31. Hâlâ beni sevmeyen bir adamla birlikte olmak istemiyorum.

2.3K 250 156
                                    

İyi okumalar bebeklerim, iyi geceler. Yorum ve oyu da unutmadan 😚
_____________________

"Sikeyim ben böyle işi. Sanki kötü bir şey yaptık." diye söylendi Minho. Kendini koltuğa atıp sinirli bir şekilde parmaklarıyla oynadı ve söylenmeye devam etti. "Alt tarafı bir pisliği olması gerektiği yere gönderiyordum, teşekkür etmeleri gerekirken beni cezalandırıyorlar." Gözleri Felix'e kaydı ve kendisine yaklaşmaktan çekiniyor gibi duran sevgilisine karşı nefesini sıkıntıyla dışarı verdi. "Sen de bir doğru duramadın yani. Kim dedi sana gel beni kurtar diye? Ben başımın çaresine bakamıyor muyum? Çok güzel oldu şimdi değil mi?"

"Minho sakin olur musun artık? Sen de teşekkür edeceğine beni azarlıyorsun."

"Nasıl olabilirim? Boktan bir sebep yüzünden olana bak."

Onu elbet anlıyordu Felix. Kendisi için de durum pek farklı değildi sonuçta.

"Yapacak bir şey yok artık. Üzülsek de değişmeyecek. Bu yüzden en iyisi kafa patlatmamak. En azından Minhyuk'un asıl suçlu olduğu anlaşıldı da okuldan atılan biz olmadık."

"Orası öyle." dedi Minho. Başını sallayıp sevgilisine yanına gelmesi için işaret yaptı. "Gelsene sen. Niye oturmuyorsun?"

"Bilmem, bir an ayakta kaldım. Farkında değildim."

Minho'nun yanına oturdu Felix. Sevgilisine bakarak gülümsedi ve onun imalı bir biçimde bakan gözlerinden ne anlaması gerektiğini düşündü.

"Niye öyle bakıyorsun?"

"Sen beni çok mu seviyorsun?"

"Evet." dedi Felix. Ancak bu konunun neden şimdi açıldığını asla anlamıyordu. "Çok seviyorum ama niye bunu sordun şimdi?"

"Benim için kendini düşünmeden yardımıma koştun sonuçta. Bana kalsa bunu yapmanı da istemezdim ama dediğin gibi artık çok geç."

"Sen de Hyunjin için hiç düşünmeden onlara daldın."

Felix'in söylediği cümleyle yutkundu Minho. Gülümsemesini bozmamaya çalıştı ve hafifçe başını sallayarak onu onayladı. Asla kabul etmek istemeyeceği şeyleri şu saatten sonra reddetmenin mantıksız olacağını biliyordu. Üstelik tüm öfkesi bir anda silinmiş, duyguları sabitleşmişti.

"Onu seviyorsun değil mi?"

"Şu an sadece seninle ilgilenmek istiyorum."

"Konuyu değiştirmek istemiyorum."

"Felix."

"Hayır... Soruma cevap ver önce. Ondan özür de diledin zaten. Şimdi niye böyle yapıyorsun?"

Doğru ya özür dilemişti. İki kelimelik bir mesajı göndermek için yaşadığı o karmaşık anlar, saniyeler içinde bir film sahnesi gibi gözlerinin önüne geldi. Resmen kendisiyle kavga etmiş, en sonunda hızlıca yazıp 'gönder' tuşuna basmıştı. Eğer düşünmeye devam ederse bunu asla yapmayacağını biliyordu zaten.

"Sadece o tahmin ettiğimden daha çok üzüldü o yüzden yani. Ben de biraz ileri gittim sanırım... Beni bu kadar takacağını düşünmemiştim."

"Takıyor. Niye takmasın ki?"

"Niye taksın?" dedi Minho tekrar. Başını iki yana sallayıp iç çekti. Sevgilisinin iki elini tutmasıyla sadece onun yüzüne bakmayı sürdürdü. Bu hareketi ister istemez garipsemişti.

"Aptal mısın? Seni seviyor işte."

Elini çekti Minho. Koltukta biraz gerileyerek kırmızı saçlıdan uzaklaştı.

Last Night | Minlixjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin