25. Sevmediğin birisi seni bu kadar üzemez.

2.6K 259 190
                                    

Çok erken değil mi? Alırım bir öpücük artık.(~ ̄³ ̄)~

Yorum ve oy lütfen!
___________________

"Senden daha değerli bir şey olmadığını bilmiyor musun Hyunjin? Seni kimin üzdüğünü ve neden üzüldüğünü söylemesen de ben seni anlayabiliyorum."

"Ama bir sorunum yok ve ben iyiyim." dedi Hyunjin. Yanındaki Minhyuk'a alttan bir bakış atıp başını tekrar önüne eğdi. Okula geldiğine tamamen pişman olmuştu. Dersi dinlemesi için önce kafasını toparlaması gerekiyordu ancak Minho'nun dün söylediği sözlerden sonra bu asla mümkün olmuyordu. Aynı sözcükler kafasının içinde saatlerdir dönüp duruyordu ki dün gece sırf bu yüzden doğru düzgün uyuyamamıştı bile. Düşünceleri resmen nefes almasına izin vermiyor, düşündükçe ağlamamak için kendini sıkması gerekiyordu.

"Yalan söyleme, Minho bir şey yaptı değil mi?"

"Ne diyorsun?" dedi uzun olan. İlk başta kısık çıkan sesi sonradan netleşti ve vücuduna yayılan öfke dalgasıyla kendini kontrol etmeye çalıştı. "Sana Minho'yla ilgili konuşmamanı söylemiştim."

"Ben konuşmuyorum Hyunjin." Arkasına yaslandı Minhyuk. İrisleri hızla bahçeyi taradı ve iki elini başının arkasına yaslayarak rahatlığını belli etmek istercesine pozisyon aldı. Dudağının sağ tarafı kıvrılırken siyah saçlının şaşkın duran yüz ifadesine karşı "Onlar konuşuyor." diye ekledi. "Asla vazgeçmiyorlar. İddialarından o kadar eminler ki... Neden Minho yerinde olamadığım cevabını aramaktan kendimi alamıyorum."

Kaşlarını çattı uzun olan. Zaten canı sıkkındı, yetmez gibi bir de üstüne bu adam canını sıkıyordu. Hâlâ onun aynı mevzuda takılı kalacağını hiç düşünmemişti Hyunjin. Bir partneri olmadığı için partner olmayı teklif ettiğinde red cevabı alınca arkadaş kalma fikrini öne sürmüştü. Hyunjin'in de pek umurunda değildi açıkçası. Sadece takılıyorlardı fakat Minhyuk'un son bir haftadaki davranış şeklinin iyice sinirlerini bozmaya başladığı kaçınılmaz bir gerçekti. Her an her şeyi aynı konuyla bağdaştırıp durmasından daha berbat bir şey olamazdı.

"Sikeceğim şimdi seni de Minho'yu da." dedi sabırsızlıkla. İçinde aniden yükselen öfke duygusuna karşı yumruklarını sıktı. "Defolup gider misin artık? Arkadaş olmaya çalışıyorum ama bıktırdın. Zaten canım sıkkın bir de seninle uğraşamam."

"Ne?" dedi Minhyuk. Kesinlikle böyle bir tepki beklemiyordu. Yaşadığı şaşkınlık bir hayli büyük olsa da kendine gelir gelmez konuştu. "Ne dediğinin farkında mısın sen? Ben günlerdir boşuna mı çabalıyorum?"

Aniden onun yakalarına yapıştı Hyunjin. Kendisinden birkaç santim kısa olan adama öldürecek gibi bakarken yüzüne yaklaştı ve tiksinir gibi bir ifadeyle sertçe konuştu.

"Git başımdan... anlamıyorsan eğer tam anlamıyla siktir olup gitmeni istiyorum."

Sertçe itti onu. Sarı saçlı adam yaşadığı ikinci bir şok hissiyle beraber ne olduğunu yeni kavramış gibi kıyafetini düzeltip güldü.

"Senin sinirlerin çok bozulmuş anlaşılan. O zaman ben şimdi gideyim, sonra-"

"Gelme." dedi Hyunjin. "Beni gördüğün zaman yolunu değiştir. Anlaştık mı? Yapıştın resmen, bir sal beni. Senin bel altı muhabbetlerini dinlemek zorunda değilim."

"Tabi ya sen direkt olarak Minho'nun altında inlemeyi tercih edersin."

"Sana ne lan?"

Çoktan ayağa kalkan çocuğun üstüne yürüdü uzun olan. Diğeri refleks olarak gerilese de aralarındaki mesafeyi kapatması zor olmadı.

Last Night | Minlixjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin