, Zehra;
"Günaydın Oğuz" dedi. Elinde bir poşet vardı sanırsam kahvaltıda yemek için poğaça açma simit almış.
"Günaydın Zehra, hoş geldin"
"Sürpriz yapmak istedim sana Oğuz, evi çok kolay buldum aradan o kadar zaman geçmiş ama mahalleniz çok değişmemiş"
"Evet sürpriz oldu gerçekten, çok şaşkınım inan" dedim. Bu kız niye sabah sabah bana geldi şimdi diye düşünürken;
"Ceyda hâlâ uyuyor, sanırım da on ikiden önce de kalkmaz, sıkıldım ben de dedim bari gideyim Oğuz ile kahvaltı yaparım, hem eski günleri konuşuruz, nasıl iyi demiş miyim"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM KARANLIK SEVGİLİM 🔞
RomantizmÖnemli Not: Bu roman tamamen kurgusal bir roman değil, gerçek yaşanmış olaylar ve duygulardan esinlenilmiştir.. Romanda karakterlerin hayat hikayelerinde yer alan olayların bazıları yaşanmış ve gerçek durumlar yansıtılmıştır.. Benim Karanlık Sevgil...