1.BÖLÜM
"Eğer birbirimiz kaderinde varsak eninde sonunda beraber olacağızdır."
~~~~~
-26.11.1965
Wooyoung'un hemen ardından hastanede aile bireyleri saygın doktorlar olan bir kız bebek doğmuştu.Wooyoung'un ailesi bebeğin evine bir beşik yollamıştı.Ailenin Wooyoung'un da doktor olacağı şartını koymasıyla söz kesilmişti.Wooyoung ve kızın büyüyünce evleneceğine dair karar verilmişti...
-01.10.1984
Wooyoung'un babası Bay Jung,oğlu uyurken odasına girdi.Oğlunun masasında anahtarlık arayan Bay Jung'un gözüne bir kağıt çarptı.Eline alıp okumaya başladı.
"Sevgili Woo'm,
Çok güzel görünen bir uçuruma çıplak ayaklarla yürüyorduk.Şimdi uçurumun sonuna geldik.Ayaklarım beni daha fazla götürecek kadar güçlü değil.
Seni de kendimle beraber uçurumdan aşağıya sürüklemek istemiyorum.
Bize bir yardım eli uzatılması için çok yalvardım fakat hepsi yankılanarak bana geri döndü.
Sensizlik bana çok zor gelecek olsa bile yalnızlığa alışkınım ben,her ne kadar etrafım insanlarla dolu olsa dahi, çevrem geniş olsa dahi hem herkesle hem de hiç kimseyleydim.
Seni ve aileni yük altında bırakmak istemiyorum.
Bencillik ettiğimi düşünebilirsin ama eğer birbirimizin kaderinde varsak eninde sonunda beraber olacağızdır.
Denk geliriz belki,ilk günkü gibi kalplerimizi dinleriz.
Hem dünya çok küçük,beni bekleyecek misin?
Söz, döneceğim.
Küçüğün dönecek ve kocaman adam olacak.
Mutlu olmaya çalış.Özür dilerim.
-Choi San "
Bay Jung okuduğu mektupla resmen sinir krizi geçiriyordu.
Oğlunun o oğlanı unuttuğunu sandığını hâlde yıllar önce yazdığı mektubu hâlâ gözyaşlarıyla okuyordu.
Bay Jung oğlunun en sevdiği şey olan edebi eserleri,şiirleri,aşka dair her şeyi bahçenin önüne fırlattı.
Mutfaktan aldığı kibriti yakarak onların üzerine attı.
Yanmalarını büyük bir kin ve düşmanlık ile izliyordu Bay Jung.
Oğlunu ondan ayıran şeyin bu kitaplar ve San olduğunu düşünüyordu.
Wooyoung ise her şeyden habersiz onun düşüncelerine göre yine bomboş geçecek bir güne uyandığını düşünüyordu.Tek dayanağı raflardaki kitapları olan Wooyoung, kitapların kokusunu içine çekmek için masasına yaklaştığında tek aldığı koku duman kokusuydu.
Kitaplarının yerinde olmadığını ve mektubu birinin okuduğunu fark eden Wooyoung hızla odasından çıktı ve babasının ateşe attığı kitaplarını gördü.
Kitaplar değil, Wooyoung'un gömülmüş hayalleri,doğduğu andan itibaren ölmüş ruhu da yanıyordu.
Wooyoung olduğu yerde dengesini kaybederek yere çömeldi.İki dizi yerde resmen ateşe yakmaması için yalvarıyordu.Kutsal kitaplarda anlatılan ateşlerden bile daha yakıcı bir ateşti bu onun için.
"Ben sen tıp oku diye yıllarımı verdim, dizlerimi çürüttüm.Sana en saygın ailelerden bir kız buldum.Sen hâlâ edebiyatla uğraşıyorsun, hâlâ o çocuğu düşünüyorsun.Neden tatmin olmuyorsun sana verdiklerimden?Ne anlıyorsun yazmaktan,ne anlıyorsun şairlikten?O özlü sandığın sözlerin,seni bırakıp giden o oğlan kurtarmayacak seni.Sadece bölümüne odaklan.İki kitabın sevildi diye hemen yazar havalarına girme."dedi babası onun için iyi bir şey yaptığını sanarcasına.
Wooyoung ayağa kalkıp daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yaptı.Babasının iki yakasından tutup kendine çekti:
"Her şeyimi aldığınız yetmedi mi?Sırf siz dediniz diye hiç şikayet etmeden sevdiğim her şeyi bırakarak istediğiniz derslere çalıştım,siz istediniz diye sevdiğim kişiyi durduramadım!
Yorgunluktan akan kanlarımı,alın terimi, gözyaşlarımı bu ateşi söndürmek için toplasan sizin içinizdeki o iğrenç ateşi de söndürürdü.Hepsinin benim iyiliğim için olduğunu söyledin değil mi?Bana iyi gelen tek şey o ve yazmakken sen benim yaşam bağlarımı kopardın.Saygın bir aileye damat olmamı istediniz değil mi?Ama kendi saygınlığınızı yitirdiniz.Daha kendi çocuğunuz saygı duymuyor size!Yuna denen kızın çocukluğunu sen bitirdin Baba!Baba demeye bile ermiyor dilim...O kız artık senin gelinin olamaz! Yıllar geçti üzerinden."Wooyoung'un babası Wooyoung'u itip güçlü bir tokat attı.
"Utanmıyor musun babanın önünde bir erkeği unutamadığını söylemekten?"
"Tek takıldığın kısım erkek olması değil mi?" dedi Wooyoung sıkıntılı bir nefes verirken.
"Böyle yaşayamazsın.İyi yaşamak için bazı insanları ve bazı şeyleri unutmak zorundasın!"
"Ben ne zaman gerçekten yaşadım ki?"
Annesinin oldukları yere koşmasıyla annesi yerde çoktan kül olmuş kitapları gördü.Elini kalbine götürdü annesi.O biliyordu,oğlunun neyi sevdiğini çok iyi biliyordu fakat babasını durduracak gücü ne oğlu doğduğu gün ne de şimdi bulamamıştı.
Wooyoung annesinin de gelmesinin ardından hızla eve girdi ve odasından bir kalem ve bir kağıt alarak arkasına bakmadan koşarak evden çıktı.
O evden çıktığında annesi babasına sitem etse dahi babası hatayı annesinde buluyordu.
"Zamanında yakamadık onları.Hatırlamıyor musun?Daha 15 yaşındayken aile evimize geldiğinde yazdığı zımbırtılardan birini bulduğu için onun başka birine,hem de bir erkeğe âşık olduğunu anlamıştı.Doğru olmadığına dair ikna etmek için ne kadar dil döktük.Hepsi senin hatan.Çok yüz verdin, yaptıkları doğruymuş gibi anlattın."
Üstelemedi annesi.O da üzülüyordu oğlu için.Hangi anne oğlu mutsuz ve bitkin bir hayat yaşıyorken, sevdiği her şey elinden alınmışken mutlu olurdu ki?
Ne zaman yalnız hissetse gittiği yere gitti Wooyoung.
Anıları aklına geliyordu birer birer.
Bu yerde atlattıkları,yaşadıkları, anlattıkları...San ile aşklarının başladığı yerdi burası.Ağaçlarla dolu,kelebeklerin uçuştuğu,insana nefes almanın bile huzur verdiği bir yerdi.
Wooyoung ağaçların birine yaslanıp kağıdı önüne koydu ve gözyaşları eşliğinde yazmaya başladı.
"Herkes insanların bazı şeyleri mutlu olduğu için yaptığını zanneder.Hayır,mutlu olup aynı zamanda şair olamaz kimse.Yazmak gönül işidir, yazmak içinde birikmişleri atmaktır.Acı duygusunu en derininde yaşamamış kimse mutluluğun ne demek olduğunu anlayamaz.Tıpkı yarayı bilmeyenin ilacı da bilmediği gibi."
"Çok güzel,her zamanki gibi."
Gelen sesin ardından arkasını döndü Wooyoung.Tüm yaşadıkları aklından,tüm hisleri kalbinden uçup gitmişti sanki.O an tek gördüğü şey aşk duygusunun vücut bulmuş hâli,ilk ve tek aşkıydı.
"Choi San!"
![](https://img.wattpad.com/cover/287487764-288-k218377.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Webs Of Fate/WooSan✓
FanfictionKiminle evleneceği, ilerdeki mesleği daha ilk doğduğu andan itibaren ailesi tarafından belirlenmiş Jung Wooyoung ilk kez 15 yaşında kalbinin kapılarını Choi San'a açmıştı. © Tüm hakları saklıdır. ‼️Bu kitap tamamen hayal ürünüdür ve eğlence amaçlı y...