23. Bölüm - Suç Ve Ceza

261 20 8
                                    

Gediz masadakilere fazla abartmamalarını söyleyerek yerinden hızla kalktı ve salonu terk etti.

Çok fazla sıcak basmıştı ve kendine gelemiyordu.
Kararan havaya baktığında saatin epeyce geç olduğunu fark etmişti. Ne çok oturmuşlardı öyle.

Hiç bir yemekten bu akşam ki kadar keyif almadığını fark etti Gediz Işıklı.

Sürekli iş seyahatlari yapar ve bir çok kadınla oturup muhabbet ederdi. Ama ona her zaman bomboş gelirdi.

Nare, ya çok sinsiydi ya da saftı. Çünkü o da oldukça tuhaftı bu akşam.

Gediz etrafa bakınarak gözleriyle onu aradı. Tabii ki yok olmuştu. Ellerini demirliğe yaslayıp kendini sulara atmayı düşündü. Yangını anca sönerdi ama bundan vazgeçip en üst kata çıkmaya karar verdi.
Yıldızlar tepedeyken daha güzel görünürdü. Biraz onları izlerdi.

Adımlarını merdivene yöneltip yukarı vardığında huzurla bir nefes aldı.
Soğuk rüzgarın yüzüne vurmasına izin vererek kenarlığa yaslandı ve kapkaranlık korkunç görünen denizi izledi bir süre.

Aklındaki düşüncelerden arınmaya çalışıyordu. O böyle bir adam değildi. Hiç olmamıştı.
Birini arzulayacak kadar uzun ilişkiler kurmamıştı.
Şimdiyse bu ona yanlış geliyordu.

Havuzun başındaki şezlonga oturup kollarını başının altında kavuşturdu.

Bu kez dikkatini gökyüzüne vererek parlayan yıldızları izlemeye başladı.

Bu işi sabah halletmezse Nare'nin rahat durmayacağını biliyordu. Üstelik cihazların gemide olduğunu öğrenmişti.

Anlaşmayı bir an evvel yapıp elindekilerden kurtulmalıydı. Sonra da karaya temelli çıkmayı planlıyordu çünkü artık denizin üzerinde midesi bulanmıştı.

Telefonunun çalmasıyla düşüncelerinden aniden uzaklaştı Işıklı...

"Sütünüz hazır küçük hanım."

Melek omuzlarını silkerek hizmetçinin elindeki tepsiye yatağın üzerindeki yastığı fırlattı.

Paramparça olan bardakla birlikte her yer süt olmuştu.

Kadın ağzından çıkan bir "hihh" nidasıyla hızla yere eğilip cam parçalarını toplamaya başladı.

Melek ise arsız bir küstahlıkla kollarını birbirine bağlayıp kadını izledi.

"Ama Melekciğim lütfen böyle yapma.. yoksa baban çok kızar."

"Sence o adamın ne düşündüğü ne kadar umurumda?!"

Kapının hışımla açılmasıyla korku dolu gözler direk o yöne dönmüştü.

"Ne oldu ne bu gürültü?!"

Melek ona cevap verme gereksinimi duymadı. Omuzlarını silkip ayaklandı ve Sancar'ın yanından geçip gitti.

"Nereye gidiyorsun? Odandan çıkmayacaksın dedim sana."

Melek sinirle adımlarını hızlandırdı. Bu adamı daha ne kadar çekecekti bilmiyordu.
Annesi bir an önce gelse iyi olacaktı yoksa sıkıntıdan patlayacaktı bu aptal yerde.

Kaçış Yok Mu?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin