"Cennet ve cehennem birer insan olsaydı," diyerek durdu.
İçimden 'bu insanlar biz olmazdık' diye geçirdim. Çünkü o cehennem olamayacak kadar merhametli, ben cennet olamayacak kadar acımasızdım.
Burnunu burnuma sürterek gülümsediğinde "Cehennem cen...
Oy verip, yorum yapmayı unutmayınız. Keyifli Okumalar🖤
BÖLÜM ON ALTI: "YILANLAR VE YANSIMALARI"
Pascal Döngü'nün ağlarına bir örümcek bırakınız 🕷
Bölüme geçmeden önce size daha iyi hayal etmeniz adına Gül'ü bırakıyorum. Benim aklımda ki Gül tamamen bu :)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Yıldıza basmayı lütfen unutmayalım ve yorumlarda kitap tanıtımı, reklam yapmayalım lütfen."
12 Ekim 2021: Yayım Tarihi
&&&
(*)
Ardı ardına alınan sıcak, sıkı, sert soluklar, sırtımdan kuyruk sokuma doğru süzülen yangının tüm alevini yemiş bir camın buğusundan kopan soğuk ter damlası...
Yutkunmamak için hiçbir sebep yokken yutkunmadan sıkı soluklarıma devam edip önüme savrulan saçlarımı elimin tersiyle arkaya doğru itekledim.
Üzerimde ki yakıcı bakışlar bedenimin ısısını daha da arttırıp beni şevkin ateşiyle kavurmaya başladığında ardımda beni izleyen bir avcı vardı.
Biten müziğin yerini sessizlik aldığında üzerimde ki bakışları ile dudaklarımın kenarı yukarı doğru kıvrıldı; sırıttım.
Sessizliğe anında hakim olan soluklar tek başına değildi, eşleri ve sahipleri vardı.
Dik omuzlarım biraz daha dikleştiğinde bakışların sahibine dönmek adına ayağımda ki yüksek topuklularımın, topuklarının üzerinde ki hakimiyetini arttırarak hareket ettim.
Heyecandan titreyen bedenim gitgide daha da alev alırken topuklarımın üzerinde ona dönmem birkaç saniyemi aldı ama bana asırlar geldi.
Zaman aleyhime değil, güzelliğe işliyordu. Her şey en iyisiydi. Zaman anın güzelliğini daha da eşsiz kılmak için çabalıyordu.
Karanlığı aydınlatan tiz ışık odayı aydınlatmak için hiçbir çaba göstermezken gözlerim karanlığın gölgesinde kalsa bile onu buldu.
Oradaydı.
Şevkin ateşini gözleriyle harlamış bakışların sahibi orada karanlığın gölgesinde yatağın üzerinde oturuyordu.
Gözlerimiz birbirine çarptığında tiz ışığa gözlerinin parlaması eklendi. Belki de üstümüzden kaç yıldız kayıp geçti.
Göğsüm sıkı bir şekilde inip kalktığında onunla göz göze gelmek heyecanımı daha da körüklemişti.
