Last Night | Minlixjin ✓

11. (M) Bunu kabul ettiğime cidden inanamıyorum.

Rahatsız edici sahneler vardır, rahatsız olan okumasın.
____________________

"Bunu kabul ettiğime cidden inanamıyorum." diye söylendi Minho. Ne yaptığının henüz doğru düzgün farkında olduğunu dahi söyleyemezdi. Koskoca üç gün boyunca Felix yanına ne zaman gelse bu fikrin imasını yapmış, sevgilisini ikna etmek için her yolu denemişti. Telefonuna çeşitli olarak müstechen videolar bile atmıştı ve hepsi de grup halindeydi.

Minho'nun onlara özendiği falan tabiki yoktu. Hyunjin hariç bir başkası olsa belki daha ılımlı bakabileceğini düşünüyorken Felix, Hyunjin'den başkasını istemediği konusunda diretiyordu. Bu durumda bunu kabul etmesindeki en büyük sebep Felix'in bunu tahmin ettiğinden daha çok istiyor olmasıydı. Kafaya takmıştı ve almadan da bırakacak gibi durmuyordu. Bu durumunda Minho iyi bir sevgili olmayı seçerek kendi isteklerini göz ardı etmiş ve zor da olsa teklifi kabul etmişti. Bu kadardı işte. Tüm olay buydu...

Şimdi ikili birlikte otururken her an çalmak üzere olan kapı zilini bekliyordu.

"Pişman olmayacaksın." dedi Felix. Elini, hâlâ yerinde kararsız bir şekilde duran sevgilisinin bacağına koymuş ve siyah kumaşın üzerinde gezdirmişti. "Unutma ki bu biz istediğimiz anda bitecek."

"Hayal edince bile ürperiyorum."

"Gözünde çok büyütüyorsun çünkü."

"Senin gerçekten istemediğini bilsem şu an bundan vazgeçerim."

"İstiyorum."

"O zaman birazdan zevk almaya bak."

"Nedense seksin ortasında onun boğazına yapışacakmışsın gibi hissediyorum."

"Bunu yapmak isterim ama yapmayacağım." dedi Minho. Sonuçta artık bu olayda kendi rızası da vardı. Hyunjin'e kızgındı fakat ona olduğu kadar Felix'e de kızgındı. Onu tamamen ilgisiz bırakmadan önce Felix'in bir başkasıyla küçücük olsun ilgilendiğini dahi görmemişti. Ya sorun onu tamamen ilgisiz bırakmış olmasındaydı ya da Hyunjin, Felix'i ciddi anlamda etkilemeyi başarmıştı.

En azından bu olayın duygusal boyuta geçmemesini ve seksle kapanmasını şimdilik en büyük dileğiydi.

Felix, sevgilisinin yanına kayıp kollarını ona sardığında Minho nefesini sesli bir şekilde dışa vererek ona karşılık verdi.

İkisi birbirinden ayrıldığında sadece iki dakikada çalan kapı ziliyle Felix yerinden fırlarken Minho isteksiz adımlarla onu takip etti. Birkaç gün sevgilisinden uzak durması için dövdüğü adamla bugün aynı yatakta olacakları gerçeği fazla ironikti. Düşündükçe dahi sinirleri geriliyordu.

"Hyunjin hoş geldin." dedi Felix. Uzun olanı içeri davet ederken Minho kapı girişinde kollarını göğsünde birleştirerek durmuş kelimenin tam anlamıyla Hyunjin'e öldürecek gibi bakıyordu.

"Hoş buldum."

Yavaşça Minho'ya baktı Hyunjin. Pekala bu işin nasıl olacağı hakkında onun da bir fikri yoktu. Minho ve kendisini düşünemese de güzel olduğunu inkar edemezdi.

Gözlerini tekrar Felix'e çevirip onun yönlendirmesiyle yürüdü ve Minho'ya tek kelime daha etmedi. Her an bir yumruk yemeyi daha göze alamazdı.

"Minho hadi." dedi Felix. "Gelmiyor musun?"

"O herif olmak zorunda mıydı?"

"Şu an için bunu konuşmanın bir önemi var mı?"

Yürüdü Minho. Felix'ten önce yatak odasına girdi ve yatağın üzerinde oturan Hyunjin'i süzdü. Fiziksel olarak bir şey yapmıyor olsa da bakışlarıyla onu dövdüğünün farkında bile değildi.