37. Bu olanlarda senin de payın var sevgilim.

2.2K 231 141
                                    

Gece atacaktım, beklemeden atsam daha iyi olur diye düşündüm. Okuyanlara iyi okumalar. Yorum ve oy lütfen. Teşekkürler.♡˖꒰ᵕ༚ᵕ⑅꒱
______________________

Kulağının sıcak bir nefesle hafifçe gıdıklandığını hissetti. Sanki bir şey beline sıkıca dolanmış, kaçacak gibi kendisini tutuyor, yüzünün bazı kısımlarına ara ara öpücükler bırakıyordu. Göz kapakları o kadar ağırdı ki onları açamadığı için uyku ile uyanıklık arasında bir yerde gibi hissediyordu.

Dün çok fazla uyumamıştı çünkü. En son saate baktığında saatin altı buçuk olduğunu çok net hatırlıyordu. Tüm gece içindeki o berbat ve tiksindirici his yüzünden dönüp durmuş, kafasında susmak bilmeden konuşan ses ve yağmur yüzünden uyuması neredeyse imkansız bir hal almıştı. Tabi en sonunda yorgunluğa karşı dayanamayan bedeni bir şekilde kendini uykuya teslim etmişti ancak bu uyku ne yorgun olan bedenine ne de ruhuna iyi gelmişti. Zira uyuduğu zaman yaşananları unutmamıştı. Rüyaları onun için kabus niteliğindeydi.

Yumuşaklıkları bu sefer de göz kapaklarının üzerinde hissetti. Sanki bunu bekliyormuş gibi gözleri yavaştan aralanırken yanında uzanan adam Minho'dan başkası değildi. Büyük olan konuşmak üzere olan adama izin vermeyerek onun dudaklarını öptüğünde Hyunjin kendini geri çekti. Engel olmaya çalışmasına rağmen dolan gözleri ona hiç yardımcı olmuyordu.

"Hyunjin-"

"Konuşma benimle." dedi Hyunjin. Başını iki yana salladı. Sevgilisiyle göz gözeyken mutlu olması gerekiyordu oysa ki. "Kiminle yattıysan onun yanına git." Elini Minho'nun dudaklarına bastırdı Hyunjin. Onun konuşmasını istediğini sanmıyordu. "Bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Ne istiyorsan onu yapabilirsin. Çünkü sen Lee Minho'sun. Sadece senin isteklerin, sadece senin hislerin ve sadece senin düşüncelerin önemli. Ben senin için hiç kimseyim."

Gerçekten öyle olmalıydı. Ne de olsa Minho, Felix'i cezalandırmak isterken kendisini hiç düşünmemişti bile. Onun aklına geldiğini sanmıyordu. Üzülmeme ihtimali var mıydı ki? İlişkileri yeni olsa bile kendini üçüncü tekerlek gibi hissetmekten alıkoyamıyordu. Hislerinin yersiz olduğunu da düşünmüyordu. Böyle hissetmesini sağlayan bir sevgilisi vardı sonuçta.

Ondan uzaklaşmak adına kendini geri çekmeye çalıştı Hyunjin. Ama Minho buna izin vermedi. Parmaklarını sevgilisinin parmaklarına geçirip elinin üzerine öpücük bıraktı.

"Dinle beni lütfen."

"Hiç gerek yok, tahmin edeyim." Güldü uzun olan. Gülüşü çok farklıydı... Sesinden ziyade duruşu psikopatçaydı. "Çok sarhoştun. Öyle değil mi?"

"Öyle ama-"

"Aması falan yok." dedi Hyunjin sertçe. "Felix'i cezalandırmak isterken ben aklına bile gelmedim. Senin sevgin bu kadar işte."

"Beni durduran zaten sendin." Minho'nun sesi Hyunjin'in kendisini dinlemesi için yalvarır gibiydi. Çünkü o an gerçekten ne olacağı umurunda bile olmamıştı. "Gece yarısı aradın beni. Hatırlıyor musun? Eğer aramasaydın durmazdım. Senin için durdum ben."

"Nasıl unuturum? Açmak yerine telefonunu kapattın." dedi Hyunjin sinirle. Uyanır uyanmaz bu kadar öfke duymak istediği son şey bile değildi. Yüz ifadesi tiksindiği bir şeye bakıyormuş gibiydi. Minho bu bakışları sevmedi. Kendisine aşkla bakan adamın böyle bakmasını hiç uğraşmadan becermişti.

"Evet çünkü tam o an kötü hissettim. Ne yaptığımı sorguladım ve durdum. Yemin ederim sen aradıktan sonra oradan çıkıp gittim. Çok ileri gitmedik zaten."

"Ama gidecektin."

"Düşünemedim diyorum ya."

"Hiçbir zaman düşünmüyorsun. Senin sorunun da bu zaten." Duraksadı uzun olan. Titrek bir nefes verdi. Kafasında dolaşan milyonlarca tilki vardı sanki. Hepsi farklı bir şey söylüyordu. "Şimdi gidip bunu yaptığın için ben de kendimi bir başkasının kollarına atayım, sonra da gelip sana 'Beni böyle kabul edersen ben de seni affederim.' mi diyeyim? Ne istiyorsun? Durum böyle eşitlenmiş olur üstelik."

Last Night | Minlixjin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin