8. Skylla'nın Gazabı

3.8K 419 135
                                    

Oylarınız ve yorumlarınız esirgemezseniz çok müteşekkir olurum

İyi okumalar hepinize 💜

Jungkook'un verdiği haberle Skylla'nın olduğu sulara girdiğimizi biliyordum artık.

Dün sabah bana, öğleden sonraya Skylla'yı göreceğimizi söylemişti ama maruz kaldığımız fırtına yüzünden bir günlük bir zaman kaybetmiştik.

Başlarda gelen deli cesaretime lanet ettim bir an için. Utanmasam geri dönelim diye Jeon'un ayaklarına kapanırdım.

Ama lanet bir gururum vardı ve sahip olduğum son şeyi de ayaklar altına almaya niyetim yoktu.

Kan kusarsam kızılcık şerbeti içtim diyecektim artık, baş koymuştuk bir defa bu yola.

Aynen Jimin, Skylla'nın ağzına girerken de kızılcık şerbeti hikayeni anlatmaya devam edersin.

Şu ciddi ciddi güvertede sessizce kenara pusmuş, bu işin içinden nasıl kurtulacağımın hesabını yapıyordum.

Şayet düşünce yolu ile buradan bedenimi taşıyabiliyor olsaydım çoktan Truva'ya ulaşmıştı bedenim.

Oturduğum ahşap basamaktaki bir oyuk gözüme battığında "Neden biraz da ben oymayayım ki?" diye düşünerek tırnağımla orayı kazımaya başlamıştım.

Belki tahtaya parmağımı sürte sürte bedenimi törpüler, Skylla'yı görmek zorunda kalmadan varlığımı bu evrenden silerdim.

"Gemimi delmeye mi çalışıyorsun? Skylla'dan önce bizi öldürmek gibi bir niyetin var anlaşılan."

Yaptığım işe o kadar fazla odaklanmıştım ki aniden gelen sesle irkildim. O sırada da gemi, benden oyuduğum yerin intikamını almak ister gibi kıymığı elime saplamıştı.

Tamam, belki kendim sebep olmuştum kıymığın parmağıma girmesine ama gemi benden intikam almak istediği içindi bunlar.

Refleksle parmağımı dişlerim arasına sıkıştırıp baskı uygulamıştım acısını almak için. Kısa vadede faydalı olsa da uzun sürede orada bir yangı oluşacağını biliyordum, şimdiden canımı yakmıştı bu düşünce.

"Biraz dikkatli olsana!" diye bağıran Jeon yüzünden korkuyla yerimde bir kez daha sıçrarken ağlamama ramak kalmıştı artık.

Zavallı kalbim zaten Skylla'yı görecek olmanın verdiği korkuyla titreyen bedenime anca yetişirken Jeon'un da beni ürkütmesiyle daha da zorlanmıştı birkaç saniye içerisinde.

"Cidden eline kıymık battı diye ağlayacak mısın Jimin?" dedi yanıma diz çöküp. O söyleyene kadar gözlerimin dolduğunu bile fark etmemiştim.

Başımı iki yana sallayıp bakmak için avcuna aldığı elimi çektim. Sadece duygusal bir boşluğuma denk gelmişti. Böyle ufak şeyler için ağlayacak değildim.

Gözyaşlarımı Skylla'nın beni mideye indirmesine engel olmak için çırpındığım o saniyelere saklıyordum. Can çekiştiğim kısma yani.

"Ver de bakayım işte. Hem inatçısın, hem de sakar. Burnun düşse eğilip almazsın da sen." diye sıkı bir azar çekti bana. Resmen çocuk muamelesi görüyordum şu anda.

Omuz silkip "Göstermeyeceğim." dedim, onun dediği hiçbir şey değildim ben.

Pekâlâ, az önceki hareketimle hepsini kanıtlamış olmuştum. Öyle değil mi?

Sinirle elimi uzattığımda yüzündeki alaylı ifade ile az önceki gibi avcu içine almıştı elimi.

İyice görebilmek için elimi gölgesinden kurtarıp güneşe doğru çekti. Birkaç saniye baktıktan sonra "Bekle, geliyorum hemen." deyip yanımdan gitti.

Eleusis • JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin