9. Aramıza katılmak ister misin?

3K 359 214
                                    

Park alanı her zamankinin aksine biraz daha tenhaydı. Belli köşelerde oturan insanlar kendi aralarında takılırken, tek başına oturup kulaklıklarından gelen müziğin keyfini çıkaranlar da vardı.

Tam o anlarda Minho, bir süredir parkın en sessiz köşesinde tek başına otururken Felix'i yanından göndermeyi de ihmal etmemişti. Aklında tek bir düşünce vardı ve her ne kadar saçma olsa da bunu yapmaktan vazgeçmeyi hiç düşünmüyordu.

Gözleri parkın girişinde dolanırken birkaç dakika sonra gördüğü bedenle dinen öfkesi tekrar hararetlendi. Oturduğu bankta ayaklanırken bir model edası yürüyüşüyle yanına gelen beden onun ruh halini az çok sezmişti ve nedeni oldukça tahmin edilebilirdi.

Elindeki kaskı bankın üzerine bırakıp gözlerini Minho'nun üzerine diktiğinde kahverengi saçlı anında onun yüzüne yumruğunu indirdi. Hyunjin bunun olmasını bekliyordu fakat bu kadar ani değildi.

Uzun olan suratına yediği yumruk yüzünden gerilerken Minho kaşlarını çatarak onun yakalarını kavradı.

"Sana Felix'ten uzak durmanı söyledim! Neden anlamıyorsun?"

Onun bu sinirli hali Hyunjin'i sadece güldürdü. Dudağının patlaması yüzünden canı yansa da istifini hiç bozmadı ve saniyeler içinde gülüşünün yerini ciddi bir yüz ifadesi aldı.

"Korku seni ele geçirdiği zaman o kadar aptalca davranıyorsun ki hayret ediyorum."

"Kes sesini." dedi Minho. Hyunjin'i hafifçe sarstı ama Hyunjin onu hafifçe iterek yakalarını kurtardı. Kavga etmek gibi bir derdi kesinlikle yoktu.

"Neden bu kadar sinirli olduğunu tahmin etmemi ister misin?"

Her şeye rağmen Hyunjin'in bakışlarında belli bir flörtözlük vardı ve bu Minho'yu daha çok çileden çıkarmaya yeterdi. Ciddi olunması gereken bir konuda onun tanındığı tavır sinir bozucuydu.

Uzun olan dudağının kenarından akan kanı parmağıyla silerken Minho ona tekrar vurmamak için sakin kalmaya çalıştı.

"Açık konuşacağım." dedi hızlı bir şekilde. "Felix'le yakın olmanı istemiyorum. Bu yüzden kendi isteğinle git ve ona bir daha görüşmek istemediğini söyle."

"Biliyor musun seni gerçekten anlıyorum." Minho'nun onun neyden bahsettiğini bir süre anlamadı bile. Hyunjin ona yaklaştı ve kahverengi saçlının dudaklarına bakarken kendi dudaklarını yaladı. "Sevgilinin bir başkasını arzuluyor olması çok can yakıcı olmalı. Üstelik sen de en az benim kadar iyiyken... Böyle düşünüyorsun değil mi?"

"Ne sikim yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama bir yumruk daha yemek istemiyorsan uzak dur." 

Hyunjin sırıtarak hafifçe geriledi. Minho'ysa onun bu kadar stabil bir ruh halinde olmasının şaşkınlığı içindeydi.

"Elin çok sertmiş ama yatakta bu kadar sert değilsin sanırım. Felix'e yetemiyorsun." 

"Kapat o çeneni." dedi Minho.

Hyunjin onun her an üstüne atlayabileceğini düşünerek tetikte hissediyordu. Elleri yine yumruk halini almıştı çünkü. İki parmağının üzerindeki kan lekesini görebiliyordu.

"Yapmanı istediğim şey çok net. Yapacak mısın yapmayacak mısın?"

"Yapmayacağım."

"Öyle mi?"

"Öyle."
______________________

"Çok büyük bir aptalsın." diye söylendi Felix. Elindeki pamukla Hyunjin'in yaralarına pansuman yaparken nerede olduğundan Minho'nun haberi yoktu bile. Eğer bilseydi onu asla Hyunjin'in evine göndermezdi. "Dayak yiyeceğini bildiğin kavgaya niye giriyorsun ki?"

Last Night | Minlixjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin