Önceki bölümü atlamayın lütfen. Yine uzun bir ara verdim farkındayım. Yorum yapmayı unutmayın. Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar dilerim..
11. Bölüm
Bütün gece yatakta sağa sola dönüp durmuştum. Nasıl bir belaya bulaştığımın farkında bile değilim sanırım. İlk olarak geleceğin içine sıçtım. İkinci olarak başıma bir orjinali bela ettim ve üçüncü olarak o orjinalin diğer orjinallere haber uçurup uçurmayacağı konusunda tam olarak emin olamıyorum. Ayrıca mezarın açılması ihtimali çok yüksek. Yakında yeni öğretmerimiz Rick gelecek ve Salvatore kardeşlerle anlaşma yapması zaman alacak gibi duruyor. Bonnie kolye derdiyle uğraşıyor ve o derde bizi de sürükleyecek. Ayrıca mezarı açmak isteyen tek kişi Damon değil. İleride Anna ismindeki o vampirle uğraşmak zorunda kalacağız. Jeremy ile çıkacak ve mezardaki annesini kurtarmak için çabalayacak. Mezarı açmak için büyücüye ihtiyaç var ve tahmin edin bu görevi kim üstlenecek? Hah Bonnie ve büyük annesi. Ne şaşırtıcı ama... Bu da yetmezmiş gibi büyük anne mezarı açarken ölecek ve Bonnie bunun sorumlusunun ben olduğumu düşünerek iletişimimizi azaltacak.
Tabii bunların olmasını yanlışlıkla engellememişsem yada engellemeyeceksem. MEZARIN AÇILMASINI ENGELLEMEK İSTİYORUM. Ama bir sorunumuz var ki ileride mezar işimize yarayacak. Katherine'i hapsetmek için mağarayı kullanmamız gerekecek. AGHH!! Neden bu bütün olaylar silsilesiyle uğraşmak zorunda kalıyorum ki? Bu olaylar sadece başlangıç. Daha annem ve babam olayı başlamadı bile.. Lanet olsun her şey bu kadar zor olmak zorunda mı? Belki de ülkeden kaçmalı ve Tanrı'nın bile unuttuğu rastgele bir eyalette yaşamaya başlamalıyım, kim bilir? Ama ben zorluklardan kaçacak bir insan mıyım? TABİİ Kİ DE ÖYLEYİM!! Hadi amaa benden bahsediyoruz. Kesinlikle zorluklardan çekinmeden kaçabilecek biriyim. Yine de beni bulacaklarını bildiğim için ve ileride başımın daha da ağrımaması için kaçma düşüncemi erteliyorum o kadar. Belki de fırsatım varken kaçmalıydım...
Tamam Elena yerinde olursam daha doğru kararlar vereceğimi düşünmüştüm fakat bu iş gerçekten çok YORUCU! Hem neden tüm karakterler bu kadar yakışıklı olmak zorunda? Tamamen konuyla alakasız olması bu soruyu hiç sorgulamadığım anlamına gelmiyor. Her oyuncuyu yakışıklı seçmek zorundalar mıydı yani? Hangisinden hoşlanacağım konusunda ne kadar kafamın karıştığını biliyor musunuz? Her neyse bu konuya girersek çıkamayız. Hem ben bunları kime anlatıyorum ki? Kendi kendime mi konuşmaya başladım? YOKSA DELİRDİM Mİ?! Pekala sanırım abartıyorum. Hâlâ üzerimde biraz sarhoşluk var. Ayrıca Lexi'yi ölüme göndermenin pişmanlığını hâlâ yaşıyorum. Belki de en aklı başında karakteri öldürttüm. Özür dilerim Lexi...
Aklıma gelmişken, Katherine'in resmini bulup bana ne kadar benzediğini gördükten sonra saçma triplere girip, kolyeyi bırakarak Damon'la "ne olursa olsun" diyerek bir yolculuğa çıkıyorum ve orada Lexi'nin sevgilisiyle karşılaşıyoruz. Damon'la kavga ediyorlar ve son. Tabi Elena böyle yapmıştı. Bende böyle mi yapacağım? Büyük ihtimalle Damon beni yalnızca öldürmek için bir yerlere götürür.
En azından yaptığım son şovdan sonra böyle olacağını düşünüyorum. Belki de sadece benim paranoyaklığımdır ve Damon onun planını bildiğimi çoktan unutmuştur. Ayrıca Stefan'da Damon'a planını bildiğimi söylediğimi duymuştu değil mi? Lanet olsun neden kendimi bir kez olsun tutamıyorum? Umarım o da bunu unutmuştur ve konusu asla tekrar açılmaz... Rüya görüyorum değil mi? Bunun asla olmayacağını biliyoruz. Lanet olsun, lanet olsun...
***
Akşamdan kalma halimle yataktan kalkmaya çalıştım. Hareket dahi edememem dışında hiçbir sorun yoktu. Başım neredeyse çatlayacakmış gibi hissediyordum. Ayrıca midem bulanıyor ve başım da dönüyor. Şuna eminim ki bu belirtilerin tek nedeni dünki alkol değil. Tamam onun da payı var fakat üst üste o kadar şey yaşamak beni mahvetti. Ya Elijah hemen geri dönerse ve en korkunç olanı, yanında diğerlerini de getirirse? Lanet olsun Elijah'ın şuan tabutta olması gerekmiyor muydu yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum? Yoksa o Rebekah mıydı? İkisi de değil miydi? Ahh şuan düşünemiyorum. Hem ne zaman uyudum ki ben, saat kaç? Saat- Lanet olsun saat öğlen 3 olmuş. Artık okulu kaçırdığımdan emin olduğuma göre biraz daha uyuyabilirim değil mi- Kapı mı çalıyor? Off evet kapı çalıyor. Belki çalar çalar gider değil mi? Sadece gözlerimi kapatmalı ve gitmesini beklemeliyim, sadece birkaç dakika...
***
"Enişte lütfen kapıyı aç, yalvarırım aç şunu. Yemin ederim isteyerek olmadı. Bir daha olmayacak söz veriyorum. Lütfen Hala, bana yardım et, korkuyorum, burası çok karanlık. Sesler çok korkutucu lütfen, lütfen..."
Küçük kız ellerini kilitlendiği bodrumun kapısına vuruyor, ağlarken kesik nefesleriyle birlikte bir umut yardım arıyordu. Yanlışlıkla bir bardağı yere düşürmüş ve kırmıştı. Eniştesi ise çok fazla gürültü yaptığı için onu karanlık ve soğuk bodruma kilitlemişti. Halası ise bu duruma karşı kılını bile kıpırdatmamayı tercih etmişti.
"Burası soğuk, üşüyorum..."
Kız artık kapıya vurmayı kesmiş, soğuk zemine oturarak sırtını duvara yaslamış ve dizlerini kendine çekerek sarılmıştı. Gözleri karanlığa alışmış olsa da sesler onu ürkütüyordu. Bu onun hayal ürünü müydü yoksa gerçekten duyuyor muydu bilemedi. Sadece yüzünü dizlerine gömdü ve uyursa geçeceğini ümit etti,
"uyursam her şey düzelir..."
***
Sıçrayarak uyandığımda elim refleks olarak yastığımın altındaki bıçağa gitti. Çoktan hava kararıyordu. Bu kadar uyuduğumun farkında değildim. Aklımda birkaç sahne belirdi. Sanırım kâbus görmüştüm fakat çok iyi hatırladığım söylenemezdi. Bende umursamamaya karar verdim. Hafifçe gerindim ve yatakta oturur pozisyona geçtim. Telefona baktığımda Bonnie'nin iki kez aradığını gördüm. Vakit kaybetmeden ona dönüş yapmalıyım değil mi? Yapmasam olmaz mııı??? Tamam olmaz biliyorum...
"Merhaba Bonnie, uyuyordum ve sana erken dönüş yapamadım, afedersin."
"Bu saate kadar mı uyudun Elena? Uyku düzenine önem vermelisin biliyorsun."
"Biliyorum anne(!)"
"Ah her neyse, diyeceğim şeyi neredeyse unutturuyordun. Tarih dersi için yeni öğretmen geldi, ismi Alerick Saltzman. Derse gelseydin iyi olabilirdi, neyse, sana gelmemi ister misin? Şu sıralar garip davranıyorsun. Anlatmak istediğin şeyler varsa dinlerim biliyorsun."
Şuan kesinlikle onunla uğraşacak kafada değildim. Yataktan kalkmak bile istemiyordum. Saatlerce uyumuş olsam da hâlâ yorgun hissediyordum.
"Şuan bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. Başım biraz ağrıyor. Belki sonra?"
"Hasta mı oldun? İstersen yardıma gelebilirim."
"Merak etmene gerek yok Bonnie, ben iyiyim. Sadece bir baş ağrısı işte, ilaç ve uyku yeterli olur."
"Daha ne kadar uyuyacaksın?"
"Sadece yorgunum Bonnie, lütfen üstüme gelme."
"Depresyonda olmadığına emin misin?"
"Bonnie!"
"Tamam tamam anladım, o zaman yarın görüşürüz?"
"Yarın görüşürüz..."
Telefonu kapattım ve yanıma attım. Yatağa tekrar yatarak bir süre tavanı izledim.
"Pekala kalkma zamanı..."
Bölümde hiçbir şey olmadı özür dilerim DLVLŞAŞFLA. Ama ne yapabilirim ki? Eğer şuan olayları ilerletirsem herkesi öldürtebilirim. Bölümü yazacağım diye diye uykuyu erteledim ve sabahın köründe yazmaya karar verdim. Bu bölüm büyük ihtimalle çoğunuzu tatmin etmemiştir o yüzden yeni bölümü hızlı yayınlamaya çalışacağım ama ondan önce dizide kaldığım yerleri izlemeliyim çünkü çok fazla şey hatırlamıyorum. Fazla sorumsuz bir insanım sanırım dlglsllfls. Her neyse, iyi günler dilerim <333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Onyx
Vampire*The Vampire Diaries kurgusudur* Kendi evreninden The Vampire Diaries evrenine ışınlanarak baş karakterin bedenine girmiş bir kız düşünün... "Deli olduğumu ya da bunların rüya olduğunu düşünmenin bir anlamı yok.En azından deliysem bile eğlenmeliyim...