"Aşağıya indirin doktor bir kontrol etsin." Dedi Osman Nare'nin yüzüne bile bakmadan. Nare ise öfkeden çıldırmak üzereydi. Dün gece iyi bir uyku çektikten sonra Sinan'ın ısrarları üzerine paşalar gibi ofise geri dönmüştü.Akın'ın yaptıklarını hala unutmamışken o nasıl böyle sakindi anlamıyordu.
Tam ağzını açacaktı ki Sinan hızla Nare'nin kolunu tutup aşağı doğru çekiştirdi.
Nare ise öfkeyle kendini geri çekti."Sırası değil Nare! Anladın mı? Sus ve dediğini yap."
Nare omuzlarını silkerek kollarından düşen ince yeleği düzeltti ve merdivenlere doğru ilerledi.
Cam kenarlıklı demir merdivenleri yavaş yavaş inip sonunda beyaz bir aydınlatması olan salona indi.
Bazı arkadaşları çeşitli aletlerle spor yapıyordu. Onun İstanbul'da ki görevini başarıyla tamamlamış olup gelmesine çoğu imrenmişti.
Yine de kimse bir şey söylemedi.
Yüz ifadesiyle herkesi kendinden uzaklaştırıyordu. Farkındaydı...Bir kaç adım ileride ki doktorun odasına varınca kapıyı çalıp içeri girdi.
"Nare dönmüşsün.." Dedi şaşkınlıkla karışık bir ifadeyle.
Nare ise ona gözlerini devirmekle yetindi.Sadece muayene masasına oturup üzerini çıkardı ve onu beklemeye başladı.
Doktor ise onun bu tavrını anlıyordu. Her zaman ki Nare işte der gibi başını iki yana sallayıp yerinden kalktı.
Ellerine bir çift eldiven geçirip Nare'nin önünde durdu.
O da tıpkı Nare gibi genç ve güzel bir kadındı.
Orta boyda lüle lüle kahverengi saçları, yeşil gözleri ve güzel dolgun dudakları vardı. Boyu Nare'den biraz uzundu ve kilosu normal denebilirdi. İnce bir beli ve uzun bacakları vardı. Fiziği gayet hoştu.Tek elini yavaşça Nare'nin çenesine koyup ağzını açtı.
Boğazını ve bademciklerini kontrol ettikten sonra sırayla gözlerine baktı."Göz hassasiyetin artmış. Uzun süre yüksek ışığa mı maruz kaldın?"
Hayır... uzun süre Gediz Işıklı'ya maruz kaldım..
Diye geçirdi Nare içinden. Sonra da doktora başını sallamakla yetindi.
Doktor, stetoskopunu takıp Nare'nin atleti üzerinden kalp atışlarını ve ciğerlerini dinledi.
"Tamam her şey normal gibi.. son olarak tartılmanı isteyeceğim."
Nare ayağındaki botlarını çıkarıp hiçbir şey söylemeden tartıya çıktı.
Bir an önce gitmek istiyordu.Bilgisayarın başına geçip başını olumsuz anlamda iki yana sallayınca Nare ona gözlerini devirdi.
Bir iki kilo kaybettiğinin kendi de farkındaydı bunda abartılacak ne vardı anlamıyordu. Bıkkınca gözünü tartıya çevirdiğinde yazan 49'u görünce şaşkınlığını gizlemeye çalışarak elleriyle saçlarını karıştırdı.
Bu kadarını kendi de beklemiyordu."Yüksek oranda kas kaybetmişsin. Sana tükettiğin besinlere dikkat etmeni söylemiştim."
Nare donukça bir kahkaha attı ve doktorun muayene koltuğuna geri döndü.
"Tüh ya nasıl dikkat etmem. Sonuçta Gediz Bey beni kuş sütleriyle besledi..."
Aslında mantıklıydı. Gediz Işıklı ona ve ekibine gayet güzel bakıyordu. Kim tutsak olduğu evde bu kadar rahat takılıyordu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış Yok Mu?
Action"Sen her yerden böyle çıkacak mısın Işıklı?" Dedi kısık bir tonda, dudakları genç adamın boynuna sürterken. Gediz içinde hareketlenen kan hücrelerini belli etmemeye çalışarak sırıttı. Karşısındaki kadından böyle bir hamle beklemiyordu. Hemde böyle b...