11.BÖLÜM
"Tanrı bize acır mı sence?Orda kavuşturur mu bizi?"
~~~~
Yuna'nın ağzından-
Mükemmel bir günün ardından yine eve geldim.Ben ev denilen yerin günün sonunda ne olursa olsun dönülecek,sığınacak yer olduğunu sanardım.Haklıymışım,fakat benim için ev artık bu dört duvar arası yer değildi.Buraya ev bile diyemiyordum. Belki de gerçek ailem olmayan,yabancı insanlarla onbeş yıldır bu işkenceyi sürdürüyordum.Liseye başlayana dek her şey çok güzeldi, Wooyoung ile evlenmek zorunda olduğumu biliyordum ama bu benim için bir sorun değildi.Sığınacak bir insan, bahsettiğim gibi bir ev arıyordum.O evin Wooyoung olduğunu düşünmüştüm,yanılmışım.Dediğim gibi liseye başlayana dek her şey çok güzeldi.Ne zaman öğretmen olamayacağımı anladım,o zaman dünya başıma yıkıldı.Bu hayatta arzuladığım tek şey öğrenciler ve onların gözündeki ışıltıydı.Çocukları her zaman çok sevdim,hepsinin içindeki o asıl noktaya dokunmak,onları hep mutlu etmek istedim.Güler yüzlü bir öğretmen,ömürleri boyunca hatırlayacakları bir öğretmen olmak istedim.Ailem,ailem diyebilir miyim,bunu dahi bilmiyorum fakat onlar, onlar benim hayatımı zelzeleye çevirdiler.Bir dert bitiyor,bir diğeri geliyordu.Sığınacak hayallerim de kalmayınca Wooyoung'a,ilk doğduğum andan itibaren kardeşim diyebilecek kadar yakın olduğum o kişiye sığınmak istedim.Ben ona yaklaştıkça o benden kaçmıştı.Anlam veremiyordum,neden beni sevmediğini anlamıyordum.En sonunda pes ettim,hayatındaki yerimin ona ne kadar büyük acılar yarattığını fark ettim.Onun beni neden sevmediğini düşünürken San'la yakınlıklarını gördüm.Onbeş yıldır yanında olan beni değil,daha yeni tanıştığı San'ı seçmişti.Önemli olan dakikalar değil,o dakikalar içinde yaşanılan duygularmış meğer.Tek bir temas bile insanın içinde deprem etkisi yaratabiliyormuş meğer...Ben asla Wooyoung'a karşı böyle şeyler hissetmemiştim.Ben bu hisleri yeni anladım,onunla geçirdiğim o dakikalar içinde bana verdiği güveni ve gözlerime baktığında midemdeki kelebeklerden anladım.Ryujin...
İzim silinmişken tekrar adımı yazdıracaktı sanki.Onun ilk kalbimi hızlandırdığı zaman geçen yıldı,geçen yıl kavga ettiğimiz zamandı.Bana çarptığında sadece fiziksel olarak çarpmamıştı.Onu korkutmak istedim,beni evimden-Wooyoung'dan-
ayırdığını düşündüm.#@#
"Komik mi?"dedi Ryujin,San'a her zamanki ciddi ifadesiyle.
"Kabul et Ryujin,bunu diyen tek ben değilim.Wooyoung'da öyle düşünüyor.Değil mi Woo?"
Günün ardından Yuna'yı evine bırakarak San'ın evine gitmişlerdi.Wooyoung'un annesi her ne kadar istemese de babasına oğlu arkadaşlarıyla takılabilsin diye yalan söylemişti.
"Evet Ryujin,boş değilsin Yuna'ya karşı.O da sana karşı değil."
"Ya,Wooyoung,saçmalamayın.Tamam,kızı geçen seneden beri her ne kadar nefret etseydim de tanıyordum ama daha yeni yeni yakın olduk.Hem ben öyle kolay âşık olmam."
"Yalan söylüyorsun,ellerinle uğraşıyorsun."
"Of San,her hareketimi incelemek zorunda mısın?"
"İyi tamam, sevmiyorsun.Şimdi aşkı meşki bırakın da,ya Yuna'nın ailesi gerçek ailesi çıkmazsa.Ne yapacağız? Mahvolur kız."
"Ben de öyle düşünüyorum ama bir yandan da olacakları düşünüyorum.Ailem ne yapacak,bizim söz ne olacak?"dedi Wooyoung düşüncelere dalarak.
"Neyse ya,bu kadar karamsar olmaya gerek yok."dedi Ryujin.
"Boşverin şimdi,kalkayım ben.Geceye kalmayayım."diyerek devam etti.
"Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Ryujin'i ağırladıktan sonra San Wooyoung'un kolundan tuttu ve evdeki terasa götürdü.
"San, burası..."
"Çok güzel değil mi?"
"Mükemmel."
"Ben hep burda gökyüzüne bakarak şarkı yazıyordum,ilhamım burasıydı.Ama artık ilhamım bu gökyüzü değil,gözlerindeki gökyüzü."
"San,birbirimizi böyle inşaa edip yıkılmak zorunda kalmayız değil mi?"
"Yıkılmayız,kalplerimiz var oldukça hiçbir şekilde yıkılmayız."
"Kalplerimiz var olmazsa, ölürsek?Tanrı bize acır mı sence?Sonsuz hayat denilen yerde kavuşturur mu bizi?"
"Tanrı ne düşünür bilemiyorum,ama ben ne düşünüyorum biliyor musun? Bizim gibi çiftlere sapmış diyorlar.Onlar,onlar karşı cinse âşık olunca neden sapmıyorlar? Oysa benim aşkım onların aşkından daha kuvvetli, benim hislerim daha saf.Neden suçlu biziz,aynı cinsiyetteyiz diye mi?Eğer cinsiyetimi seçebilecek olsaydım yine erkek olup yine seni bu şekilde severdim.Sen Wooyoung'sun,ben San'ım.Kalplerimiz farklı olmasın, varsın aynı olsun cinsiyetimiz."
"Geçen okuldaki çocuk başka birine 'Bir kadını öpüp koklamak varken neden bir erkeği seveyim ki?' demişti.Yanından geçerken duymuştum.Neden sen varken,bir kadını seveyim ki?"
"Neden sen varken,başka birini seveyim ki?"
Tebessüm ettiler.San eline yumuşak iki tane yastık alarak ikisini de yere koydu.Yerde yattı ve gökyüzüne bakarak elini onun da gelmesini söyler gibi yastığa iki kez vurdu.
Wooyoung sözünü dinledi."Gökyüzü herkesin ortak çatısıdır derler ya San, eğer bir gün ayrılmak zorunda kalırsak gökyüzüne bak olur mu?Ben de bakıyor olacağım.Orası tüm insanların ortak çatısı olsa dahi sadece bizim anlayabileceğimiz anlamları içerecek."
"Eğer ayrılmak zorunda kalırsak radyoyu aç ve bekle.Şarkı söyleyeceğim,sen beni dinlerken yaz diye söyleyeceğim."
"Ben de yazacağım,sen benim kitaplarımdan ilhamla söyle diye."
#@#
*2 hafta sonra*
Bayan Jung'un evinde resmen kıyamet kopuyordu.Jung ailesi,Choi ailesi,Choe ailesi ve en önemlisi ise Bayan Jung'un eski eşi Bay Shin...
Yuna'nın yaptırdığı DNA testi sonuçlanmıştı.Yuna Choe ailesinin çocuğu değildi.Bayan Jung'un eski eşi Bay Shin'den olan çocuğu,San'ın kardeşi,Ryujin'in ise kuzeniydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Webs Of Fate/WooSan✓
FanficKiminle evleneceği, ilerdeki mesleği daha ilk doğduğu andan itibaren ailesi tarafından belirlenmiş Jung Wooyoung ilk kez 15 yaşında kalbinin kapılarını Choi San'a açmıştı. © Tüm hakları saklıdır. ‼️Bu kitap tamamen hayal ürünüdür ve eğlence amaçlı y...