40. (F) Haydi bizim için güzel bir şarkı söyle.

3.8K 250 164
                                    

Bu fic için son kez iyi okumalar dileyip yorum ve oylarınızı istiyorum :') Kalbim kırık 💔💔
______________________

1 ay sonra...

"Ee söylesene geliyorlar mıymış?"

Changbin'in soruna başını salladı Felix. Telefonunu kapatıp montunun cebine koyarken ateşin başında oturan Minho ve Hyunjin'e baktı kısaca. Keyifleri gayet yerinde görünüyordu. Sahilin kumlarına hafifçe gömülmüş bira şişeleri ve ortada yanan ateş, ortama bir nevi kamp havası katıyordu.

"Zor ikna oldular. Biliyorsun, Seungmin kaç gündür biraz yoğundu. Ödevi son tarihine ucu ucuna yetişti. Doğal olarak onlar da birlikte takılmak için yeni fırsat bulmuşken biz gelmelerini istedik."

"Olsun, sonra takılsın onlar da. Hem burada da beraberler."

"Öyle." dedi Felix tek bir kelimeyle.

Sohbet grubunun kurulmasından bir hafta sonra Minho'nun arkadaşlarıyla o kadar iyi anlaşmaya başlamıştı ki şimdi onların kendi arkadaşları olduğunu bile söyleyebilirdi. Hiçbirinin kendisinden nefret ettiğini sanmıyordu, içinde en ufak bir dışlanmışlık hissi de yoktu. Her şey güzeldi fakat kırmızı saçlı ister istemez neden daha önce böyle olamadıklarını düşünmeden edemiyordu. Çünkü kendisi değişmediğinden emindi ki o, insanlara karşı bir aynadan farksızdı. Kendisine gülümseyene güler, nefretle bakandan deli gibi nefret ederdi. O halde sorun neydi?.. Asla çözemiyordu.

"Hey, biralar bitti mi? Ne çabuk bitirdiniz?" dedi Jisung. Sesinden yaşadığı hayal kırıklığı okunuyordu ancak Minho'nun bir anda kendisine fırlattığı teneke bira şişesini refleks olarak yakalarken bu hayal kırıklığı kolayca son buldu.

"Bitmedi. Dolu burası daha." Arkasına baktı Minho. Gözleri arkada Changbin'le sessiz sessiz konuşan Felix'i gördüğünde ona seslendi. "Felix gelsene bebeğim yanımıza. Dışta kalmışsınız. Üşümüyor musun?"

Changbin'e bir şey söylemeden yerinden kalktı küçük olan. Pantolonun arkasını silkeledi ve iki sevgilisinin yanına ilerledi.

Changbin de kalkıp kendi sevgilisinin yanına geçerken farkında olmadan zihninde bir sürü düşünce oluşmuştu bile. Felix'le iyi anlaşıp düzgün konuşabiliyor olmanın hissi içinde bulundukları durumdan çok daha garip geliyordu. Sanki bir ay öncesinde geçmişini anarak ilk aşkına ağlayan adam o değildi...

Hâlâ bazı şekillerde kendini kötü hissetse de Felix'e karşı eylemlerini kontrol etmekte hiçbir sıkıntı yaşamıyordu.

Önceki bir ayda kendine itiraf ettiği o günden sonra gelen birkaç günün biraz saçma olduğu doğruydu. Felix'le arkadaş olmak adına yaptığı her şeyde onunla flört ediyormuş gibi hissettiği için utanıyor, diğerleri bunu yanlış anlayacak diye kendini bir nevi geri çekiyordu.

Özellikle dördüncü gün fakültede arkadaşlarıyla otururken yaptığı bir espriye karşı en çok Felix'in gülmesi yüzünden tuvalete gideceğini söyleyip oradan ayrılmıştı. Ne büyük dejavuydu ama! 

Şimdi ise pek bir sorun olduğunu sanmıyordu. Jisung nasılsa Felix de onun için aynı olmalıydı. Tabi bazı farklılıkları vardı. Jisung'a sıkıca sarılabilirdi mesela ama aynı şeyi Felix için yapabileceğini sanmıyordu.

"Hyunjin-"

Uzun olanının öpücüğü küçüğün susmasına sebep oldu. Kırmızı saçlı sinir olmuş gibi kaşlarını çatıp karşılık vermeyi reddettiğinde Hyunjin onun dudaklarını hafifçe ısırıp çekildi.

"Acıdı! Niye ısırıyorsun?"

"Bu kadar güzel olup öptüğüm için beni suçlayacak kadar adaletsiz olamazsın değil mi? Yapma bunu sakın."

Last Night | Minlixjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin