39. İlk görüşte aşka onu görene kadar inanmazdım.

2.3K 215 194
                                    

2800 kelimelik benim için uzun bir bölüm. İyi okumalar.
Spoiler.... Sonunda Changbin'le ilgili bir şeyler var umarım olmuştur bxmxbmxbx Yorum ve oy unutmadan
____________________

"O kadar da kötü değildi sanki. Ne dersiniz?"

Elindeki kitapları masanın üzerine bırakıp kendini koltuğa attı Minho. Uzaklaştırma cezaları bittiği için iki hafta sonunda ilk defa sevgilisiyle beraber fakülteye gitmişlerdi. Birisi daha öncesinde ona fakülteyi özleyeceğimi söylese asla inanmazdı. Bugün ise kafeteryanın o dandik kahvesini bile özlediğini fark etmişti.

"Ben biliyordum böyle olacağını. Kimse bir şey diyemez zaten. Saklamıyoruz da. Onlara sadece susmak düşer."

Hyunjin, kendinden emin bir şekilde konuşmadan önce üzerindeki ceketi çıkarıp sandalyenin arkasına doğru astı ve elindeki telefonla konuşarak koltuğa oturmak üzere olan Felix'i kucağına çekti. Bunu yapmayı özlemişti.

Kırmızı saçlı kısa süreliğine bunun şaşkınlığını yaşayıp güldü ama çok bozmadan telefon konuşmasına devam etti.

"Öyle mi dediler gerçekten? Benim haberim yoktu... Desinler boş ver. İnan bana umurumda bile değil. Minho ve Hyunjin benim yanımda ya bir başkasının ne düşündüğü ya da ne söylediği o kadar gereksiz kalıyor ki. Biz birimizi seviyoruz. Önemli olan da bu değil mi?... Evet tabi, senin bildiğini biliyorum zaten. Öylesine söyledim."

"Kiminle konuşuyor?" dedi Hyunjin. Kucağında oturmasına rağmen ilgisi tamamen telefonda olan sevgilisini gösterdi Minho'ya.

"Seungmin'dir büyük ihtimal."

İkilinin bakışları Felix'e döndü. Kırmızı saçlı üzerindeki bakışlardan habersiz sohbetini sürdürürken Hyunjin ve Minho kendi aralarında onun mimikleri hakkında dedikodu yaparak gülüştü. Telefona o kadar odaklıydı ki duymuyordu bile.

"Nasıl?... Anladım şimdi. Jeongin zaten seni seviyor, her türlü mutludur seninle. İnsanların ne dediğini takmaman gerek. Bana söyleyen hep sen değil misin? Şimdi niye onları dinliyorsun?.. Ciddi misin Min?... İyi bari. Beni dinle sen takma onları."

"Felix." dedi Hyunjin sevimli bir ses tonuyla. Kucağından sevgilisinin yanağına parmağıyla dokundu fakat Felix konuşmak yerine sadece gülümseyip Hyunjin'in elini tuttu.

Uzun olan olduğu yerde omuzlarını silkip Minho'ya döndüğünde Minho ne olduğunu sorar gibi başını iki yana salladı. Hyunjin her ne kadar seksi olursa olsun bazen gözünde farklı bir şekilde sevimli oluyordu. Özellikle de uyurken. Çoğu zaman o kendi evine gitse bile birlikte uyudukları zaman -daha doğrusu Minho'nun uyumak yerine sevgililerini izlemeyi tercih ettiği zaman- sevimli olduğu anlardan sadece birisiydi.

"Çok yakışıklısın."

"Biliyorum."

Ne diyebilirdi ki? Bunun farkındaydı. Uzun olan bu cevap yüzünden gözlerini devirdiğinde Minho sadece güldü. Hyunjin'le uğraşmayı ayrı bir seviyordu.

"Bir şey diyeceğim." diye mırıldandı Hyunjin. Direkt olarak Minho'nun gözlerine bakıyordu. Büyük olan bu ana dayanamayarak Hyunjin'in yanağına öpücük bıraktığında uzun olan içten bir gülümseme sundu.

Ne de olsa yanak öpücükleri de ayrı anlamlıydı. Hatta bazen yanaktan olan öpücüklerin daha sıcak hissettirdiği bile kabul edilebilirdi.

"Söyle. Ne diyeceksin?"

"Direkt söyleyeyim mi yoksa alıştıra alıştıra mı-"

"Yok artık!"

Hyunjin ve Minho yine Felix'e dönmek zorunda kaldı. Kırmızı saçlının sesi yine hem şaşkın hem de panikli çıkmıştı çünkü. İlgi çekmeyecek gibi değildi.

Last Night | Minlixjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin