17

148 30 8
                                    

17.BÖLÜM

~~~~~~~

"Choi San!"

Wooyoung yaşadıkları nedeniyle gördüğünün bir hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu kestiremiyordu.Yıllarca hayaliyle yaşadığı sevgilisi şu an önünde miydi?
Dengesini korumaya çalışarak ayağa kalktı ve San'a doğru yürüdü.
Elini San'ın kalbine götürdü ve atışları hissedince gerçek olduğunu anladığında bir adım geri attı.
San ise bir adım ilerleyerek Wooyoung'u kolları arasına aldı.

"Affet beni Wooyoung.Geldim işte.Sana 'sil beni' demiştim.Silmedin değil mi?" dedi San ağlayarak.

"Kocaman olmuşsun San."

"Affedeceksin değil mi?"

"Hiç darılmadım ki ben sana."

"Kokumu unutmuştun.Hatırladın mı kokumu?"

"Hatırladım..."

"Yani,Mebus tepesi efsanesi doğrulandı mı böylece?"

"Doğrulandı."dedi Wooyoung burnunu çekerek.

"Teşekkür ederim beni beklediğin için."

"Sonsuza dek de olsa bekleyecektim."

"Biliyordum bekleyeceğini.Okudum,kitaplarını okudum.Beklediğin tek bir cümleden dahi belli oluyordu.Almanya'da bir sürü okurun var."

"Ben de dinledim şarkılarını.Geleceğin her bir sözünden belliydi.Ne yaptın beni özlediğinde?"

"Gökyüzüne baktım seni özlediğimde.Ya sen?"

"Hiç indirmedim ki kafamı gökyüzünden."

San iç çekerek "Tekrar seveceksin değil mi beni Woo?" diye sordu.

"Hiç bırakmadım sevmeyi."

"Büyümüş müyüm gerçekten?"

"Aynı boyda olmuşuz.Ne yedirdiler sana orda?"

Hasret onları daha da yakınlaştırmıştı aslında...Yıllarca birbirlerini unutmamış olmaları da aşkın bir cilvesiydi.Gülü seven dikenine de katlanırdı.

Beraber tekrardan Mebus Tepesi'ne çıkma kararı aldılar.Yol boyunca birbirlerinin olmadığı süreçte ne yaptıklarını anlatıyorlardı.

"Orda hiç çıkma teklifi aldın mı San?"

"Ah,evet.Beraber ses eğitimi aldığımız bir kız vardı,ondan aldım."

"Ne dedin?"

"Hayatımda çoktan birinin olduğunu söyledim.Ya sen,sen hiç teklif aldın mı?"

"Hayır,kimseye görünmedim senden başka."

"Görünmediğin belli.Yoksa senin gibi birinin teklif almaması imkansız.Neyse,işime gelir."

"Burda nerden geçsem senin şarkıların çalıyordu.Gece yağmurda dışarı çıkıyordum,evin birinden senin sesin yankı yapıyordu.Bakkala gittiğimde bile tüm esnaflar senin sözlerini mırıldanıyordu.Zaten bu koşullarda insanın unutması daha da imkansız."

"Raflardan kitapların eksik olmuyordu.Özellikle gençler etkileniyordu kitaplarından.Asıl mesleğin olmayacak olsa dahi bu başarılar tüm çektiklerimize değdi bence."

"Ayrı kalmasaydık ilham bulmak bu kadar kolay olmayacaktı belki de.Her şeyin ardından kavuştuk yine.Peki ya bundan sonrası ne olacak?"

"Her şey daha güzel olacak.Senden bunca yıl vazgeçmedim ve bundan böyle de geçmeyeceğim."

"O değilde ben hala senin boyuna alışamadım."

"Sonsuza dek kısa kalacağımı düşünmüyordun herhalde?"

"Harbiden,boyun kaçtı senin?"

"1.49"

Wooyoung kahkahasını tutamadı.

"1 cm ile kaçırmışsın 1.50'yi."

"Yani,şimdi aynı boydayız sonuçta."

"Olsun,ben seni öyle de seviyordum böyle de seviyorum.En azından şimdi boynum aşağıya bakmaktan ağırmıyor."

Gülüşmeler eşliğinde tepeye çıktıkları sırada birbirlerine bakan kafalarını önlerine çevirdiklerinde hiç beklemedikleri bir manzarayla karşılaştılar.Yuna,Ryujin,Seonghwa,Hongjoong,Yeosang ve Mingi piknik ortamı kurmuş,onları bekliyordu.

"Nasıl tahmin ettiniz buraya geleceğimizi?"

"Annen-Bayan Choi-gidin dedi."

"Gittiğim gün veda ederken duyup tahmin etmiş olmalı."

"San,gerçekten Wooyoung'u asla kaybetme.Çocuk yıllardır oturup seni bekledi."

"Kardeşimin hakkını yeme Ryujin.San da orda ne çıtırlar varken hiçbirine bakmadı."

"Wooyoung'dan daha çıtırı nerede görülmüş?"

"Yere serdiğimiz yemekler daha çıtır Yeosang.Lütfen artık yiyelim." dedi Mingi.

Saatlerce eğlendikten sonra eve dönmek için ayrıldılar.Hongjoong ve Wooyoung aynı yoldan yürüyorlardı.

"Umarım bundan sonrası hep iyi olur Wooyoung."

"Öyle olacaktır eminim ki.Yıllardır bana rehberlik ettiğin için teşekkür ederim Hongjoong."

"Benim için çok değerlisin, San da."

"Yollarımız burda ayrılıyor.Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Wooyoung kavuşmanın verdiği mutlulukla eve dönerken kapıdaki polisleri ve kelepçelenmiş babasını gördü.Yüzünde mutluluğa dair hiçbir şey kalmadı.Eve doğru koştuğunda ağlayarak polislere yalvaran annesine neler döndüğünü sordu Wooyoung.

"Rüşvet vererek bebeklerin ailelerini değiştirmesinden dolayı tutuklanma emri var."diye cevap verdi polislerden biri.

"O hemşire itiraf etti değil mi?Biliyordum o karıya güvenilmeyeceğini."diyerek polislerden kurtulmaya çalışıyordu Bay Jung.

Wooyoung olduğu yerde dona kaldı.Hani her şey düzelmişti?Hani her şey iyi geçecekti.

"Hayat neden hep beni başrol yapıyor?" dedi Wooyoung seslice içinden söylediğini sanarak.

Webs Of Fate/WooSan✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin