35. Eğer susarsan sana hak veremem.

2K 243 73
                                    

İyi geceler, iyi okumalar. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.✨♥️
______________________________

"Vay be! Senin beni arayacağını asla düşünüyordum. Konuşmaya bile tenezzül edeceğine dair en ufak bir hissim yoktu. Ne oldu, söyle çabuk. Yine ne halt yedin de Minho'yu kızdırdın?"

Gözlerini devirdi Felix. Zaten sinirleri bozuktu, yetmez gibi bir de Changbin üstüne geliyordu. Parmakları dizine ritim tutar şekilde çarparken iç çekip bıkkınlığını belli eden bir ses tonuyla konuştu.

"Minho'yu merak ettim."

"Öyle mi? O seni merak etmiyor."

Küçük olanın sinirleri gittikçe gerilmeye başladı. Minho iki gündür yoktu. Doğal olarak ne akşam ne de sabah gelmişti. Üstelik sabahları Hyunjin'in fakülteye gitmesiyle de yalnız kalmak onu daha da kötü etkiliyordu. Neyse ki şimdi yalnız değildi. Sadece Hyunjin biraz yorgun olduğu için uyuyakalmıştı.

Şanssız bir şekilde telefonunu Jisung ya da Chan'ın açmaması yüzünden mecburi olarak Changbin'i aramıştı ve tabiki beklediği gibi Changbin kendisiyle her zaman olduğu gibi alay ediyordu.

"Önemli olan bu değil. Sadece bana onun ne yaptığını söyle."

"Biliyor musun bunu sana söylemeyi asla istemiyorum. O kadar da kötü birisi değilim. Üzülürsün şimdi."

"Ne?" dedi Felix. Kaşlarını yukarı kaldırıp indirdi. "Neyden bahsediyorsun?"

"Söylemeyeceğim demiştim."

"Ona bir şey mi oldu Changbin?"

"Yok öyle önemli bir şey değil. Sadece ona senden daha iyi birisini buldum. Belki de gözünü açmayı başarabilirim sonunda."

"Niye benden bu kadar nefret ediyorsun?"

Kırmızı saçlının sakin kalmaya çalışarak sorduğu soru Changbin'in kulağına titrek bir şekilde ulaştı. Felix zaten kötü bir ruh halinde olduğu için dudaklarını birbirine bastırıp dolan gözlerini akmaması için zorladı. Changbin'se hattın öbür ucundaki adamın ne yaptığını anlamış olacak ki sadece sustu.

O en başından Felix'i pek sevememişti. Nedenine dair en ufak bir fikri olmasa bile bunu çok takmamış, sadece onu her fırsatta iğnelemişti. Doğal olarak Felix'ten aldığı geri dönüş de aynı olmuştu.

"Eğer susarsan sana hak veremem."

"Aptal olmayı bırak çocuk." dedi Changbin. Sesini normale göre daha sert kullanmaya çalıştı. Kolay kolay vicdana gelen biri değildi fakat Felix'in ağlamaklı sesi nedensiz bir şekilde hiç hoşuna gitmedi. Daha önce Felix'in ağladığını sadece bir kez görmüştü. Onun üzerinden de bir hayli zaman geçmişti. Diğer türlü Felix dışarıdan çok umursamaz görünüyordu. "Senin için üzüleceğimi falan düşünüyorsan yanılıyorsun."

"Üzülmeni isteyen yok."

Öylece kaldı Changbin. Felix ya içmişti ya da kafasına silah dayanmışlardı da bunu söyletiyorlardı. Başka bir açıklaması olamazdı.

"Yanında biri mi var?"

"Hayır..."

"Kafana silah dayayan yok yani. Niye böyle şeyler söylüyorsun o zaman?"

"Minho'yu çok özledim." Bir nevi pes etti küçük olan. Damlalar yanaklarını ıslatmaya başladı. Kulağında tuttuğu telefonu farkında olmadan sıkarken parmak boğumları beyazladı. Bunu Changbin'e söylemenin bir anlamı olmadığını gayet iyi biliyordu. "Lütfen eğer yanındaysa telefonu ona ver."

Last Night | Minlixjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin