22. Biz sadece sana inanırız.

2.8K 250 104
                                    

Yorum ve oy istiyorum, teşekkür ederim.😽
___________________

"Minho Bey, bakıyorum da sonunda bizimle buluşmaya tenezzül ettiniz. Ne aradığın var ne sorduğun. Biz yanına gelmesek daha da buluşamazdık eminim." diye sitem etti Chan. Neredeyse bir haftadır arkadaşıyla görüşememişlerdi ve bu süre içinde gerçekleştirdiği tüm aramaları hep arka plana atılmıştı. Bu yüzden bir nebze de olsun canı sıkıldığı için hem sevgilisini hem de Jisung'u çağırıp Minho'nun evine küçük bir baskın düzenlemişti. Neyse ki yanlış bir zaman diliminde olmamıştı bu. Minho evde yalnızdı.

Büyük olan, oturduğu koltukta arkasına yaslanıp Minho'dan cevap beklerken kolunu yanındaki sevgilisinin omzuna attı. Onların çoğu zamanki oturma pozisyonu buydu. Chan, sevgilisiyle temas halinde bulunmayı seviyordu.

Minho'ysa normalde olsa arkadaşlarından bu kadar uzak kalabileceğini düşünmüyordu. Sadece son zamanlarda onlarla takılmaya hiç vakti olmamış hem okulda hem de okuldan sonrasında Felix'le birlikte vakit geçirmişti. Çoğunlukla Hyunjin de onlara katılıyordu tabi. Birkaç gün önceki sevişmeleri dikkatli düşünmemesine rağmen aklına gelince dudakları istemsizce kıvrıldı. Siyah saçlının parlak ve dolgun dudakları, cam gibi gözleri, teninin o müthiş kokusu... Yakınında olmamasına rağmen sanki Hyunjin hemen yanındaymış gibi hissetti.

"Ne oldu? Niye gülümsüyorsun?"

"Hiç." dedi Minho. Başını iki yana salladı ve dilini dudaklarında gezdirdi. Kafası dağılmıştı bir kere... Şimdi nasıl arkadaşlarına odaklanacaktı? "Felix'le aramızın iyi olmadığını biliyordunuz. Bir şekilde onu düzelttik. Bu yüzden sadece ona odaklanmak istedim. Takılırız yine beraber, merak etmeyin. Birkaç teklif aldığımızdan da haberim var zaten."

"Evet, ben çoktan haber verdim." dedi Jisung."En çok hangi teklifi beğendin?"

"Aviary olabilir. Lüks bir mekan olduğu için hem rahat ederiz hem de alacağımız ücret normalden fazla olur."

"Aynısını düşündüm."

Aslına bakılırsa grupta hepsi aşağı yukarı aynı şeyi düşünüyordu. Sonuçta o kadar çalışma boşuna değildi. Bir karşılığı olmalıydı.

"O zaman onu onaylarız, sahneye de yarın çıkarız büyük ihtimal. Prova yapalım mı?"

"Yapalım bence." diyerek düşüncesini öne sürdü Changbin. Ne de olsa hâlâ amatör oldukları için bir hata yapma olasılıkları fazlaydı. Yapabilecekleri en iyi şey de bu hata olasılığını en aza indirmekti.

Dörtlü kendi aralarında prova için ufak tefek detayları konuşmayı on dakika kadar sürdürdüğünde o an duydukları sesle hepsi konuşmasını yarıda kesti. Kapı açılmış, birisi içeri gitmişti. Seslerden belliydi. Ancak kimin geldiğini anlamaları için düşünmelerine dahi gerek yoktu.

"Minho." diye seslendi Felix. Kapıda gördüğü ayakkabılar yüzünden sevgilisinin arkadaşlarının geldiğini anlamıştı. Bir süredir onları görmediği için fazla mutluydu oysa ki. Şimdi neden burada oldukları hakkında bir fikri yoktu.

"Oturma odasındayız Felix."

Sakince koridorda ilerleyip oturma odasına girdi Felix. Elindeki telefonu hafifçe sıkarak Minho'nun yanına yerleşti ve sadece Jisung'a bakarak tebessüm etti. En azından onunla sorunu yoktu. Jisung'un, Chan ve Changbin ikilisiyle nasıl arkadaş olabildiğini merak etmiyor değildi. O, onlardan çok daha farklıydı.

"Niye geldiniz? Sahne mi alacaksınız da onun haberini mi getirdiniz?"

Göz ucuyla Felix'e baktı Minho. Uzaklaştırıları o zaman diliminde sevgilisinin en çok arkadaşlarını suçlandığını çok iyi biliyordu. Şimdi de bakışları daha önceki gibi iğneleme ve öfke doluydu. Sözlerini çekinecek gibi de durmuyordu.

Last Night | Minlixjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin