Ay instada 60k takipçili, popüler olmaya başlayan bi mitoloji hesabı Medusa'nın tanrıça olduğunu söylemiş, baygınlık geçirmeyeyim diye bölüm yazmaya geldim. Siz, siz olun insta sayfalarına asla güvenmeyin. Bana güvenin diye demiyorum bunu tabi, kendiniz okuyun.
Bölüm sonunda mitimiz var yine. Orada kavuşalım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdi sizi tatlı acı bir bölüm ile baş başa bırakıyorum.
İyi okumalar 💜
Mükemmel bir hava vardı dışarıda. Güneş tan yerinde ışıl ışıl parlarken gökyüzü yakıcı bir kızıla bürünmüştü. Bahçedeki portakal ağacının altında oturuyordum. Esen meltem, portakal çiçeklerinin o eşsiz kokusunu taşıyordu her yere. Gözlerimi kapatıp gülümsedim. Huzurluydum.
Gözlerimi yeniden açtığımda karşımda Demeter'i gördüm. Leylak rengi elbisesi ile büyüleyici görünüyordu. Kocaman gülümsedi bana. "Saçlarımı örer misin oğlum?" diye sordu sakin bir tonda. Hevesle başımı salladım, oturduğum yerden kalkıp tanrıçanın elindeki tarağı aldım. Usul usul taradım yumuşacık saçlarını, eziyet etmeden ördüm güzelce.
Örgüsü omzundan önüne doğru sallanırken "Güzel oldu." diye mırıldandım. Demeter kibarca teşekkür etti. "Buraya gelme nedenimi merak ediyor olmalısın." diye konuşmaya başladı. Şaşkınca kaşlarım çatıldı. Burası Jungkook'un, Demeter'in oğlunun eviydi. Gelmesi için bir nedene ihtiyaç var mıydı ki?
Şaşkın yüzüme bakıp burukça gülümsedi. "Hatırla." diye fısıldadı. "Hatırla ve dediklerimi kalbinin bir köşesine yaz çünkü bir daha gelme şansım olmayacak buraya." Neyi hatırlayacaktım? Buraya gelmesini engelleyen şey neydi ki? Halime bakıp "Savaş, Jimin. Savaşı hatırla." diye ekledi tepkisiz kalışım yüzünden.
Gözlerim aklıma dolmaya başlayan görüntülere eş zamanlı olarak dehşetle açıldı, hızla yaşlar sıraya girdi gözlerimden dökülmek için. "Anne." dedim kollarımı hızla Demeter'e sararken. Ben "Özür dilerim. Seni kurtaramadığım için özür dilerim." diye sayıklarken o saçlarımı okşadı şefkatle, her şeyin iyi olacağını söyledi defalarca. "İyi yanından bakmalısın." dedi geriye çekilip gözyaşlarımı silerken. "Sonuçta Persephone'nin evi burası. Girmem için gerekli olan bileti Zeus bana verdi. Kızımı çıkaramadım belki ama ben girdim içeriye. Belki bir bedenim olmayacak ama ruhum hep kızımın yanında olacak artık."
Hüzünle yüzüne baktım Demeter'in. Kızıyla ilgili kurduğu hayaller böyle değildi. Böyle yaşamaya mecbur kalmıştı sadece. "Perişan oldular." diye fısıldadım acıyla. Gözümün önündeki görüntüler gitmiyordu, Jungkook ve Persephone'nin feryatları hâlâ kulağımdaydı. "Merak etme, iyi olacaklar. Onları da görmeye gideceğim. Morpheus yardımcı oluyor bana. Seni ilk görmem gerektiğini biliyordum sadece. Onlara destek ol Jimin, dik durmalarını sağla ve bu süreçte de kendi mutluluğunu göz ardı etme. Onlar kadar sen de evladımsın benim." dedi Demeter. Ardından da beni sıkıca sarıp saçlarıma öpücükler kondurdu. Bir süre sarıldı bana öylece. Kalan tüm dirayetini bana veriyordu sanki, gücünü bana aktarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eleusis • Jikook
FanfictionSounion Kralı, Zeus'un oğlu Jeon Jungkook belki de onu istemeyen tek kişiye izdivaç teklifi ile gider. Park Jimin ise Jeon ile evlenmemek için Tanrıça Demeter'e yalvarmaktan başka bir çare bulamaz.