Uzun zamandır bölüm atmıyordum. Şu sıralar yazmaya üşeniyorum. Yeni bölüm isteyen birkaç kişi vardı. Bende peki madem yazayım, dedim. Doğruyu söylemek gerekirse en son ne yazdığımı bile hatırlamıyorum. Bir okuyup yazmaya başlayacağım. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorumm.
Ayrıca karakteri Melanie olmadığını bilerek okuyun lütfen. Bu karakter ilk kitabımdakinden daha farklı bir geçmişe ve kişiliğe sahip, teşekkürler...
4. Bölüm
Stefan'ı yatağa iterek yavaş hareketlerle üzerine çıktım, hafifçe gülümseyerek dudaklarına yöneldim. Onun tadı farklıydı, sanki kiraz ve karamelin bir kombinasyonu gibiydi. İlk başta garip ama tattıkça dahasını istediğin bir fark. Onu hissetmek bana iyi geliyordu, ona dokunmak, ellerimin onun üzerinde olduğunu bilmek, bu düşünceler tenimde bir ürperti yaratmaya yetiyordu. Üzerimdeki tişörtü çıkararak tekrar ona döndüğümde bu sefer o beni altına almıştı. Elleri sürekli hareket halindeyken beni arzuyla öpüyordu.
Sonunda tişörtünü uçlarından tuttup çıkardığında karşımdakinin yüzü değişmişti. Stefan'ın yumuşak gülümsemesinin yerini Damon'un sinsi sırıtması almıştı. Gözlerinde şeytani bir pırıltı vardı. Yüzüne düşen birkaç tutam saçı onu daha tehlikeli gösteriyordu. Bu görüntü karşısında onun hiç beklemeyeceği bir hareket yaptım, ona gülümsedim.
***
Uykumdan ani bir düşüş hissiyle uyandım. Bir ses duyduğumda ani bir refleksle her zaman yastığımın altında tuttuğum bıçağı sese doğru fırlattım. Gelen düşüş sesiyle emin oldum. İşte bu sefer karga ölmüştü. "Tam isabet!" Diye mırıldandım uykulu bir tonda. Eğer Damon hayvanını öldürdüğüm için bana kızacaksa şunu bilmeli ki tüm suç onun. Uykulu bir kıza bir karga göndermemeli, hele ki o kız kuş sesinden nefret ediyorsa...
Rüyamda gördüğüm şeyi hatırlamamla uykum biraz olsun açılmıştı. Damon tıpkı dizideki Elena'ya yaptığı gibi benimde zihnime girmişti. Bunu durdurmak için Stefan'ın bana o kolyeyi vermesi gerekiyordu. Buda yarın olacaktı. O kolyenin kime ait olduğunu bilmek o kolyeyi daha da istememe sebep oluyordu. Sonuçta bir Orjinal'in kolyesini kim istemez, öyle değil mi?
Eğer Damon'un eve girdiğinde ne yaptığını merak ediyorsanız anlatayım.
Onu içeriye çağırdığımda ukala tavırlarıyla içeri girdi. Kabul etmeliyim ki dizide de en çok bu hallerini seviyordum zaten. Elena'ya olan aşkı yüzünden yumuşadığında, Damon benim için bitmişti.
Tatlımızı yerken sürekli kardeşine imalı göndermeler yapıp durmuştu, onları tanımayan biri bunun sadece sıradan kardeşlerin çatışması olarak düşünürdü ama ben her şeyi biliyorum, onların bilmediklerini bile...
Ne zaman gittiklerini ve ne zaman uyuduğumu hatırlamıyordum. Buda rüyanın gerçekçi olması için zihnimle oynamasından kaynaklanıyor büyük ihtimalle.
Bunlardan sıkılarak yatağıma geri yattım ve sabahın olmasını beklemeye bağladım. Gözlerimi 15 dakika bir şey düşünmeden kapatırsam uykuya dalarmışım, bu kanıtlanmış bir gerçek. Peki ben hiç düşünmeden 15 dakika gözlerim kapalı şekilde bekleyebilir miyim? Sadece deniyorum.
1
2
3
.
.
.
898
899
900
...Sabah uyandığımda saatin okula gitme saatine yakın olduğunu gördüm. Bugün olacak şeyleri düşündüğümde biraz gerilmiştim, tarih hocası ölecekti ve Bonnie cadı olduğuna neredeyse emin olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Onyx
Vampire*The Vampire Diaries kurgusudur* Kendi evreninden The Vampire Diaries evrenine ışınlanarak baş karakterin bedenine girmiş bir kız düşünün... "Deli olduğumu ya da bunların rüya olduğunu düşünmenin bir anlamı yok.En azından deliysem bile eğlenmeliyim...