Ben geldiiiim
Hikaye sonunda mit anlatma bölümümüz var yine, fark etmeyip atlamayınız
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız. Bunları yaparsanız çok müteşekkir olurum
Ayrıca açıklamayı unuttuğum kısımları da sormaktan çekinmeyiniz
Şimdi bölüm ile aranızdan çekiliyorum hemen
İyi okumalarrr 💜💜💜💜
Dünün etkisiyle gördüğüm kabustan bir çığlıkla uyandığımda sanki hâlâ kabusu yaşıyor gibiydim.
Öyle ki uyanır uyanmaz sandığıma koşup bıçaklarımı bulabilmek için bütün kıyafetlerimi boşaltmaya başlamıştım.
Sandığın neredeyse dibine geldiğimde kulağımdaki canavarın çığlığı ellerimin daha da titremesine neden oluyor, nefesimi kesiyordu. Gözümdeki yaşlar ise görmemi istemiyormuş gibi büyük bir efor sarf ediyordu.
"Jimin!"
Kulağındaki canavarın sesini bastıran gür sesle yerimde sıçradığımda dizlerimi kontrol edemeden olduğum yere çöktüm. Sanırım artık ölecektim.
Bir şey yüzüme dokunduğunda korkuyla çığlık atıp gözlerimi sıkı sıkı yumdum. O çirkin şeyi bir daha görmeye tahammülüm yoktu.
"Jimin! Bana bak!"
Gözyaşlarımı inatla silmeye devam eden elin sıcaklığı ile gözlerimi araladığımda Jungkook'u görmeyi beklemiyordum. Saçı başı dağılmış, yüzünde panik ve korku vardı.
Üzerindeki pijamalara bakılırsa onu da uykusundan etmiştim.
Güvenli limanımı fark ettiğimde ağzımdan kaçan hıçkırığa mani olamamış, hızla Jungkook'a sarılmıştım. "Ben çok korktum."
Bir eli başımın arkasında beni boynuna bastırırken diğer eli de sırtımı usulca okşuyordu. "Biliyorum canım ama bak bitti. İyiyiz, herkes iyi." diye fısıldadı kulağıma sakince.
Hızlı nefesleri, onu ne kadar çok korkuttuğumu ele veriyordu sanki. Sakin hareketlerine rağmen derin soluklar çekiyordu içerisine.
Sakinleşene kadar bana açtığı kollarına sığınıp sıcak yaşlarımı geniş göğsüne akıttım. Aptallığım bana bir travma kazandırmıştı sanırım.
Ahşap zemine oturup beni bacakları arasına çekti. O pozisyonumuzu değiştirene kadar bacaklarımın uyuştuğunun farkında bile değildim.
"Zarar gören birisi var mı?" diye fısıldadım ağlamaktan dolayı boğuklaşan sesimle.
Saçımdaki elleri belime inmiş, usulca orada dinleniyordu artık. "Zarar gören tek kişi sensin, üzgünüm. Seni daha iyi korumalıydım."
Göğsüne yasladığım başımı şiddetle iki yana salladım. Onun suçu değildi.
"Benim suçumdu."
Kafamı göğsünden çekip onunla yüz yüze gelmemi sağladığında "Suçlu aramayı bırak." dedi, otoriter bir ifade vardı yüzünde.
Sonra da oturduğu yerden kalkıp beni soğuk zeminde öylece bıraktı. Üşümüştüm, her anlamda.
Kapının kapanma sesini duyduğumda oturuyor olduğum ahşap zemine yatıp büzüldüm. Gözyaşlarım ılık ılık şakağımdan süzülürken ağzımdan kaçan bir hıçkırığın arkasına da müsaade ettim.
Poseidon'un sonsuz denizleri kadar gözyaşı akıtabileceğimi düşünüyordum.
Kapı sesini tekrar duyduğumda hıçkırığımı kesmek için alt dudağıma dişimi geçirsem de iç çekişlerimi kontrol edemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eleusis • Jikook
FanfictionSounion Kralı, Zeus'un oğlu Jeon Jungkook belki de onu istemeyen tek kişiye izdivaç teklifi ile gider. Park Jimin ise Jeon ile evlenmemek için Tanrıça Demeter'e yalvarmaktan başka bir çare bulamaz.