Nare'nin Günlüğü
Sevgili günlük diye başlamayı çok isterdim ama anlatacaklarım bir kağıt parçası olmana rağmen sana ağır gelebilir. Bu yüzden aramızda samimi bir bağ kurmayacağım günlük.
Ben artık suçlu olanların cezasını çektiği bir dünyada yaşamak istiyorum.
Hiç değilse bir kişi beni anlasın istiyorum.Ben canımın yanmasına alıştım. Peki ya kızım? Bana hiç belli etmese de babasını merak ettiğini biliyordum. Her çocuk gibi bilmek hakkıydı... ama ne yazık ki onun babası bizi istemedi.
Muğla'ya geri dönmeye tekrar cesaret ettiğimde hamileydim.
O adamın kapısına gittiğimde karnımda 4 aylık hamile olduğum kızım ve o küçücük umudum vardı.Sancar Efeoğlu bu kez, daha ağır sözler ederek beni tekrar kapıya attı. Kolumun üstüne düştüğümden kırılmıştı.
Hem hamilelik hemde sakatlığımdan dolayı zor bir dönem geçirmiştim.Yüzsüzdüm evet. Benim için istediğini söylemekte haklısın... ama o zamanlar çaresiz bir kadındım.
Güvenebileceğim tek insan o diye düşünmüştüm ama yanılmıştım.
Ne aşkmış ama değil mi? İçler acısı bir aşk.•
"Senden artık sıkılmaya başladım Akın!" Öfkeyle tiksindiği adamn yüzüne baktı Nare.
Aynı hırs, aynı öfkeyi onda da görmüştü. Şimdi ne işi vardı bunun bu curcunada? Üzerine doğru gelen adamdan geri geri yürüyerek kaçmaya başlamıştı."Ben hiç sıkılmadım Nare." Dedi yüzüne iğrenç bir gülümseme yerleştirip. Nare sonunda ayağı tökezleyince yerinde durmuştu. Akın'ın neyin peşinde olduğunu oldukça merak ediyordu. Kaşlarını istemsizce çattı Nare.
"Bir adım daha yaklaşırsan seni öldürürüm!" Akın'ın ona yaklaşmasına fırsat vermeden bağırabildiği kadar bağırmıştı.
"Buradan kaçmana yardım edeceğim dersem peki?" Nare ona asla ama asla güvenmezdi. Hele ki o uçak kazasından sonra.
Gözleri kızın üzerinde gidip gelirken Nare ona ters ters baktı."Seni görmeye bile tahammül edemiyorum!" Akın kıza ayıplar gibi baktı.
"Buradan çıkış biletin benim Nare!" Dedi yüzsüzce.
Nare ona hiçbir cevap vermeden belindeki silahı hızla kavrayıp adamın kafasına doğrulttu. Ona asla acımıyordu... ama titreyen ellerine hakim olamamıştı. Karşısında tek hissettiği şey mide bulantısıydı.
"Hadi ama Nare üvey abini mi öldüreceksin?!" Dedi Akın pişkince ona doğru yaklaşarak. Kızın sinirleri iyice bozulmaya başlamıştı.
O daha ne olduğunu anlamadan silah ellerinden düşüverdi. Gözleri gittikçe kararmaya başlamıştı ve boğuk bir çınlama duyuyordu. Dizleri sonunda kendisini taşımamaya başlamıştı.
•
Yüzüne doğru çarpan soğuk su kütlesiyle yerinden sıçradı genç kadın. Ağzına dolan suyu tükürmeye çalışırken acılı bir inleme çıkmıştı ağzından.
Sonunda gözlerini açtığında karşısında dikilen Gediz Işıklı ve beyazlığını yitiren gömleğini görmüştü. Hafifçe yutkunup başını ona kaldırdı. Niye bilmiyordu ama onu görünce biraz olsun içi rahatlamıştı. Bayılmadan önce son gördüğü yüze nazaran bu çok daha iyiydi.
Sevinmiş gibi görünmemeye çalışarak genç adama dikti gözlerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış Yok Mu?
Aksi"Sen her yerden böyle çıkacak mısın Işıklı?" Dedi kısık bir tonda, dudakları genç adamın boynuna sürterken. Gediz içinde hareketlenen kan hücrelerini belli etmemeye çalışarak sırıttı. Karşısındaki kadından böyle bir hamle beklemiyordu. Hemde böyle b...