Merhabalar
Burada çok konuşmayayım. Yarım kalmış savaşımıza devam edelim. Bölüm sonunda da gidişatımızı konuşuruz.
İyi okumalar 💜
Diz çökmüş bir vaziyette, Demeter'in yerde cansız yatan bedenini izliyordum son birkaç dakikadır. Apollon, Demeter'in öldüğünü gördüğünde koşarak yanımıza gelmiş, Zeus'un yanından uzaklaşmam gerektiğini söyleyip duruyordu. Aklım da oradan uzaklaşmam gerektiğini, Demeter'in intikamını almam gerektiğini söylüyordu ama bedenim uyuşmuş gibiydi. Bedenimin tek bir zerresine bile söz geçiremiyordum.
Savaş alanında ne durumdaydık hiçbir fikrim yoktu ve bana ihtiyaçları olduğunun farkındaydım. Demeter'in açık kalan gözlerini kapattım ayaklanmadan önce. "Söz veriyorum emin olacağım."
Ayağa kalkıp Zeus'a baktığımda Apollon ile dövüştüğünü gördüm. Taehyung'un okları ise babasının darbeleri ile uyum sağlayamıyordu ne yazık ki. Zeus çoktan Taehyung'u fark etmiş, üzerine gelen oklardan yıldırımları sayesinde kurtulmuştu. Korktuğumuz başımıza gelmişti. Zeus'u öldürmek için kurduğumuz plan başarısızdı ve bizim alternatif planımız yoktu.
Apollon babasının dizine geçirdiği tekmeden sonra yüzüme bakıp "Git!" diye bağırdı. "Gitmek zorundasın!" Kararsızca yüzüne bakarken Morpheus'un sesini duydum. "Apollon'u dinle!"
Derin bir nefes alıp koşmaya başladığımda nereye gittiğimi bilmiyordum. Öylece koşuyordum. Adımlarım beni Persephone'ye ulaştırdığında gözlerim yeniden doldu. Persephone öfkesi ve acısı yüzünden saldırganlaşmış, Hephaistos'un ağır darbelerine maruz kalmaya başlamıştı. Namjoon ise düşen Persephone'ye yardım etmeye çalışırken defalarca ölümden dönmüştü.
Gözyaşlarımı silip olanca gücümle Hephaistos'un sırtına atladım. Bıçaklarımdan birisini çekemeden Hephaistos beni sırtından çekip yere fırlatmıştı bile. "Seni küçük sıçan!" diye bağırdı bana öfkeyle üzerime gelirken. "Yaşaman bile senin için büyük bir mucizeyken asla bununla yetinemedin öyle değil mi?! Babamın tahtına, evime göz diktin!"
Bıçağımı bacağına fırlattığımda kılıcı ile hamlemi savuşturdu. Alayla güldü. "Sen kimsin ki bir tanrıyı alt edeceksin Park Jimin?" Yerimden doğruldum, kılıcımı sıkıca kavradım. Hephaistos'a güç olarak üstünlük sağlamam imkansızdı. Aklımı kullanmak zorundaydım. Gözümle bir yandan da Namjoon ve Persephone'yi güdüyordum. Bir noktadan sonra onlara ihtiyacım olacaktı. En azından Namjoon'a. Zaten Persephone çoktan çökmüş, avazı çıktığı kadar bağırıp ağlıyordu.
"Haklısın." dedim sorusuna cevaben. "Ben kimim ki?" Sözüme devam etmem için beklediğinin farkındaydım. Gardını düşürmese de saldırmıyordu da. Fırsattan yararlanıp konuşmaya devam ettim, biraz damarına basmakta hiç sakınca yoktu. "Ah, hatırladım. Biliyorum, bahsedince sen de çok iyi hatırlayacaksın kim olduğumu." dediğimde kaşları çatıldı. Alayla güldüm haline. "Hatırlasana!" diye bağırdım coşkuyla. Demeter'in ölümü, hâlâ bıçak gibi batan yaram, karşımda sürekli bana hakaret eden bir tanrı bozuntusu... Akıl sağlığım pek iyi bir ivmeye sahip değildi şu anda. "Koskoca Zeus'un ve onun sünepe köpeklerinin kuyruğunu tir tir titreten o kehanetteki kişi benim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eleusis • Jikook
FanficSounion Kralı, Zeus'un oğlu Jeon Jungkook belki de onu istemeyen tek kişiye izdivaç teklifi ile gider. Park Jimin ise Jeon ile evlenmemek için Tanrıça Demeter'e yalvarmaktan başka bir çare bulamaz.