Medyadaki şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim.
3. Bölüm
Sabah uyandığımda içimde garip bir his vardı. Dün Stefan'la resmi şekilde sevgili olmuştuk ve ondan hoşlanmadığım halde bunu yapmam suçluluk duymama neden olur sanmıştım ama öyle olduğunu söyleyemem. İçimdeki his suçluluk duygusundan çok farklı bir şeydi ama anlayamıyordum. Farklı bir enerji hissediyordum kendimde.
Daha fazla bunu düşünürsem geç kalacağımı fark ederek hazırlandım. Bugüne biraz daha özenerek hazırlanmıştım. Kendimi çok dinamik hissediyordum.
Hızla aşağı inerek Jenna'nın yanağına bir öpücük kondurdum. Ardından hızlıca Bonnie'nin arabasına bindim. Yolda, genelde Stefan ile olan ilişkimde bu kadar hızlı ilerlememem gerektiği hakkında konuşmuştu.
Okula geldiğimizde ilk defa geçiştirmek yerine tam bir cümle kurdum "Bonnie onu tanımıyorsun. Eminim ki biraz daha tanısan seversin." Ardından Stefan geldi ve Bonnie kaçarcasına uzaklaştı.
Biraz sohbetten sonra onu akşam yemeği için evime davet ettim. "Bonnie, sen ve ben, akşam saat 8'de, benim evde, akşam yemeği"
***
Giydiğim kısa şort ve tişörtle güzel göründüğümü söyleyebilirim. Tabi eski vücudumda daha da iyi görünürdüm. Ama moralleri bozmaya gerek yok.
Caroline Damon'un yanından, arabasından havalı bir girişle antrenmana daldı. "Şu bahsettiği gizemli adam olmalı" "o kadar gizemli olduğunu söyleyemem. İsmi Damon Salvatore. Stefan Salvate'un kardeşi." Ardından Damon'a bir bakış attım "tabi başka sırları olabilir."
(Bunları söylerken ki mimikleri)
Yazardan
Damon, Elena'nın söylediklerini duyduğunda gülümseyerek Elena'ya parmaklarını hareket ettirerek selam vermişti. Elena'nın bu kadar ilgisini çekeceğini düşünmemişti ama bu kız tüm düşüncelerini yıkmayı başarıyordu.
Caroline en öne geçtiğinde herkese koreografinin bir örneğini gösteriyor ve diğerlerinden aynısını yapmasını istiyordu.
Dans etmeyi seven bir hayran olarak Elena tüm dans haraketlerini Caroline'dan bile iyi yapmıştı. Bunun üzerine Caroline sinir krizi geçirmesini son anda durdurarak "sen yaz kampına gelmemiştin tatlım, istersen sadece izle" demişti. Elena, Caroline'dan nefret ediyordu. Kendine güveni eksik, kontrol manyağı, kıskanç bir insanı kim sevebilirdi zaten...
Oradaki herkes Elena'nın yaptığı mükemmel hareketlere rağmen köşeye gitmesini umursamamıştı ama hepsi farkındaydı, Caroline Elena'yı kesinlikle kıskanıyordu.
***
Elena'dan
Sıkıcı okulun sonrasında eve gittim. Jenna evde değildi. Bugün yemek yiyeceğimizi bildiği için saygı gösteriyordu.
Ben diğer Elena gibi dışarıdan yemek alıp kaseye koymayacaktım. Yemek yapmayı çok sevdiğim için ben hazırlamaya karar verdim her şeyi.
Yemekte güzel bir çorba ve dana biftek yapmıştım. En güzel yaptığım yemek bu olabilirdi. Biraz kanlı kalmıştı ama bu lezzet verirdi. En azından bu tat benim hoşuma gidiyor. Yiyecekleri kendi paramla almıştım zaten. Borsa işine çoktan girmiştim ve baya para kazanmıştım. Bir nevi bir kumar olduğunu biliyordum ama genelde kazanırdım. Aşkta kaybeden, kumarda kazanır. Yoksa tam tersi mi? Her neyse...
***
Bonnie gelmiş ve yaptıklarımı gördüğünde şaşırmıştı. "Dışarıdan söyleyip süslü bir tabağa koyarak kandıracağını düşünmüştüm" dedi ve kahkaha attı. Şirince gülümsedim. Elena olsa öyle yapardı...
