"Öncelikle yeni üye adayımızı tanıyalım. Adın ne?" dedi Başkan az öncekine oldukça zıt, sert bir tonda. Bütün dikkatler üzerime çekildiğinde istemsizce kıpırdandım.
Adım neydi harbiden?
Keşke lakap düşünseydim. En azından yaklaşık yirmi kişinin önünde kendimi Chimmy diye tanıtmak zorunda kalmazdım.
"Chimmy." dediğimde Başkanın dudaklarının çok az da olsa yukarıya kıvrıldığını gördüm. Benimle alay mı edecekti yoksa?
Etse de bir şey diyemedim açıkçası, ciddi ortama tatlı kaçıyordu sanki lakabım.
"Pekala... Chimmy. Ayinlere katılmak için bazı şeyler yapman gerekiyor. Biliyorsun değil mi?" dediğinde kafamı olumlu anlamda sallasam da tam olarak ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu ve bilinmezlik beni ürkütüyordu.
"Öncelikle, Eleusis ayinlerinin başlama nedenini biliyor musun? Yapman gereken şey de bununla bağlantılı." dedi Başkan başını yana eğip ruhumu görecekmişçesine yüzümü incelerken.
"Tanrıça Demeter'in Eleusis varisi olan bebeği ölümsüz yapmak isterken yanlış anlaşılması ve bunun üzerine sinirlenmesi nedeniyle Eleusis halkı kendilerini affettirmek için böyle bir ayine başlamışlar. Efsane en azından bu yönde." dedim, sıfır özgüvenle. Sanki hiç çalışmadığım bir dersten sınava tabi tutuluyordum.
"Doğru. Peki bebeği ölümsüz yapmak için tekrarladığı ritüelin ne olduğunu biliyor musun?" dediğinde gözlerim korkuyla açıldı. Biliyor olduğum şey beni ürkütüyordu.
Ne yani beni ateşe mi atacaklardı?!
Titreyen sesimle "Ateş." dediğimde başını onaylar şekilde salladı. Hayatımda hata yapmayı hiç bu kadar istememiştim halbuki. İlk kez haksız çıkmak istemiştim.
Korkudan titreyen bedenimi fark ettiğinde yerinden kalkıp yanıma geldi. Sıcacık bakışlarını gözlerime dikse de muhtemelen gözlerinden daha sıcak hissettirecek bir şeyin içine gireceğim gerçeğini kaldıramıyordum.
Jeon Jungkook ile evlenmemek için ölmem mi gerekiyordu yani?
"Vücuduna yanmanı engelleyecek şeyler sürülecek. Varisin yanmadığı gibi sen de yanmayacaksın. Korkma." dese de pek sakinleşmiş sayılmazdım. Ateşin içine girecektim yahu! Nasıl sakin olabilirdim?
Aklıma aniden dolan şeyle gözlerim daha da büyüdü. "E ben çıplak olacağım!" diye sesimin ayarını kaçırdığımda Taehyung bacağımı dürtmüştü. Utançla başımı eğip "Özür dilerim." diye mırıldandım.
Özür dilerim, hayatımda her gün duş yerine ateşe girdiğim için bu duruma alışık olmam gerekirdi!
"Herkesin içinde olmayacaksın. Sadece ben olacağım." dedi Başkan sakince. Aman ne güzel! Her türlü birileri beni çıplak görecekti işte.
Derin bir nefes alıp "Tamam." diye fısıldadım. Başkanın elimi kavramasıyla irkilsem de sesimi çıkarmadan onu takip ettim. Her ayine katılmak isteyene bu muameleyi yapıyor olma ihtimali, istemsizce bütün bedenimin ateşe girmeden kıskançlıkla kavrulmasına neden oldu.
Adını bile bilmediğin bir adamı kıskanamazsın Jimin!
"Kimi kıskanıyorsun?" diye sorduğunda alnıma zihnimden bir şaplak hediye ettim. Sonra da umutsuz halime daha da umutsuzluk eklemek için "Aptal olmayan herkesi." diye mırıldandım. Yalan sayılmazdı.
Uzun bir koridorun ardından girdiğimiz oda oldukça sıcaktı. Neden acaba?
Ortasında cayır cayır ateş yanıyordu da ondan!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eleusis • Jikook
FanfictionSounion Kralı, Zeus'un oğlu Jeon Jungkook belki de onu istemeyen tek kişiye izdivaç teklifi ile gider. Park Jimin ise Jeon ile evlenmemek için Tanrıça Demeter'e yalvarmaktan başka bir çare bulamaz.