Çalan kapıyı açtım. Gelen Stefan'dı. "Hoşgeldin, lütfen içeri geç. Yemekleri birazdan getireceğim" diyerek mutfağa geçtim.
"Bonnie lütfen kibar ol, iyi anlaşmanızı istiyorum."
"Elimden geleni yaparım."
***
"Biftek biraz kanlı sanki?" "Beğenmedin mi Bonnie? Halbuki ben çok sevmiştim. Sen sevdin mi Stefan?" Gerçekten güzel olmuştu. Gergince gülümsedi "bende beğendim"
Biraz sohbetin ardından konu Bonnie'nin cadı olma teorisine gelmişti.
"Cadı mı? Bu gerçekten olağan üstü. Cadılar doğanın koruyucuları olarak bilinirler. Bu konuya merakım vardır da, ailen tam olarak nereden gelmişti?" Muhabbeti dalgınca dinlerken kelimeler istemsizce dudaklarımdan dökülmüştü "Bennet Cadılarından biri..." Stefan hızlıca bana dönmüştü Bonnie ise dalga geçtiğimi sanarak kahkaha atmıştı. Ama ben ne dediğimi bile yeni idrak edebilmiştim. Lanet olsun bunu neden söyledim ki? O sırada çalan kapı resmen beni kurtarmıştı.
"Ben bakıyorum" diyerek hızla sofradan kalkıp kapıyı açtım. Karşımda Caroline ve Damon vardı. "Umarım tatlıya yetişmişizdir." Caroline cıvıldayarak elindeki tatlıyla içeri daldı. Arkamdan Stefan gelmişti. Bir refleksle beni hafifçe arkasına almıştı. "Senin burada ne işin var?" "Sadece kardeşimin sevgilisine ev ziyareti? İçeriye davet etmeyecek misin?" "Bizde bitirmiştik, gidiyorduk zaten, giremezsin!" Caroline lafa daldı "Stefan çok kabasın elbette içeri girebilir değil mi Elena?" Gülmemek için yanağımın içini ısırdım. Karşımda beni öldürebilecek bir adam vardı ve gülme krizine girmek üzereydim. Cidden çok komik bir olaydı. En azından benim için...
"Sakın onu davet etme Elena" "Stefan şuan fazla garip davrandığının farkında mısın acaba?" Bunu diyen bendim. "Caroline hadi tatlıyı keselim. Oturma odası sağda Damon" dedim ve Caroline'ı çekiştirerek mutfağa götürdüm. "Neden onu davet etmedin?" "Caroline sen iyi misin? Elbette ettim!" Ağzımdan hafif bir kıkırtı kaçtı ama onu öksürerek kapattım.
Stefan ve Damon'un kavga sesleri buraya kadar geliyordu ama kelimeler anlaşılır değildi. Tatlıyı kesip tabağa koyduğumda itişmelerinden sıkılıp kapıya gittim. "Neden hala dışarıdasın Damon?" "Evet Stefan, ben neden hala dışarıdayım?" Galiba sırrını söylemekle tehdit ediyordu. "Stefan, lütfen kardeşine bir seri katilmiş gibi davranmayı kes. Ve Damon lütfen içeri gel!"
Kısa bir bölümdü ve çok geç geldi. Bunun için üzgünüm. Ama derslerim aşırı yoğunlaştı, başımı dersten kaldıramıyorum. Bu bölümü de okul arasında yazdım zaten. Düzenlediğimde akşama yayınlanmış olur. Sizden tek isteğim biraz sabırlı olmanız ve kitabı silmemeniz. Zaten bu kitap o kadar da rağbet görmüyor o yüzden askıya almayı düşünüyorum. Yine de kesin değil. Yorumlarınızı bekliyorum. Sınır koyacağım. Eğer sınırı geçerse bölümü erkenden yazmaya çalışırım ama aksi taktirde uzun sürebilir. Kendinize iyi bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Onyx
Vampire*The Vampire Diaries kurgusudur* Kendi evreninden The Vampire Diaries evrenine ışınlanarak baş karakterin bedenine girmiş bir kız düşünün... "Deli olduğumu ya da bunların rüya olduğunu düşünmenin bir anlamı yok.En azından deliysem bile eğlenmeliyim...